Hepinize yeniden merhaba;
Bugün öğlen itibariyle Türkiye'ye gidiş ile ilgili bilgi geldi. Yapılan konuşmalar, yazışmalar ve ülkelerin anlaşması neticesinde 4. Nisan. 2020 Cumartesi günü öğlen 14.00 te havaalanında hazır bulunmamız gerekiyor. Biz zaten her an gidecekmişiz gibi eşyalarımızı toplamıştık. Tamamlamasak bile büyük çoğunluğu hazır sayılırdı. Tabi kıyafet v.s nin haricinde evi kapatacağımız için asıl büyük iş buzdolabındaki yemekler falan. Büyük çoğunluğu tüketmeye başlamıştık zaten. Gerisini de bir şekilde halledeceğiz.
Henüz başka hiç bir detay belli değil. Buradan tutulacak iki otobüs ile yola çıkacağız. Otobüsler bir gün evvelden gelip dezenfekte edilecek. Saat 14.00 te havaalanında olmak için en geç sabah 8.00 de yola çıkmamız gerekecek.
Tan Türkiye'ye gideceğimizi biliyor. Hatta İzmir'e değil de dedesinin yanına İzmit'e gitmek istiyor ama bir şekilde anlatmaya çalıştım gidemeyeceğimizi. Karantina sürecini ise İzmir'den önce bir süre ufak bir butik ev de kalacağız dedik. O da şöyle anlatayım.. Eşimin Kasım ayındaki hastalığı sürecinde eniştemin İstanbuldaki 1+1 evinde kalmıştık. O oraya ufak olduğu için butik ev diyordu ve ilk gittiğimizde sevmemesine rağmen sonrasında butik evimiz çok güzel anne demeye başlamıştı. Ben de onu strese sokmamak için bir süre ufak butik ev gibi bir yerde kalacağız dedim. İşin işte en zor kısmı bu bence. 3 yaşında deli dolu bir çocukla 14 gün karantina'da kalacak olmak kısmı beni çok endişelendiriyor.
Ayrıca buradan havaalanına gitmek 5-6 saat sürecek. Orada uçağın kaçta kalkacağı belli değil. Daha önceki postada giden arkadaşları 17.00 de havaalanına çağırıp gece yarısından sonra uçağa bindirmişler. Orada beklemek sıkıntılı, sonrasında 3 saat havada yolculuk sonrasında hayırlısıyla istanbul'a iniş ve orada beklemek kontroller falan. Daha sonrasında nakledileceğimiz karantina bölgesine nereye gideceğimiz sorusu aklımda. Önce gidenleri Kırklareline yollamışlardı oraya da varmak bir 4 saat sürüyormuş. Düşünsenize bu program büyük insan için bile ne kadar yorucu iken küçücük bir çocukla nasıl üstesinden geleceğimizi bilemiyorum. Kendimi telkin ediyorum sıkça. Umarım düşündüğümüz kadar zor olmaz ve sonunda durup geriye baktığımızda rahat bir nefes alabiliriz. Tabi bunca uzun yolculuk sırasında ve sonrasında da virüs kapmamak çok önemli.
Tan'a anlatmaya gayret ediyorum. Bir yerleri ellememesi gerektiğini, elini ağzına sokmaması gerektiğini, yüzüne gözüne sürmemesini ama tabi benim oğlan çok enerjik ve ufak olduğu için de unutuveriyor heyecana kapılıp. Evde bile devamlı oğlum ağzına sokma oyuncaklarını, elini ağzından çek gibi diyaloglarımız oluyor.
Bizler bir şekilde karantina'da 14 gün bir amaç uğruna olduğunu bilerek zor da olsa kalabiliriz. Ama ufacık bir odada onu nasıl oyalayacağız nasıl açıklayacağız bilmiyorum. Uzmanlar korkutmayın diyorlar, korkutmadan anlatıyorum ama onun hayal gücü bambaşka. Hep neden diye soruyor. Maskeli tiplerden de normalde çok korkuyor örneğin doktora gittiğimizde maskeli ise hep ağlardı ufakken de. Şimdi onca görevli ve biz eldivenler maskeler... Çocuk kimbilir nasıl etkilenecek.
Ama bir de inandığım öyle bir nokta var ki ve sığındığım. Bazı özel durumlarda, anlarda, çocuklar kendilerinden beklenmedik olgunluklar gösterebiliyorlar. O zaman diyorum sanırım ne kadar mücadele ettiğimizi anlıyor, allah bir şekilde yardım ediyor. Ortama kolay adapte olabiliyorlar. Böyle olabilmesini ümit ediyorum.
Korkmasın, üzülmesin ve belki de bu süreç onun için eğlenceli hale gelebilsin. Yanımıza bir sürü oyuncak falan aldık. inşallah alnımızın akıyla sağlıkla bu süreci tamamlar evimize gideriz.
Detayları fırsat buldukça yeniden paylaşacağım. Birilerinin okuduğunu bilmek iyi geliyor.
Dikkatli olun! Sevdiklerimiz için ve hayallerimiz için çaba göstermeliyiz, sabretmeliyiz!