26 Temmuz 2009 Pazar

Yeniden başlamak

Cezayirdeyim yeniden. Günlerin sıcaklığına ayak uydurmaya çabalıyorum. Sanki hiç burda olmamışım gibi hissediyorum şu anda. Dönmenin sersemliği sanırım uzun zaman aralığından sonra. Ne tuhaf diyorum bazen kendi kendime başka bir şehre olan özlemim. Hemde onca km uzaktayken ve kendi şehrimdeyken. Cezayir böyle bir yer işte. Hüzünle karışık bir özlem yerleştiriyor insanın içine. Türkiyedeyken de hava epey sıcaktı. Tabi o yağmurlu ve fırtınalı günlerin haricinde. Karadenizin deliliğine de şahitlik ettim oradayken. Ne mutlu bana ki çok uzun sürmedi yağmurlar. Denize atıverdik kendimizi hem de yağmur sonrası sıcaklığı ile.

Uçak yine yordu tabiki beni. Hem çanta taşıma mevzuları hem de geçmek bilmeyen dakikalar. Geçti de bitti bile işte. Şimdi yine eski yerimde, masamda bilgisayarımın başındayım. Hiç gitmemişim sadece uykuya dalmışım gibi. Elbette şu anki duruma en çok alışamayan kişiler annem ve babamdır. Şimdi yalnız hissetmişlerdir kendilerini biliyorum. Orada tam bir ay bir hafta boyunca birlikteydik hemen alışıverdik. Böyle uzaklık başlayınca bir anda hissediyor insan yokluklarını. Uyandığımda sanki yatağımda bulacakmışım gibi hissettim ilk sabah kendimi. İnsanlar kuş misali dememişler boşuna. Bir anda başka bir kıtaya konuverdim metal kanatlarla. Neyse ki yolculuğum iyi geçti. Bu sefer pek çabuk oldu herşey. Pasaporttada çok beklemedim bavullarımı alırken de. Torpil geçti havaalanındakiler herhalde beni bitkin bir halde görünce. Geldiğimizin ertesi günü de eşimin doğum günüydü. Birlikte olmak çok güzeldi uzun bir ayrılıktan sonra hem de doğumgününde yanında olabilmek güzeldi. Zaten hemen kendimizi havuza attık gelir gelmez. Öyle iyi geldi ki. Tabi yorgunluğum da katlanarak arttı suda. O gün gözlerimin üzerine birisi ağırlık yerleştirmiş gibiydim yığılıverdim olduğum yere ve uykuya dalmam o kadar kısa sürdü ki. Türkiyedeki uykusuz günlerimden sonra burda ilk gecemde uyumaya yattığımın bile farkında olamadım.

Fotoğraflarımı düzenleyeceğim birazdan. Sonra da günlerimi yazacağım. Yaşadıklarımı dile getirmeyi seviyorum. O zaman yeniden yaşıyorum hepsini bir bir. Bugün buradaki hayatıma yeniden başladım bir müddet ara verdikten sonra. Şimdi adapte olmaya çalışıyorum. En kısa zamanda görüşmek dileğiyle. Herkese kocaman sevgiler...

3 Temmuz 2009 Cuma

Müzik ve tatil keyfimiz

Yazlıkta günler çok güzel ve aynı zamanda da çok çabuk geçti. Şimdi izmit'e döndük bile ama yeniden gideceğiz. Geçen hafta sonu çocukluk arkadaşlarım da geldiler yine eski grup kurulmuş oldu. Çok güzel zaman geçirdik birlikte. Cebeci de Hany barda Grup Gündoğarken sahne alacakmış. Biz de hemen soluğu orada aldık. Işıl ve Safa rezervasyonu hemen yaptırmışlar zaten sağolsunlar. Yemeklerimizi yedik ve yola koyulduk. Pek güzeldi. Havai fişekler atıldı çıstak çıstak parçalar da çalındı ve sonra gündoğarken'i dinledik. Uzun zamandır böyle bir organizasyona dahil olmamıştım süper oldu benim için..

O güzel geceden çok güzel bir hatıra fotoğrafı.. Bakıp bakıp anarız artık. Çocuklar gibi şendik zaten şarkılara eşlik ettik sohbet ettik ve en sonunda da dayanamayıp "bi fotoğraf çekilebilir miyiiizzz" dedik tüm şirinliğimizle..Zaten bizden başka da hayranlıkla dinleyen yoktu. Herkes o kadar çok konuştu ki şarkıları duymadılar bile bence. Genelde yaş ortalaması küçüktü ama tabi görüntü hiç de öyle göstermiyordu malum artık çocuklar bile iri yarı olmuş vaziyetteler. Sanki Bodrum da gece kulübüne gider gibi mini mini şortlar devasa topuklu ayakkabılarla falan gelmişti bayanlar. Güldük. Biz de kot ve spor ayakkabı takıldık ne de olsa orası Cebeci. Kokoşluğu bir yere kadar kaldırıyor bence..

Sonraki gün de deniz faslımız için ışıllarda buluştuk ama o gün hava biraz kapatmıştı denize gitmekten vazgeçtik. Tavla oynadık önce ışılla biz sonra Banu ve Gamze geldiler sohbet ettik Işıl bize çay yaptı mamalar yedirdi. Eee bu güzel grup bir araya gelmişken Tabu da oynanır yani dimi ama. Gülmekten koptuk zaten. Bir dahaki sefere yine bir tabu akşamı düzenleriz artık..