2 Şubat 2011 Çarşamba

Şehrin hayhuyu ve minik mutluluklarım

Henri Salvador dinliyorum. Dışarıdaki rüzgar sanki ben müziği daha iyi duyabileyim diye sessizce esiyor. Yağmurda yok. Ama eminim birazdan başlar. Dört gündür dinmek bilmedi. Burada böyle işte yağmurlar. Bir başladı mı durmak bilmez. Ben başka hiçbir yerde böyle yağmur görmedim ki. Tuhaf bir şehir burası. İnsanı zorla kendine alıştırıyor ama, o tuhaflığın içinde hapsoluyorsunuz. 

Günün kasvetine kapıldım mideme aldırmadan kahvemi içtim höpürdeterek, zira bu ara kahve mideme pek iyi gelmiyor. Yine de vazgeçmem imkansız. Yalnız buradaki kahveler çok ağır ve tabiri caizse zift gibi. Ben Starbucks'ın o aromalı, tatlı ve köpüklü kahvelerini özlüyorum. Sanırım yakınlarda olsa her gün alırdım. Acaba bizim ofisin buralara vermezler mi bi makina, sadece bize özel :):) Bu sefer yanımda gelirken bana onu hatırlatacak bir sürü şey getirdim yalnız her dakika da karşıma çıkması biraz acı vermiyor değil..

 En çok sevdiğim kahve tutacakları. Kartondan yapılmış olsa da ben çok seviyorum, sanki benim için karton değil başka bişey:)

Ve canım Ayça'mın bana hediye ettiği starbucks'ın şu anlık sadece Ankara'da uygulamaya soktuğu kartı..

Ankara ile ilgili daha çok şey var yazacağım pek bahsetmedim o zamanki günlerden. Yakında onları da yazacağım. Şimdi ofiste birkaç değişiklik yaptım onları göstermek istiyorum. Kendimi daha çok buraya ait hissetmek için yeni ciciler koydum masama, mantar panoma..Günden güne de kafamdakileri uygulamaya geçirmeyi düşünüyorum. İşte örnekler;

İlki en sevdiğim. Alger'den aldığım renkli keçeli kalemlerimin kutusunu atarken aklıma gelen fikri hemen uyguladım. Tabi üzerine bişeyler yapıştırmadan da edemedim azıcık kokoş olsun diye. Kendime; not kağıtlarımı koymak için duvara asılan bir notluk yaptım..Üzerinde Ayça ile aldığımız ahşap kuşu, Derya'nın bana getirdiği hediyenin kurdelesini, arkadaşımın çerçeve şeklindeki nikah şekerini tabi içine baykuş resmini ben yapıştırdım, ve yine Ayça'nın bana yolladığı keçelerin üzerindeki çiçek süsü bir de yine çok yağmurlu bir günde yaptığım keçeden bulut ve yağmur damlalarını koydum. Ben çok sevdim..


 Bu da minik kasnağım ve çok sevdiğim babetli kumaşımdan bir parça. Bloglarda görüyordum böyle mini mini kasnaklara çiçekli kumaşları gerip asıyorlardı bende babetlerimi koydum..Sevimli oldu..

 Türkiye'den aldığım küçük kovalarıma da ataç, raptiye ve kağıt tutacaklarımı koydum..

 Bu minik resmi de netten bulup kopya ettim ve panoma astım. Zira bu sevimli kızı çok beğeniyorum kafasında küçük kuşu ile..Baktıkça gülümsüyorum. Yakında ona bir isim de bulmam gerekecek sanırım..

 Bu da Tinkerbell. Bizim Defne Ankarada iken oyuncaklarımı çantamın oraya boşaltmıştı bir gün oynarken. Sanırım o sırada içine düşmüş ve kalmış. Buraya geldiğimde buldum çantamda. Ben de geri verene kadar şans getirmesi için masama koydum..Umarım bu şirin kız peri bana şans getirir..

Bunların dışında Cezayir'de şu anlık herşey normal gidiyor. Hala evimize gidemiyoruz. Kampta kalmaya ve sadece tatil günlerinde çıkmaya devam ediyoruz. Hatta buraya bizim için 1+1 ev inşaa etmeye karar verdiler durum düzelene kadar. Cumartesi yapımına başlanıyormuş. Bu durumun Cezayirdeki olaylarla hiç alakası yok. Sadece ortak olduğumuz idarenin müdürünün değişmesi ve bize zorluk çıkartması ile ilgili. Yolda gidip gelme halini sakıncalı buluyor ve çıkmamıza izin vermiyor. Bunun için resmi bir yazı bile yazdı. Yabancılar kampta ikamet edecek çıkmayacak diye. Biz de onun yakın bir zamanda yumuşamasını umuyoruz. İnşallah bu yapılan evlerde sadece bir müddet kalmamız gerekir zira ben evimi çok özlüyorum. Biliyorsunuz daha yeni taşınmıştık ve toplamda sanırım sadece 15 gün oturabildik. Ahh ahh taşındık o kadar, yerleştik, tam da rahata erdik derken böyle olduğu için çok üzülüyorum. Yine de her işte bir hayır vardır diyorum. Bir buçuk senedir iş ev arası gidip geliyoruz ve tabi daha evveli de var eski projemizde, o zaman hiçbir sorun olmamıştı şimdi böyle davranmaları çok anlamsız geliyor. Ve başka şantiyelerde falan da böyle bir durum söz konusu değil. İş baştaki kişiden kaynaklı. Yalnız son aldığımız haberlere göre Şubat ayının 12 sinde Alger merkezde bir eylem olacakmış. Değişim ve demokrasi adına yapılacakmış bu yürüyüş.Ulusal koordinasyon, sendikalar, politik partiler ve diğer dernekler yürüyeceklermiş..Gazetelerde yazana göre bu yürüyüşün amacı; Olağanüstü hal uygulamasının kaldırılması, medya da ve siyasi alanda açıklık ve ocak ayında yaşanan ayaklanmalarda tutuklanan gençlerin ve düşünce mahkumlarının serbet bırakılması.Bu yürüyüşün aslında başka vilayetlerde de eş zamanlı olarak yapılması isteniyormuş fakat henüz bu konuda bir gelişme yok..Yeniden gelişmeler olduğunda yazacağım..

Herkese güzel günler diliyorum. Artık yaz gelsin, şu soğuk örtü üzerimizden kalksın ve huzur gelsin dünyaya, yazın o iç gıcıklayıcı, gülümseten huzuru gelsin..

1 yorum:

  1. iyi dileklerin için teşekkür ederim.. senin içinde en güzel günler olsun tubiş!

    YanıtlaSil

Yorumlarınız ve paylaşımınız için teşekkürler. Mutlu kalın:)