Cezayire geleli üç gün oldu bile. Zaman yine hızla akmaya devam ediyor.Türkiye tatili beni inanılmaz derecede rahatlattı. Çok güzel zamanlar geçirdim. Keşke eşimde benimle olabilseydi o güzel günlerde. Ama inşallah ağustos da birlikte güzel bir tatil yapacağız sevdiklerimizle.
Orada günler boyunca hiç bilgisayar kullanmadım diyebilirim. Burda zaten yeterince haşır neşir oldum bilgisayarımla oradayken sadece ailemle arkadaşlarımla eşyalarımla ve bana ait olan bir çok şeyle olmaya çalıştım. Öyle ilginç ki şu an burda olmak. Hem çok alışık olduğum bir duygu hem de yepyeni bir deneyim gibi benim için. Belki de daha gelişimin idrakına varamamışımdır. Oradaki herşeyi ve herkesi öyle çok özlemişim ki. Yine de bunca güzelliğin içinde bir yanımda eksikti tabiki. Kocamı Cezayirde bırakmıştım evlendikten sonra ilk kez. Onu deliler gibi özledim. Birbirimize ne de güzel alışmışız. Alışkanlık kimilerine pek güzel bir kelime gibi gelmeyebilir ama bence öyle değil. Ona alışmayı seviyorum ve bu hiçbir zaman bana rahatsızlık vermeyecek. Belki de kendimize de bu denli alışsak fena olmaz.
Evimde olmak yeniden inanılmazdı. Herşey bıraktığım gibiydi hiç değişmemiş. Kaldığım yerden devam ettim adeta sanki hiç gitmemişim gibi. Annemlerde öyle söyleyip durdular zaten sanki uzaklarda değilmişim de hep onların yanındaymışım gibi hissettiler. Zaten bir yanım hep onlarla bunu bildiklerinden olsa gerek. Onlar benim herşeyim.
İnsan her gün yeni birşeyler öğreniyor hayattan. Yeni bir şeyler keşfediyor koskocaman ve aynı zamanda da ceviz kadar küçük bu dünyadan. Bu gidiş de bana birçok şey öğretti. Ayna tuttum sanki kendi suretime, hayatıma, yaşadıklarıma. Bol bol gezdim her şeye ve her yere daha detaylı baktım, inceledim. Şehrimin ne kadar da güzelleştiğini gördüm yeniden ama insanların da bir o kadar yabancılaştığını. Eskiden çarşıya çıktığımızda annemlerle caddeyi bir adımla geçtikten hemen sonra başlardı tanıdık sohbetleri. Şimdiyse çoğunluk hiç aşina olunmayan yüzler. Yine orası doğup büyüdüğüm yer. Başka hiçbir yer gibi değil.
Artık çok fazla arkadaşım yok belki de böylesi daha iyi. Bir avuç insanız ama içimizde kocaman dünyalar barındırıyoruz. Ve ben o bir avuç arkadaşlarımı çok seviyorum.
Tatildeyken izmire de gittim. Funda annem, Tuna babam ve Mümü Can'la birlikte çok güzel vakit geçirdik. Sevdiğim adamın şehrinde, onun kendi dünyasında,evinde, odasında,gezdiği yerler olmak beni son derece mutlu etti. Onu hep içimde,kalbimde hissettim. Birlikte yedik birlikte içtik. Sevgimizi paylaşırken sevdiklerimizle ondan da tutam tutam serpiştirdim benimkilerin yanında. Böylece herkes çok daha mutlu oldu.
Şimdi yeni hayatımdayım eskisi gibi. Gelirken kendime yeni boncuklar,renkli yünler, okunacak güzel kitaplar aldım. Havaalanında bavulumun içinden bişeyler çıkartıp başka bir çantaya yerleştirmem bile gerekti aldıklarımı:)Ama sanki hala hiçbirşey getirmemişim gibi hissediyorum.
Eşyalara bağlı bir insanım nedense. Bana ait olan herşeyi yanımda getirmek istiyorum. Her ne kadar taşırken içimden söylensem de. Bu da bana ait bir tavır işte. Sanırım her zamanda böyle olacak.
Döndüğüm için hüzünlüyüm ama aynı zamanda da yine sevdiğimin yanında olduğum için mutluyum. Duygularım iç içe. Ama böyle olması da güzel. Özlemek de ayrılık da hüzünde hayatın içinde ne de olsa. Ve bizde onun bir parçasıyız.
Bol yazılı günler başlamıştır benim için artık. Umarım severek okumaya devam edersiniz.
Yeni bir yazıda görüşmek üzereeee...
Tugbacigim bloguna donmene sevindim..Bekliyordum yazilarini daha yazmasaydin durtukleyecektim seni :)
YanıtlaSilBekliyorum yeni yazilarini, incik boncuklarini ,yeni aldigin kitaplari,resimleri daha neler varsa hepsini..
tugbacım o bi avuç arkadaşın arasında inşallah bende varım:))
YanıtlaSilbende seni çok seviyorum..agustosda daha cok gezecek ve vakit bulacagız inşallah...
canım pınarcım cicim;
YanıtlaSilolmaz olurmusun sen hiç aşkolsun:)seni çok seviyorum ben canım.Neler paylaştık seninle değil mi ama?geldiğimde yine güzel güzel şeyler yaparız cicim öpüyorum kocaman seni. Yorum yapmana da çok seviniyorum valla yani:)thanks