Cezayirdeyim yeniden. Günlerin sıcaklığına ayak uydurmaya çabalıyorum. Sanki hiç burda olmamışım gibi hissediyorum şu anda. Dönmenin sersemliği sanırım uzun zaman aralığından sonra. Ne tuhaf diyorum bazen kendi kendime başka bir şehre olan özlemim. Hemde onca km uzaktayken ve kendi şehrimdeyken. Cezayir böyle bir yer işte. Hüzünle karışık bir özlem yerleştiriyor insanın içine. Türkiyedeyken de hava epey sıcaktı. Tabi o yağmurlu ve fırtınalı günlerin haricinde. Karadenizin deliliğine de şahitlik ettim oradayken. Ne mutlu bana ki çok uzun sürmedi yağmurlar. Denize atıverdik kendimizi hem de yağmur sonrası sıcaklığı ile.
Uçak yine yordu tabiki beni. Hem çanta taşıma mevzuları hem de geçmek bilmeyen dakikalar. Geçti de bitti bile işte. Şimdi yine eski yerimde, masamda bilgisayarımın başındayım. Hiç gitmemişim sadece uykuya dalmışım gibi. Elbette şu anki duruma en çok alışamayan kişiler annem ve babamdır. Şimdi yalnız hissetmişlerdir kendilerini biliyorum. Orada tam bir ay bir hafta boyunca birlikteydik hemen alışıverdik. Böyle uzaklık başlayınca bir anda hissediyor insan yokluklarını. Uyandığımda sanki yatağımda bulacakmışım gibi hissettim ilk sabah kendimi. İnsanlar kuş misali dememişler boşuna. Bir anda başka bir kıtaya konuverdim metal kanatlarla. Neyse ki yolculuğum iyi geçti. Bu sefer pek çabuk oldu herşey. Pasaporttada çok beklemedim bavullarımı alırken de. Torpil geçti havaalanındakiler herhalde beni bitkin bir halde görünce. Geldiğimizin ertesi günü de eşimin doğum günüydü. Birlikte olmak çok güzeldi uzun bir ayrılıktan sonra hem de doğumgününde yanında olabilmek güzeldi. Zaten hemen kendimizi havuza attık gelir gelmez. Öyle iyi geldi ki. Tabi yorgunluğum da katlanarak arttı suda. O gün gözlerimin üzerine birisi ağırlık yerleştirmiş gibiydim yığılıverdim olduğum yere ve uykuya dalmam o kadar kısa sürdü ki. Türkiyedeki uykusuz günlerimden sonra burda ilk gecemde uyumaya yattığımın bile farkında olamadım.
Fotoğraflarımı düzenleyeceğim birazdan. Sonra da günlerimi yazacağım. Yaşadıklarımı dile getirmeyi seviyorum. O zaman yeniden yaşıyorum hepsini bir bir. Bugün buradaki hayatıma yeniden başladım bir müddet ara verdikten sonra. Şimdi adapte olmaya çalışıyorum. En kısa zamanda görüşmek dileğiyle. Herkese kocaman sevgiler...
Uçak yine yordu tabiki beni. Hem çanta taşıma mevzuları hem de geçmek bilmeyen dakikalar. Geçti de bitti bile işte. Şimdi yine eski yerimde, masamda bilgisayarımın başındayım. Hiç gitmemişim sadece uykuya dalmışım gibi. Elbette şu anki duruma en çok alışamayan kişiler annem ve babamdır. Şimdi yalnız hissetmişlerdir kendilerini biliyorum. Orada tam bir ay bir hafta boyunca birlikteydik hemen alışıverdik. Böyle uzaklık başlayınca bir anda hissediyor insan yokluklarını. Uyandığımda sanki yatağımda bulacakmışım gibi hissettim ilk sabah kendimi. İnsanlar kuş misali dememişler boşuna. Bir anda başka bir kıtaya konuverdim metal kanatlarla. Neyse ki yolculuğum iyi geçti. Bu sefer pek çabuk oldu herşey. Pasaporttada çok beklemedim bavullarımı alırken de. Torpil geçti havaalanındakiler herhalde beni bitkin bir halde görünce. Geldiğimizin ertesi günü de eşimin doğum günüydü. Birlikte olmak çok güzeldi uzun bir ayrılıktan sonra hem de doğumgününde yanında olabilmek güzeldi. Zaten hemen kendimizi havuza attık gelir gelmez. Öyle iyi geldi ki. Tabi yorgunluğum da katlanarak arttı suda. O gün gözlerimin üzerine birisi ağırlık yerleştirmiş gibiydim yığılıverdim olduğum yere ve uykuya dalmam o kadar kısa sürdü ki. Türkiyedeki uykusuz günlerimden sonra burda ilk gecemde uyumaya yattığımın bile farkında olamadım.
Fotoğraflarımı düzenleyeceğim birazdan. Sonra da günlerimi yazacağım. Yaşadıklarımı dile getirmeyi seviyorum. O zaman yeniden yaşıyorum hepsini bir bir. Bugün buradaki hayatıma yeniden başladım bir müddet ara verdikten sonra. Şimdi adapte olmaya çalışıyorum. En kısa zamanda görüşmek dileğiyle. Herkese kocaman sevgiler...