Fotoğraf: https://www.flickr.com/photos/redaferdjaoui/
Bugün pazar. Burası için çok ehemmiyeti olmayan sıradan bir gün. Böyle deyip içimden kızıyorum aslında kendime. Nitekim her gün önemli aslında, biliyorum. Çünkü bir gün daha yaşayabilmişim, nefes alabilmişim demek oluyor yenilenen gün.
Buz gibi bir hava karşıladı yine sabah bizi. Etrafta sis yoktu ama hava hafif de değildi, gri bir yoğunluk vardı sanki. Kuşlar da üşümüş olacaklar ki sessizdiler. Belki de pazar rehaveti vardı üzerlerinde, kimbilir.
Cezayir yeni bir güne başladı doğan güneşle. Birkaç kişi kahvesini eline alıp gelmiştir işe muhtemelen. Akşama kadar özenle içtikleri o miniminnacık kağıt bardak, arabalarından indikleri andan itibaren soğumaya başlamıştır.
Cuma günleri bu fotoğraflardaki gibi oluyor sokaklar. Bazı cumalar hariç elbette. O cumaların da özelliği nedir hiç bilemeyeceğim sanırım. Sabahın erken saatleri ve gecenin sessizliğinde kaldırımlarda sadece böcekler cirit atıyor.
Fotoğraf:www.flickr.com/photos/wsrmatre
Üç beş insan tanıyorum artık sokaklarda yürürken. Tabi daha çok bize yakın olan Tizi Ouzou bölgesinde. Ama bir hoşuma gidiyor ki sormayın. Bazen eşim de şaşırıyor yolda birilerine selam verdikçe. Kimi market görevlisi, kimi tezgahtar, kimi terzi veya manav; hepsi arkadaşım sanki. Yıllardır süregelen gidiş gelişler neticesinde oluşan gülümseyişlerimiz var birbirimize. Kısa sohbetler bile yapabiliyoruz kimi zaman. Hala burada olduğuma sevinir tavırlarını memnuniyetle karşılıyorum. Bunca yıl burada olduğuma inanamayanlar da var elbette. Çocukluğumda yemek yediğimiz restoranın çıkışında sakız veren yaşlı amca gibi yaptığım alışveriş sonrası hediye verenler oluyor. Kasap maydanoz veriyor hediye, züccaciye anahtarlık veriyor, sıkça gittiğimiz bir restoran lolipop veriyor hem de üzeri çiçek desenli. Para üzeri olarak sakız verdikleri de oluyor. Hatta fırına ekmek hamuru gittiğimde para almamıştı amca, çünkü şaşırmıştı. Burada kimse fırından ekmek hamuru almıyor, acımıştı sanırım bana. Bu naifliği seviyorum, bu bozulmamışlığı ve sokakların mavi suskunluğunu seviyorum.
Fotoğraf: Tripadvisor.com.tr
Binalar asırlık sırlarıyla duruyorlar şehrin göbeğinde. Kolluyorlar birbirlerini zamanın karşısında. Yankılanıyorlar bir yandan da adeta sokakların görünmez sınırlarına çarpa çarpa. Asfalt sıcağın alnında eriyor her gün biraz daha. Belki çok değil, bu fofoğraf çekildikten dakikalar sonra dolacak meydan. Bu meydan ki mahşer kalabalığını yaşatıyor kimi zaman. Ortadaki binanın hemen önü çiçekçiler sokağı, üzerinde de tarihi bir saat var. Şehrin en güzel hali sokaklarında gizli.
Fotoğraf: Skyscrapercity
Göğe uzanan mavi yollar var burada. Uzun köprüler misali binalar binaları taşıyor. Yollar kimi zaman çıkmaz, kimi zaman çok kirli ama güzel yine de. Bilmediğimiz sokaklara giriyoruz bazen, keşfetmek heyecan veriyor; tabi günün aydınlık vakitlerinde daha çok. Sarı taksilerin eskiliğini seviyorum, o pahalı modellere inat bağıra bağıra yol alıyorlar şehirde. Plakaları okudukça bir devri bitiriyorum sanki, ağzım çocukça bir şaşkınlıkla açılıp öylece kalıveriyor.
Ruhunu seviyorum her şeyden çok. Suskun mavisini, delişmen turuncusunu, haylaz sarısını ve heyecanlı yeşilini.
Şu pazar gününde, günün adına istinaden bahçede güneşin alnına çekip sandalyemi oturdum biraz. Gönül isterdi ki çiçek dolu bir park olsun oturduğum yer. Metal levhalardan dışarıyı göremedim, göğe baktım. Göğe baktıkça açıldı gözlerim, kendimi buldum. İyi geldi taşlara dokunmak, çimeni okşamak, kirlenmek iyi geldi...
Turgut uyarın şiiri geldi aklıma ..''İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım''güzel yazı keyifle okudum :))
YanıtlaSilBenim de yazarken aklımdaydı o satırlar, pek severim ve ne zaman kafamı havaya kaldırıp bulutlara baksam aklıma gelir. Beğenmenize memnun oldum, teşekkür ederim. Sevgiler
SilÇok keyifli bir yayın, daha öncekiler gibi harika satırlar, alıp götürüyorsunuz.... Cezayirde " ama bizden, tamamen bizim topraklardan nasıl da belli" diyorum, çoğu zaman. Kesinlikle sadece göğe bakmak bile bizlere çook ama çok iyi geliyor, ama ne yalan söyleyeyim, bu pazar ben de sizinle Cezayir sokaklarında olmaktan mutluluk duydum, iyi geldi:)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Mutlu oluyorum böyle sözler okuduğumda. Cezayir ile ortak paydalar olduğu bir gerçek ve bunlar bazılarımız açısından geçmişte kalmış da olsa kıymet bilene güzel şeyler ifade eden detaylar. Göğe bakmak, bir ohh demek, nefes almak iyi geliyor 5 dk için bile olsa. Çoğu gün çıkarım kapı önüne soluklanmaya.
SilYazı ve fotoğrafların iyi gelmesine sevindim, bu etkiyi bilirim böyle olmasına seviniyorum.Teşekkürler tekrar.
Sevgilerimle
tuğba,
YanıtlaSilsokaklar ve başka şeyler,hepsi kıymetim bilinsin ve biri bize değer verip anlatsın diye bekliyormuş da seninle karşılaşmış da pek iyi olmuş hissiyle okudum yazını,güzel yazıyorsun vesselam,seviyorum seni okumayı:)
sevgiler çok
Havva;
SilNe güzel söylemişsin. Minnettarım tatlı cümlelerine. Ufak detaylarla mutlu olabilmeyi seviyorum ama o ufacık detaylar bazen de öyle mutsuz ediyor ki ahh ahh orası da işte iyi olmuyor pek. Yani uçlarda kalıyor duygularım pek çok kez. Ben de seni okumayı seviyorum, çok teşekkür ederim. Sevgiler benden de. Öpüyorum
o ruh hali ile baktığın yer yeşerir senin.. bu hayal gücü hep varolsun yüreğinde tuğba..
YanıtlaSilbelirtmeden geçmeyeyim o esnafın samimi halleri içimi ısıttı benim ve taa eskilere çocukluğuma götürdü beni..
eskiden bizim buralarda da mahalle esnafı diye bir kavram vardı ve insanları tıpkı anlattığın gibiydi.. ne yazık ki alışveriş merkezleri açıldı o güzelim dostluklar da çook eskilerde kaldı..
yine sıcacık duygularla ayrılıyorum sayfandan..
harika geçsin haftan..
öperim.
Teşekkür ederim canım benim:) Hayal gücü bol da işte bazen hayallerle gerçekler çok ayrı köşelerde kalabiliyor. Yine de hayal etmekten vazgeçemiyorum. Nereden edinmişim bu bitmek bilmeyen duyguyu bilmem.
SilBuradaki esnafın halleri beni de hep çocukluğuma götürüyor, bu yüzden de sevip bağlanıyorum inan ki. Tr memleketim sonuçta ama çoğu yerde insanlar o kadar sevimsiz, suratsız, sıkıntılı, sıkıcı, bencil ve kinci ki şaşıp kalıyorum buradan her geldiğimde. O yüzden buradaki naifliği seviyorum, saflığı seviyorum. Burada herkes mi böyle, elbette ki değil, kim bilir bilmediğimiz neler oluyor ama işte arada kendini belli eden bir fark kim ne derse desin var. Dediğin gibi mahalle kültürü artık bize çok uzak ne yazık ki.
Senin için de güzel bir hafta olmasını dilerim canım.
Öpüyorum ben de çok çok. Pufidik tarçını da öperim.
Tatil günlerinde sokakları boş görmek pek bize göre değil Tuğbacım :)
YanıtlaSilBuralarda Cumartesi Pazar yıkılıyor ortalık. Orada neden Cumaları boş ben de seninle birlikte merak ediyorum doğrusu.
Bir yerde yaşarken oradaki insanlarla yakınlaşmak, gözle, başla da olsa selamlaşmak insanın içini ısıtan, sevgi dolduran bir şey.
Yazılarını okumak beni oraya götürüyor, senin o anki ruh haline, bulunduğun bahçeye götürüyor sanki. Seviyorum bu anları.
Ellerine yüreğine sağlık, öpüyorum.
Denizcim, burada cumaları şehir ölü gibi oluyor ama alışveriş merkezi var iki tane oraları da izdiham oluyor. Ben ilk kez burada gördüm yürüyen merdivende sıra beklemeyi:) Gidecek bir yer olmadığı için insanlar o büyük alışveriş merkezlerine akın ediyorlar. Cuma namazı sonrası yoğunluk başlıyor genelde, zaten merkezler de o zaman açılıyor, yani sabah erken gitsen her yer kapı duvar. Alışveriş merkezini açtığımızı bilirim:) Çok tuhaf detaylar var ya burada inanamazsın:) Genelde evde oluyorlar cumaları aileleriyle birlikte, şehir merkezinde çoğu dükkan kapalıdır bu yüzden. Tr deki eski pazarlar gibi düşün. İzmitte mesela pazarları eskiden ben çocukken sokaklar bol olurdu dükkanlar kapalı olurdu böyle, aynen o zamanlar gibi işte. Başka ekstra bir nedeni yok aslında.
SilBu selamlaşma gülümseme detayına çok önem veriyorum ben. İnsanlar artık tabiri caizse domuz gibiler. Birine gülünce de hemen yanlış anlıyor, yaşadım bizzat yani böyle bir bakışı vardı karşımdaki kişinin bana, yerin dibinin de dibinde hissetmiştim.
Teşekkür ederim canım. Yazılarımla taa buralara gelmene seviniyorum. Bu hissi yaşatabilmek mutluluk verici. Ben de senin yazılarından büyük keyif alıyorum.
Öpüyorum canım
Sevgiler
ah canım ahh bazen o toprağa yakın olsakta betona hapis geçiyor bizimde günlerimiz.. ama gökyüzü her zaman içimizi ferahlatıyor değilmi, gece bile ayın ışığı var.. gökyüzü başka.. ♥
YanıtlaSilBeton ne kötü şey. Topraksa ne kadar güzel. Her yer toprak da olsa hapsolacak yerler veya şeyler buluyor insanoğlu malesef. Ama gökyüzü öyle değil. O başka...
SilSevgiler
ayyy ne tatlı yaa o alışveriş manzaraları ufak hediyeler. şehrin nüfusu kaç ki yaa yollarda kimse kalmıyo. sayende ben de seviyom valla cezayiri :)
YanıtlaSilTatlıdır evet. Ufak hediyelere alıştım tr de de bekliyorum valla artık:) Nüfus şu an kaç bilemedim, sorup yazarım sana bi ara. Ama diyorum ya o gün bizim eski pazarlarımız gibi, evlerinde oluyor insanlar, çıkanlar da merkezlerden sokaklardan ziyade alışveriş merkezi ya da park gibi yerleri tercih ediyorlar. Bu yüzden caddeler boş oluyor. Bir de fotolar tabi erken vakitlerde çekilmiştir o yüzden daha boştur.
SilTam da iş yerinde yeni bir tatilin ardından ruhumu ararken rastladım yazına..
YanıtlaSilAldım başımı, yürüdüm sokaklarında Cezayir'in..
Şehirlerden böyle küçük anlar çalabilmek ne de güzel..
Ne de güzel bir şehri sokaklarına kadar sevebilmek..
Sevgili Elif;
SilBöyle tesadüfleri seviyorum. İyi ki rastlamışsın. Sevdiysen ne mutlu bana:)
Teşekkür ederim güzel içten yorumun için. Bir şehri sevmek denen şey sokaklarından başlıyor sanırım.. Sevgiler
son yazıma bi bak olur muuuu :)
YanıtlaSilAyy yaa baktım, çok teşekkür ederim ne güzel şeyler yazmışsın, duygulandım. Sayende daha da çok okuyucuya ulaşabiliyorum. O sondaki dileğin de inşallah olacak bir gün:):) Sevgiler çok çok
SilTuğba Hanım Merhabalar,
YanıtlaSilBu ne narin satırlar. Resimler ve eşlik eden yazılar, duyguların yazıya dökümü şahane. İlgiyle takip edeceğim sizi. Cezayir'in sokaklarında yürür gibi hissettim adeta okurken.
Deeptone sayesinde tanıdım sizi, ne de iyi oldu. Çok geç keşfetmiştim halbuki :( İlginizi çekerse benim de şirin bir bloğum var, beklerim.
Sevgilerle.
Merhabalar efendim;
SilNasılsınız? Nasıl da güzel şeyler yazmışsınız.Çok memnun oldum. Beğenmeniz beni sevindirdi. Deep sayesinde ben de yeni insanlarla güzel bloglarla tanışıyorum, ne mutlu bana. Sizin blog sayfanızdan haberdarım, sessiz takipçilerden:) Uğrayacağım yakında.
Tekrar teşekkürler
Sevgiler
Kaleminiz ne hoş, su gibi okuyup gidiyor insan..Cezayir sokaklarında da olsa aynı gökyüzünü paylaştığımız sürece ne siz oradasınız tamamen nede biz burada..Aynı ortak noktada buluşuyoruz..Resimlerle ne güzel anlatmışsınız.. Bende beklerim, sevgiler..
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, hoş geldiniz. Güzel sözleriniz de beni mutlu etti. Ben de uğrayacağım, yeni bloglar tanımayı seviyorum.
SilSevgiler benden de
Merhaba ,
YanıtlaSilDeep sayesinde geldim bloğunuza ve geldiğime de çok memnun oldum. Takipteyim artık sizi...
Benim nacizane bloğuma da beklerim. Sevgiler..
www.grilady.blogspot.com.tr
Merhaba;
SilBen de geldiğinize çok memnun oldum. Teşekkür ederim. Ben de ziyaret edeceğim sizi hemencik:)
Sevgilerimle
Yazılarını okumak beni oraya götürüyor gibi hissettirdi, senin o anki ruh halini yaşar gibi oldum çok güzel yazmışsın emeğine sağlık.
YanıtlaSilbizimde sayfamıza beklerim: http://www.modamodel.net
Çok teşekkür ederim çok mutlu oldum böyle hissetmenize. Ne mutlu bana.
SilBen de ziyaret edeceğim sayfanızı.
Sevgiler ve selamlar benden
tereyağlı bisküvi kreması foto ve tarifini yazsanaaaa noluuuur :)
YanıtlaSilHiç gitmesem, hiç görmesem de ezelden beri Fas-Tunus-Cezayir'e olan sevgim ve merakım senle daha da anlamlandı. Mağrip büyüsü diye bir şey var. Dibine kadar "Akdenizli" olan "bir Afrikalı" olma özelliği, yani bu bulunmaz karışım beni büyüleyen şey sanırım.
YanıtlaSil