17 Nisan 2013 Çarşamba

Cezayir: Tizi Ouzou- Naciria

Günlerimiz bahar yorgunluğu, sıcaklar ve yaz hayalleri ile geçiyor. Akşamları ofisten döndükten sonra bahçe ile ilgilenmeye devam ediyorum. Dün yeni aldığım yassı ve yuvarlak domatesleri ektim, ardından bahçeye süs olarak aldığım büyük beyaz saksıya da toprak koyup çim ektim yakında çıksınlar diye. Onun dışında havaların güzel gitmesini fırsat bilip evde yaptığım spor aktivitelerimi dışarıya taşıdım ve uzun zamandan sonra dün ilk basketimi oynadım. Artık tenis zamanı da geliyor yavaş yavaş. 

Geçenlerde alışveriş için şehre Tizi-Ouzou'ya gittim. Yanımda fotoğraf makinem yoktu ama telefondan birkaç fotoğraf çektim. Buraları merak edenler için yayınlarım diye düşündüm. Birkaç video da çektim onları da yakında ekleyeceğim. 


Tizi-Ouzou'daki site tipi ve rezidans olarak geçen apartmanlar. Rezidans kelimesini ilk duyduğumda gözüm farklı yapılar aradı tabi ama sanmayın ki bu rezidans bizim bildiklerimizden, görünüş de anlatıyor sanırım ne demek istediğimi.


Bu bina Tizi -Ouzou'nun merkezinde beğendiğim bir bina. Ben tiyatro binası olarak biliyordum ama dün müze yazısı dikkatimi çekti. Sanırım sonradan Müzeye dönüştürdüler. Bir gün gezmek gerekiyor bakalım neler var içerisinde. Belki de buradaki en güzel bakımlı bina bu bina. 


Sebze almak için ilerlediğimiz cadde üzerindeki bir bakkalı görüyorsunuz. Telefon çekimi olduğu için biraz yarım yamalak olmuş lütfen kusuruma bakmayın. Oradaki kadın da çocuğu ile birlikte bakkalın önünde oturmuş bir kadın, dileniyor belli ki. 


Burada da yeni  yapılan binaları görüyorsunuz. Çok fazla yerde inşaat var. Yalnız biten inşaatların da bitmiş olduğunu anlamak zor oluyor çünkü bizdeki gibi binaların dış cephelerini boyamıyorlar. Tuğlalı hali ile bırakıyorlar. Nedeni de evi bitirdiklerini devlet anlamasın fazla vergi vermesinler diye, sanki hala inşaat devam ederken evde oturuyorlarmış izlenimi vermek istediklerinden sadece evlerin içlerinin tadilatını yapıp güzelleştiriyorlar. 


Burada müstakil evleri seviyorum. Başkentte veya sahil yerleşimlerinde inanın çok daha güzelleri var. Yaz sezonu gelince onları da fotoğraflayıp paylaşacağım. Binalar pek çok kişi bir arada yaşadığı için genelde çok büyük oluyor. Ya aile bireyleri birlikte yaşıyorlar ya da evlenen aile üyeleri de eve geri geliyorlar yaşamak için. Bu yüzden avluları kocaman, bir sürü odaları ve bahçeleri var. Bazıları gerçekten çok zevkli bir mimariye sahip oluyor. İçleri tam da sevdiğim gibi kocaman ve temizlemesi kolay olduğundan burada evlerin yerleri hep seramik. Kova kova suyla yaz sıcağında foşur foşur yıkıyorlar. Temizlikçilerde de o zihniyet var. Eviniz apartman dairesi bile olsa kova kova su ile evi yıkayıp kalan suyu balkona ittirip sonrasında kuruluyorlar.


Burası da gördüğünüz gibi bir mobilyacı. Pek çok mağazadan daha güzel ürünleri var. Çok çeşit yok ama kaliteli bir yer. Dışarıdan pek de bir şeye benzetemediğiniz yerlerde bazen harika malzemeler bulabiliyorsunuz. Sanırım bu diyarların en çok böyle sürprizlerle dolu olmasını seviyorum.


Burası da yine minik bir bakkal ve dışarıya da birkaç kasa sebze koymuş. Genelde meyve satan yerlerde sebze bulunmuyor, ya da bazen sadece patates soğan oluyor meyvelerin yanında. Ama burası istisna yapıp sebze de koymuş. Yeni bir manav keşfettim ben de geçen hafta, taze mantar bile buldum. Bundan sonra sanırım hep oraya gideceğim. Ürün çeşiti fazla ve taptaze her biri. 


Dönüş yolundan bir kesit. Yavaşlamamız için koyulan işaret ve arkadaki direğin dibindeki minik kulübe jandarma ya da polisin bekleme alanı. İşaretin hemen ardında da yolda arabanın içine bakan polis vardı ama ben o sırada telefonumu sakladım. 

 Yol üzerindeki dizi dizi apartmanlar. 

Burası da dönüş yolumuzun üzerindeki minik bir kulübe. Yazları bazen fotoğrafta gördüğünüz gibi kenar kısmına kavuncular tezgah açıyorlar ama içi herhalde boş. Belki geceleri yatmak için kullanıyorlardır. Yapısı hoşuma gidiyor neden bilmem. Meksikayı hiç görmememe rağmen oradan ne zaman geçsem aklıma bir Meksika hayali düşüyor. Bazen filmlerdeki gibi yerlerde dolaşan top halinde çalılar da oluyor ya işte asıl o zaman daha nostaljik bir havaya bürünüyor buralar. 


Artık kamp alanına geliyoruz. Burası Naciria bölgesinin girişi. Köy mü kasaba mı desem bilemedim. O kadar az şey var ki. Etraf çöp dolu, hele yollar tam bir felaket. Eminim buraya bu sebeple gelmeseydim ölene kadar Cezayir'de böyle bir yerin olduğunu bilmeyecektim. Gündüz tek başımıza tabi dışarı çıkamıyoruz. Arabayla da gitsek yolda belki birkaç kadın görürsek seviniyoruz. Belki bir arabayla gidişte çekebilisem sizin için birkaç kare yayınlamak isterim burada. Benim için en iyi tarafı bazen pazarda güzel sebzeler olması, kasabın harika etleri, mis kokulu ekmek fırını ve leziz kahveler yapan o köhne kahvecisi. 


Burası önceki yazımda bahsettiğim ramazan aylarında erkeklerin toplandığı gazinoya benzeyen alan. Sahibini taktir ettim doğrusu çünkü bu sene çitler koydu onları temiz temiz boyadı ve masraf yapıp renkli masa sandalye bile aldı. Buranın akşamları ne kadar dolu olduğuna inanamazsınız. 


Burası da hemen şantiyeye giden yoldaki koltukçu. Yüz değişimi ve tamir yapıyor. 


Burada Naciria gençleri akşamları toplaşıp çekirdek çitliyorlar diyeceğim ama öyle bir adet yok bizdeki gibi genelde oturup gelen geçene bakıyorlar sohbet ediyorlar. 

 Burası da köhne bir bina, kullanılmıyor. Gene binanın önü gençlerin toplaşma yeri oluyor bazı zamanlarda. Çünkü yapacak başka aktiviteleri yok ki, ya o çay bahçesine gidiyorlar ya da böyle sokaklarda oturuyorlar. 

Bu da buranın harika mimoza ağaçlarından. Yollarda bir sürü böyle sarı sarı ağaçlar var mis gibi kokuyor. Tizi Ouzou zaten mimozalar şehri demekmiş. Burada çok sevdim mimoza ağaçlarını, Türkiye'de bu kadar çok görmemiştim. 


Burası da şantiyeye giriş. İçeride hayatımız başlıyor. Güvenlik o minik pencereden gelenleri kontrol ettikten sonra kapıları açıp yol veriyor. 

Şantiye hayatı zor, bir nevi gönüllü hapishane. Bu tip güvenlik sorunu olan ülkelerde şantiyelerde kalmak aslında bizler için çok iyi, korunuyoruz. Yine de insanın evini bırakıp böyle bir alanda yaşıyor olması kolay değil. Şimdi hayatımızdan memnunuz, alıştık diyebilirim. Keşke giriş çıkış zamanları da çok kontrollü olmasa ve yakınlarda gidecek güzel yerler olsa o zaman daha iyi olurdu. Başkentteki şantiyelerde genelde bu kadar sıkıntı olmuyor. Onlar daha sosyal bir hayat yaşayabiliyorlar. Yine de buna da şükür demek lazım tabi. Eskiden bulunduğumuz şantiyeye oranla burası gerçekten cennet. Kapımızın önünde bahçemizin olması yaz akşamlarını da keyifli kılıyor. Ayrıca bir soluk alabilmek için de gitmek istediğinde evinin 5 dk yürüme mesafesinde olması da çok güzel. 

Başka fotoğraflarla yeniden yazacağım. Herkese mutlu günler.

16 yorum:

  1. bu tam da senden okumak istediğim yazı olmuş! :) en sonunda adım adım görebildik yaşadığın yeri ;)) bilmem bir tek bende mi oluyor; nerede yaşadığını göremediğim arkadaşlarım böyle dağı taşı fotoğraflasın göreyim istiyorum sık sık :) meraklı bi insan da sayılmam üstelik... o rengarenk sandalyeli çaybahçesi favorim oldu. burada olsa hep oradan içerim çayımı ;))

    YanıtlaSil
  2. Saçaklı;
    Şantiyeyi de çekeceğim evle birlikte gör diye:)pek iç açıcı yerler değil buralar ama olsun. O çay bahçesinde ne yalan söyliym ben de gidip oturmak istiyorum da tabi mümkünatı yok ama tr de öyle bir yere gitmeyi ben de seviyorum biraz nostaljik olanları pek güzel. bizim kefkendeki yazlıkta tam bu kıvamda erik ağaçlarının içinde çay bahçesi var bir gün gelirsen seninle gider salıncaklarda sallanır gazoz içeriz:):)

    YanıtlaSil
  3. Yaşaması kolay bir yer gibi durmuyor ama sen iyimser bir gözle o kadar güzel anlatmışsın ki... Çok tatlısın.
    Ben de merak ediyorum yurt dışında yaşayan arkadaşlarımızın nerelerde, nasıl yaşadığını. O yüzden bu tür paylaşımlar çok hoşuma gidiyor.
    Laf olsun diye değil, devamını gerçekten bekliyorum:) Sevgiler Tuğbacım.

    YanıtlaSil
  4. evlerin dış cephelerini boyamamaları üstelik bunu vergiden dolayı yapmamaları tuhaf..yada napsınlar vergiler çok yüksek olmalaı..

    YanıtlaSil
  5. Sezercim;
    Gerçekten dediğin gibi öyle kolay bir yer sayılmaz ama insan nelere alışıyor. Ben de senin gibi böyle postları seviyorum şimdi video da hazırlıyorum yakında paylaşacağım umarım onu da seversin:)

    YanıtlaSil
  6. Gülhan Miray;
    Burada tuhaf olan pek çok şey var aslında sevgili Gülhan. Ama evet bu yoksullukta ne yapsınlar insanlar kendilerine göre çözüm yolu üretmişler işte. Görüntü berbat yalnız başkent haricinde. Orada da tüm evler bodrum'daki gibi bembeyaz olsa harika olacak aslında..Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba tuğba hn 2013 te ordaydıniz sanirim banada bi teklif geldi stadyum insaatinda calısmak icin hic bir bilgim yok bu.2018 deyiz tavsiye edermisiniz karar asamasindayim acikcası endiselerim var.4 yıl kalıcam kazanci guzel ama bilemedim.ilk defa yurt dısina cikicam malum ulke şartlarıda ortada

      Sil
  7. Merhaba Tuğba Hanım,
    Anlattığınız herşeyi yaşıyorum.4 aydır Tizi ouzu' dayım dediğiniz gibi gönllü mahkum hayatı yaşıyorum. Tek sosyal aktivitem internet. Allah hepimize kolaylık versin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar. Tizi'ye hoşgeldiniz diyeyim öyleyse. Gönüllü mahkum hayatı deyiminiz kesinlikle doğru, ben her fırsatta dile getiriyorum. Sosyal aktivite bu coğrafyanın genelinde pek yok zaten başkent hariç elbette. Çok teşekkürler. Burası bir nevi sınav gibi. Umarım yolunda gider herşey. Gelecek uğruna biraz fedakarlık gerekiyor ne yazık ki. Size de kolaylıklar diliyorum.
      Sevgiler

      Sil
  8. Yanıtlar
    1. yorumunuzu gördüm ve yanıtladım sorun yok gibi görünüyor ulaştı yorumunuz.
      Sevgiler

      Sil
    2. Merhaba tugba hn bende stad insaati icin gelicem yorumlarinizi okudum bilgilendim tsk ederim santiyede kalicaz tavsiye edermisiniz baskente mesafesi ne kadar ilk defa boyle bi deneyimim olacak

      Sil
  9. Merhaba Tuğba Hanım eşimin işi nedeniyle yakında Tizi ouzou ya Gelecegiz. Merakımdan herşeyi araştırıyorum Paylaşımınız sayesinde bilgilendim teşekkür ederim Sosyal Hayat olmaması biraz üzücü ama hayat şartları tabi :( Umarım bizim için iyi olur

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. seda hanım merhabalar. Tizi ye geleceksiniz demek sevindim. Orası merkezi güzel bir yerdir başkente yakın olarak. Sosyal hayat evet tr ile karşılaştırınca yok denebilir ama başkent elbette daha avantajlı. Yine de tizi yaşanabilecek bir yer. Kendinize ait bir evde de kalırsanız rahat edersiniz eminim, biz de iki sene kaldık gayet keyifliydi. Umarım sizin de dediğiniz gibi iyi olur her şey ama biraz da iyi olması kendi elimizde. Yeniden haberlerinizi bekliyorum. Sevgilerimle. Soracak şeyleriniz olursa yazabilirsiniz.

      Sil
    2. Merhabalar ordan oyle bakmayin bikiyorum endiseleriniz vardir ama gayet guzel ve hos bir sehir bende basta sizin gibi dusunuyordum ama geldigimde cok memnun kaldim cokda guzel bir yer pismanlik duymazsiniz insallah

      Sil
  10. Merhaba tuba hanım bende eşimin
    iş nedenle tizi ouzuya geleceğim ama endişeleri var umarım bende sizin gibi iyimser olur oraya alisirim.

    YanıtlaSil

Yorumlarınız ve paylaşımınız için teşekkürler. Mutlu kalın:)