6 Mayıs 2010 Perşembe

Bazen ya da sadece; piknik vesaire

Günler yine birbirini kovalarken biz sanki olduğumuz yerde sayıyor muyuz acaba? Yine aynı şeylerden bahsetmeyeceğim korkmayın:) Zira bunlar yaşlılık alametleri gibi geliyor zaman zaman. Birçok kişi diyor "...bu ne kaygılı bir hal böyle" diye. Sanırım özledim yine memleketimi, ailemi, arkadaşlarımı, denizi, havayı, sadece oralarda olmayı.. Bu yüzden bu haller. Bazen oluyor işte...

Havalar yine kararsız. Aynı ben..Uzun zaman ara verip yazmayınca hangisini sıralayacağını bilemiyor insan yazma anı geldiğinde. Ama kelimeler bana hep mutlulukla eşlik ediyor biliyorum. Ne de olsa birlikte yalnız olmayı biliyorum onlarla.

Bu sıralar biraz karamsarlığa kapılıyorum. Diyorum beni eskisi kadar çok okumuyorlar neden acaba? Beni çoğu zaman ziyaret eden arkadaşlarım  pek uğramıyorlar. Yoksa sıkıldılar mı benden, yazdıklarımdan? Sadece düşünüyorum.

Yazmayalı çok şey yaptık buralarda. Pikniğe gittik, sevindik, üzüldük, hüzünlendik, haberler aldık değişik v.b 
Fotoğraflarımı çoğaltma çabası içerisindeyim. Hard diskimden hala haber yok. Bekliyorum gelecek olan güzel şeylerin bir an evvel gelmesini...

İyi geldi orman havası hepimize. Böyle miniş çiçekleri görüp sevindik yazın geliyor olmasına. Ama sonra durup düşündük kimbilir ne kadar sıcak olacak yine diye. Fırına kapatılmışlık hissini hatırladık da bir an. Soğuk sulara atılma isteği geldi bir anda yerleşti içimize..

Sonra durdum ve uzandım haşırdayan yaprakların üzerine. Gökyüzüne baktım, hayale daldım, durdum bir de sadece..Ayaklarıma baktım sonra. Beni istediğim yere götüren o en çok sevdiğim iki güzel şeye. Daha iyi davransam onlara iyi olur dedim:) Yaz da geliyor ne de olsa yorulmamak ellerinde değil..

Böyle renksizliğin içinde renk alması şişlerin pek hoşuma gitti. İştahı da daha çok açıyor gibi üstelik. O domatesin sıcaklığı, o sarımsağı folyodan çıkartıp ağzıma atmanın lezzeti, ve hemen bir gıdım öncesi burnuma gelen kokusu olmuş patlıcanların..Kıskandırmak istemem ama piknik yapmak güzel bir şey. Bir de hamak olsaydı...


Bu da yaşlı ağacımız. Bir çok kişinin sırtını dayadığı, minik karıncaların yuvası ulu ağaç. Hem gölge yaptı bize hem de sonradan aniden bastıran yağmurdan korudu. Ağaçları seviyorum. Şair demişti ya hani "..bir ağacı anlayacak yaşta mıyım bilmiyorum.."diye. Sanırım daha alacak yolum var bu konuda. Dinlersen sesini duyarsın masallardaki gibi belki ama anlamak daha başka..Onu başarabilsek daha güzel olurdu hayat her anında..

Veee işte mangal canavarları göründü..Artık açlıktan çatalla şişi sıyırmaya bile üşenmişim. Direk yöntem üfleyerek komple ağza atma:) Herkesin yaptığı gibi..Kimse kibarlık  yapmadı o gün. Sonuçta bu bir piknik. Sonuna kadar keyfine varmak gerek dedik..İçimizdeki canavarı serbest bıraktık:)

İşte bunlar da diğer mangal canavarları. Yüzlerindeki mutluluğa baksanıza bir! "Offf birazdan bunları nasıl da löp löp götüreceğiz" diye düşünüyorlar sanırım..Aynen de dedikleri gibi oldu zaten. Bir saniye dinlendiğimizi hatırlamıyorum şahsen..


Bu da her pikniğin olmazsa olmazı bizim için. Eee közde patatesi de unutmadım tabi ama onu çekmeye fırsat kalmadı. Hemencik mideye indirdik zira..Zaten kahvemizi yudumladık ve kaçtık diyebilirim. Bir anda delice yağmur bastırdı. Azazga'daki sevimli maymunlar bile kaçıyordu yağmurdan yol kenarlarında..

Bir tek de biz vardık mangal yakarak piknik yapan tam Türk usülü. Onlar sadece birşeyler atıştırıyor kahve içiyor ve oturuyorlar. Biz maşallah tam techisat gitmişiz. Koltuklar, kilimler, el yıkamaya ve içmeye ayrı sular, fincanlar, kek, tart ve salata da cabası, domates biber patlıcan da sayılmazsa olmaz..Onlar pikniğin en kıymetlileri bir gece evvelden marina edilmiş et ve tavuktan sonraa.

Herkese güzel bir hafta sonu diliyorum şimdiden. Belki yine yazamam evde internetimiz yok hala daha. Bence hava güzelse piknik yaparak değerlendirmek harika olur. Aklınızda bulunsun. Ne var ne yok alın yanınıza, topunuzu da unutmayın bu arada. Biz aldık, oynadık ama fotoğraflamayı unutmuşuz sanırım..

Mutlu kalın..

Not:Cezayir ile ilgili yazılar kaldığı yerden devam edecek merak edenler için..Hemde olabildiğince detayla..Arada böyle başka şeylerden de bahsetmek lazım tabi değil mi ama? Bir ara yeni diktiğim objeleri ıvır zıvırları broşları ve taçları da koyacağım. Nefes almamda en büyük yardımcım onlar ne de olsa yazmaktan başka..

6 yorum:

  1. ayaklarla ilgili bölümün süper olmuş .) şişlerde gayet güzel ve renkli ve iştah açıcı afiyet olsun size .

    görüşmek üzere .

    YanıtlaSil
  2. ben takip ediyorum valla :)

    YanıtlaSil
  3. Pikniğiniz mükemmel olmuş,afiyetler olsun.Galince mangal başı yaparız değilmi.Öptüm,bye bye....

    YanıtlaSil
  4. Canımın içi afiyet şeker olsun.Gelince mangal yaparız değilmi.Çokta harika gözüküyor ya.Öptüm bye bye..

    YanıtlaSil
  5. Tuğba'cığım,
    Bir zaman önce blog sahibi olmak konusunda bana yazdıklarını hatırlıyorum da, sen çoktan bu işin uzmanı olmuşsun. Blogun çok keyifli. Blogumdan ve arkadaşlarımdan uzun süredir uzak kalmıştım ama artık kırdım şeytanın bacağını. Sıkça görüşmek üzere...

    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  6. offf ateşin üzrinde kahve şimdi olsa ne güzel giderdi şöyle köpüklü tarafından....

    YanıtlaSil

Yorumlarınız ve paylaşımınız için teşekkürler. Mutlu kalın:)