Heybemde Fotoğraf blogunun sahibi Ebrar bir etkinlik düzenlemiş
Etkinlik sondan iki önceki yazısında. Katılmak isteyen Ebrar'ın blogundaki postasından bir fotoğraf seçecek. Onun çektiği fotolara bakarak içimizden ne gelirse yazıyoruz. Ben elbette ki hemen deniz ve vapur temalı fotoğrafı seçtim. Aslında sonbahar yaprakları da uygun geldi ama kararım denizden yana oldu.
Deep ise beni yazısında etkinlik için etiketlemiş. Bu yüzden fotoğrafa bakıyorum ve içimden nasıl geliyorsa yazıyorum.
***
Denize yakın bir yerde güne bir kez daha başlamak; hayatın tekrarının olduğuna
inanmaktır.
Bir gülümseyişle yalana aldanmaktır...
Günün yalanlarının toplamında acı bir keman sesiyle tekrar
uykuya dalmaktır.
Bir gülü koklamak,
Bir insanı anlamak,
Bir bedeni kavramak gibi
dürüstçe ama gizli gizli sızmak bir başkasının derinlerine...
Denizi anlamak yaşamı kavramaktır bir nevi.
Rüyalarım hep mavidir benim.
Kapanırsanki tüm kapılar geceleyin üzerime uzağındayken
başka bir hayatı
devralırım...
Nöbetleşe yaşarım bir başka bedenle, susuz, kupkuru...
Anlamsızca saat başlarında uyanıp su içmek gibi hep aynı saatte denizle olabilmeyi düşlerim...
Etrafımda evler yıkılıyor gibi hani öyle biçare, yanı başımda koca bir
deniz…allak bullak...
Hasretimi dile getirmek için doğru bir vakit belki ama
kelimelerim benden çıkmak istemiyor sanki şu anda. Kuvvetlice çekmek hatta saçlarına
asılmak gerekiyor her birinin. Sonra da acısı dinsin ve bana sessizce kendisini bıraksın
diye masumca okşamak. Bazen de nabza göre şerbet vermek! Deniz bu sağı solu belli olmaz.
Kaçıyorken durmadan bir şeylerden yanıbaşımda hep o mavilik vardır.
Hep telaşlı, hep tedirgin ama hep yanımda.
Gitmesi gerekiyordu
ama hiç gitmedi sadık bir dost gibi adeta...
Günler geçti fakat hep aynı gün aynı saatte orada olmak
gerekiyormuşcasına geçirdim dakikaları.
Türlü zamanlardan geçtim, kumlar yaktı ayaklarımı, yıldızlar soğuk
soğuk esti üstümde, ben genede dönmedim arzularımdan...
Hatta insanlar bile nefes verdi
yanıbaşımda..
Şunu hatırlıyorum bir de; elimde mor ve hardal renginden
oluşan bir eşarp sallandırıyorum rüyalarımda, denize doğru. Sonra gökdelenlere tırmanıyorum ama kapısı açık
asansörlerle. Rüzgarın uğultusu sağır edercesine ağır. Biri itti beni rüyamda; sırtımda bir
paraşüt ; deniz renginde.
Düşüyordum tüm devirlerden geçercesine…
Açıldı o küçük çanta ve bir çift kanat sahibi oldum bir anda… sığ bir
suya düştüm..
Suda yıkandım
Ağlıyordum
Kızgındım
Korkmuştum
Ama öyle mutluydum ki
Bütün duyguları aynı
anda yaşıyordum...
O bekliyordu..
Sessizdi, gülümsüyordu ışıldayarak. Işıkla gülümseyenini görmemiştim daha önce.
Kızmak, delice haykırmak gelmişti içimden ona, bunca uzak kalışımıza.
Ama öyle mutluydum ki
Anlam veremedim içimdeki kızgınlığa...
Bir el beni itti ve sanki bambaşka bir hayatta buluverdim
kendimi...
Kızamadım sarıldım sonra dalgalarına.
Yürüdüm dar geçitler boyunca...
Yüzler gördüm hiç tanımadık...
Ama güldüm, içimden geldiği gibi...
Bana ait olmayan bir tarihte yolculuk yapıyor gibi şaşkın ve
ürkektim
Bekledim.
Biri beni çağırıncaya dek,
Biri beni bu rüyadan çekip alıncaya dek. Denizlerimden ayırıncaya kadar düşlediklerimi.
Çünkü sonunda uyandım. Rüyanın içinde uyandım.
Birbirimize
baktık... Etraf daha aydınlanmamıştı.
Bir hayatın rüyasından uyanmanın şaşkınlığıyla birbirimize
baktık denizle ve o anda etrafta müthiş bir ot kokusu...
Karadeniz’in yaylaları sanki
dibimizde..
Sonra anladık onunla düşlerimizi ortak yaşadığımızı... Yüreğim denizdi benim, ellerim, gözlerim...
Gülümsedik birbirimize...
Perdeler camdan dışarı salınmıştı mor ve hardal,
Salkım salkım dağılmıştı güneş dört bir yana..
Kızarmış ekmek kokusu odada...
Ve son...Rüyam bitti...
Kalkıp gittim sonra günü yaşamaya!
Not: Yazı bana aittir. Bir rüyayı anlatır ve denize olan bitmek bilmeyecek özlemimi.
Mimlenenler: Klio, Macera kitabım, Sebuş, Deniz, ayrıca isteyen herkes katılabilir. Aklıma gelenler şimdilik bu blog sahipleri oldu.
Ne kadar da güzel yazmışsınız..
YanıtlaSilDeniz'e ben de hayranım. Ne zaman içim bunalsa ne zaman sıkılsam denizin kenarında alırım soluğu..
İyi ki katılmışsınız bu sayede tanışmış olduk, hoşcakalın :)
Sevgili Ebrar;
SilDün öyle bir telaş içinde yazdım merhaba bile demeden kusura bakma lütfen. Memnun oldum ben de tanıştığımıza. Ayrıca yazımı beğenmene çok da sevindim. Teşekkür ederim. Yeniden görüşmek dileğiyle.
Sevgilerimle
çok güzel anlatmışsın. bak ben bunu okurken sırıttım ama yani bana mutluluk verdi. ben de keyfim kaçınca beşiktaş sahiline inerim ve her şeyi unuturum denizi görünce. ama bak istanbulda deniz çok mavi değil. bilirsin asıl olarak izmire urlaya gidince deniz insanı değiştiriyo. bi de büyükada.
YanıtlaSilayyy baksanaaa evet sen bence evcek izmire nakil olun. den bir deniz kızısın. görsen işte böyle rüya görersin ancak :)
Beğenmene sevindim. Merak ediyordum fikrini:)
SilDeniz hususuna gelince evet İzmir urla çeşme de deniz daha mavi. Ama ben denizin koyuluğunu da seviyorum pis ve bulanık olmadığı sürece. Bu sene Bodrum'da deniz şahaneydi nasıl da berraktı bir kere daha hayran oldum oralara. Bir de dalgalı denizin de hali başka olur.
İzmir'e yerleşiyoruz zaten buradan sonra. Az kaldı bir iki aya kalmaz dönüş var. En azından ulaşabileceğim bir mesafede olacak deniz. Şimdiden diyorum zaten eşime bir gün arar da bulamaz nerede bu hatun dersen urla da foça da ne biliym sahilde bir yerde olurum kesin diyorum:) Denizle nefes aldığım bir gerçek.
Sağol güzel yorumun için.
deepin yazısıyla ebrarın etkınlığine geldim :) eline saglık :)
YanıtlaSiltakıbe aldım :)
Çok teşekkür ederim, hoş geldin:)
Sil