25 Şubat 2015 Çarşamba

Bir takım güzel seyler


Olsun da, bu kadarına da şaşırmamak elde değil diyorum içimden. Hayvan sevgisi çok güzel bir şey. Onlar kesinlikle sevildiklerini o kadar iyi anlıyorlar ki. Nereye gitsek peşimizde bir pofuduk kedi dolaşıyor. Cezayir'de çok kedi görmemize rağmen de bu böyle. Hele ki İzmir'de o kadar çok kedi vardı ki etrafımızda deliye döndük. Kedi sevenler için İzmir tam bir cennet. İzmir'e yerleştiğimde kesin eve birkaç kedi getireceğim diye düşünüyorum. Öyle ki sevgililer gününde dışarıda yemek yediğimizde tam garfield tipli bir pofuduk turuncu kedi buldu ki bizi, mis gibiydi. O kadar üzüldüm ki alamadığıma. Konuşup duruyoruz o günden beri, acaba ne yaptı nerededir diye. 
 

Cezayir'de olur olmadık yerlerde karşımıza çıkmalarına da alıştık. Ben henüz tam manasıyla İzmirli de olamadığımdan hala bazı yerlerde kedi görünce şaşırıyorum. Oysa İzmirdeki insanlar bunca senedir gördüğüm kadarıyla kedilerle birlikte mutlu mesut yaşıyorlar evlerinde olsun, iş yerlerinde olsun. Cezayir'de de marketlerde, dükkanlarda, kasaplarda görmek mümkün. Bu turuncu tipitipi de Türkiye'ye gidiş uçağımızı beklerken oturduğumuz kafeterya da görmüştük. 


Bunu aslında ayrıca bir posta olarak yazacaktım ama dayanamadım. Nedense bugün tüm kedilere pek kanım kaynadı. Öğlen yemeğimden sonra eve kedimi sevmeye gittim, birlikte hava aldık biraz, kuşları dinledik. Geldiğimizden beri biraz durgun görüyorum kedimi, aklım hep onda. Aklım onda olduğu için de kedilerle ilgili bir şeyler yazmak istedim. Bu miniş biblo da hava muhalefeti nedeniyle uçağımız ertelendiği için iki gün daha kaldığımız zaman kemeraltı ziyaretimizde çekildi. İstanbul'a inemeyip Antalya'ya gidiş maceramızı ve Thy'ye giydirmelerimi daha sonra yazacağım. 
 

Bu da dönüş yolunda İzmir Adnan Menderes Havaalanı'nın hemen önünde çekilmişti. Hava buz gibiydi ve sigara içmeye çalışan tek şaşkın bizdik:) İzmir yazısı imdadımıza koştu neyse ki, güzel de bir anı oldu. Zaten hayat sadece anı olsun diye varmış gibi geliyor bazen bana!

24 Şubat 2015 Salı

Kaldığımız yerden devam


Kürkçü dükkanımıza döndük yeniden. Herkese Merhaba!

Epey maceralı bir dönüş trafiğinden sonra yeniden kaldığımız yerden devam ediyoruz sanki hiç gitmemişcesine. Hayat hızlıca akıp gidiyor ve bu hızda aptallaştığımı hissediyorum. Dönüşlerde kendime gelmem epey zaman alıyor. Şantiye kapısından içeri adım attığımızda itiraf ediyorum ki şöyle dedik 'sen orda güzelim evi, sıcacık aile sevgisini, dost sohbetlerini, sosyal hayatı ve daha bir dolu güzel şeyi bırak buraya 25 metrakareye gel, akıl kârı değil!'. Yine de buna da şükür diyoruz, sağlıkla ve güzel nedenlerle gitmek ve dönmek en güzeli. 


Gidişimiz rahattı. Yine fazla eşyalarımızı ayıklayıp gittik bir telaşla. Memlekete ayak basınca derin bir iç rahatlığı hissettim. Yolda olmayı sadece arabada, trende veya otobüsteyken çok sevdiğimi yeniden idrak ettim. Uçak bunca gidip gelmelerime rağmen hala kocaman bir bilinmez benim için ve büyük bir stres. Ailelerimizin sıcak karşılamaları ve orada oluşumuza büyük ihtimam göstermeleri herşeye değiyor. Anne yemekleri gibisi zaten yok. Canım anneannem artık iyice yaşlanmış, kimi zaman her şeyi hatırlıyor kimi zamansa kim olduğumuzdan bir haber ama iyi ki onunla harika anılarım var diyorum. Odam bıraktığım gibi duruyor ve her gittiğimde herşeyi talan edip karıştırmak için yanıp tutuşuyorum. Bana ait olan çoğu şeyi de uzak kaldığım için unuttuğumdan, gidip gelmelerde yeniden keşfettiğimde ayrıca mutlu oluyorum. Evimizin penceresinden dışarıya bakıp huzur bulmak gibisi de yok. 



Havalar bizi güzel karşıladı neyse ki. izmit çok soğuk değildi ama İzmir beklediğimizden soğuktu. Yeni evimizde henüz ısınma için şömine haricinde bir sistem kurulu olmadığından kalamadık ama devamlı bir bahaneyle gidip geldik. Neyse ki pek çok halletmek istediğim kalemi başarıyla tamamladım. Mutfağıma masamızı aldık, halıları perdeleri hallettik. Yazlık gibi düşündüğümüz alt katımızda henüz bir şey yok ama onu da dönünce halledeceğiz inşallah. Daha yapacak işler bitmedi yavaş yavaş tamamlanıyor. Tadilat çok önceden bitmiş olmasına rağmen evde perde ve halı olmayışı hala inşaatmış gibi hissetmemize neden oluyordu şimdiki haliyle artık ev gibi gelmeye başladı. Zaten fark ettim ki artık hep ev ile ilgili şeyler  hayal edip almaya gayret ediyorum. Hayatımızdaki büyük bir boşluğu doldurmuşuz evimizle meğer. Yine elimizde bavul oradan oraya taşınma halimiz son bulmadı ama en azından herşey daha düzenli. 



Türkiye gerçekten çok acayip bir memleket. İnsana buradan sonra huzur verdiği bir gerçek. Ama insanların yüzlerinde mutsuzluk ve tedirginlik hakim, herkes bir şekilde ilerlemeye gayret ediyor ve yorgun. Uzaktan bakıldığında görülen şeyle, içinde yaşanıldığında anlaşılan durum epey farklı.  Ekonomik sıkıntıların var olduğu bilinmesine karşın herkes deli gibi alışveriş yapıyor ve biz her seferinde hayret ediyoruz. Çok acayip bir milletiz çok. Madame coco çılgınlığı denen bir furya var, çalışanlar bile duruma hayretle bakıyor. Madame Coco açılmadan önce insanlar çıplakmış herhalde diyenleri bile duyduk. Öte yandan yurdun çeşitli yerlerinden gelen kötü haberlerle geçti günler, üzüldük kızdık. Kısacık tatilimizde o kadar çok duyguyu bir arada yaşamak insanı yoruyormuş bunu daha iyi anladık. 


Ailemize bir minik katıldı. Onun heyecanıyla da geçti günler hızlıca. Bir bebeğin aileye kattığı heyecan ve değer bambaşkaymış. Ne kadar zor bir süreç olduğuna da tanıklık ettik elbette ama o pamuk tene dokunmak bile insana yaşamanın güzelliğini idrak ettiriyor, gerçekten mucize. 


Şimdi yine yavaşlığıyla çılgına çeviren internetle başbaşayız. Yorgunluğumuzu hala atamadık üzerimizden. Geldiğimden beri tavuk gibi sızıyorum. Kedimi çok özlemişim, o da bizi elbette. Bir hayvanın evdeki sıcaklığı bambaşka.  Yazmaya dönmek iyi geldi. Giderken orada da yazacağım bu sefer dediysem de yine başaramadım. Onca koşturmanın içinde bilgisayarımı sadece bir defa açabildim hepsi o. Biraz uzaklaşmak iyi de oluyor aslında. Anlatacak çok şey var. Bu bir başlangıç yazısı olsun madem. 

Herkese kocaman sevgiler. Ben yokken o kadar çok şey yazılmış ki bloglara, geriden de olsa takibe başlamak zamanı artık. 

Cezayir'den yeniden merhaba!