Pıt pıt hanım lakaplı kızımız Charlotte topu topu iki buçuk ay süren hamileliğinin son bir ayında. Pek bir mutlu mesutuz. Ona pıt pıt dememin sebebi ise her yere minik patilerini vura vura peşim sıra gelmesi. Bir de tombik olduğu için koltuklardan atlardan bonnkk diye ses çıkartması yok mu öldürüyor beni gülmekten. Bundan sonra ona pıt pıt diyorum o yüzden özellikle de sabahları salonun kapısını açar açmaz kendini önüme atması tam bir komedi. Daha sonra da sevgi seansımız var vaktimizin yettiği ölçüde. Bu sevgi seansı akşamları iş dönüşü baba kucağı oluyor genelde. Fıırr diye tırmanmaca ve yiğitin koynuna uzanıp kafasını çenesine dayayıp melül melül onu seyretmesi..Aşk yaşıyorlar resmen gözümün önünde yahu..
Hamileliğimiz kanımca iyi gidiyor. Geçenlerde veterinere de götürdük o da şöyle yalapşap elle muayene ettikten sonra tamamdır bir aya doğurur dedi hepsi o.. Haa bir de siz ne kadar yer gösterirseniz gösterin o kendi seçer doğuracağı yeri dedi. Yine de hazır bir yer yapacağız tabiki bizim zilliye.
Hani derseniz bu kedicik ne ara çıktı sokağa da hamile kaldı orası büyük soru işareti ? Biz türkiyedeyken ev sahibine bırakmıştık kedimizi, o kadar kötü mü bakılır bir hayvana!!! Geldiğimizde resmen sürünüyordu benim pamuk kedim. Zayıflamış, çökmüş, kederlenmiş yokluğumuzda. Onu görünce zaten kadının boğazına yapışmamak için zor tuttum kendimi. Fransızcam yeterli olmadığı için kadına çıkışamadım da zaten ama her gün benden bir posta laf yiyor türkçe olarak. 15 gün boyunca kedimizin kumunu bile değiştirmemişler. Neyse sadede geleyim; o sırada biz yokken kedi bahçenin minik camından kaçmış ama hemen almışlar öyle dedi. Tabi biz inanmıyoruz kesinlikle. Bence kediciğimiz birkaç gün sokakta kaldı. Zira erkek kediler ava çıkmış gibi hazır mı bekliyorlardı onu kapıda hamile bırakmak için. İmkansız herhalde. Zavallım kaldı birkaç gün tabi dışarda, sokakta olmayı da bilmiyor iyi dayak falan yemedi. Ama hamileliğini ilk farkettiğimizde üzüldüm daha çok küçük çünkü. Onu da sonradan anladık zaten. Baktık bizim pıt pıt tombikleşti, minik memeleri büyüdü pembe pembe :) sonrada daha belirgin bir halde şişti zaten. Bir de kadın aaa hamile mi demez mi dalıcaktım o sırada ona ama malesef yapamadım tabi. Keşke diyorum bazen Türk olsaydı da şöyle bir kavga etseydim bağırsaydım ona siz ne biçim insansınız bir kediciğe sahip çıkamadınız biz aylardır kaçmasın sokağa diye evde tutuyoruz da siz beceremediniz diyeydim.
Benim küçük prensesim işte böyle hamile kaldı. Tabi az biraz huyları değişti. Gene de güzel herşey. Yanımıza geliyor bol bol uyuyor sıcakta. Biraz yemek problemimiz var o da hallolucak umarım. Veteriner hep et mama ve kuru mama vermeyin sebze verin yumurta verin bebekler için süt verin dedi meyve yiyen kediler bile varmış. Ama bizim sıpacık sebzelerini yemedi. Yoğurdu sevdiği için bandırıp elimle yedirince yiyor ama kendi yemiyor. Bir de peynir seviyor, omlet de öyle, bir de çilekli dondurma yedi azıcık dün miniş diliyle yalayarak:)
Şimdi son çektiğim fotoğrafları gelsin kızımın;
Sıcaktan balkon kapısının önüne yatmış pıt pıt..Çoğu pozisyon hep yatarken zaten. Gündüz hep uyuyor tombik. İkinci fotoğrafta da veterinere giderken arabada çantasında korktuğu için çıkartmıştık koltuklarda dolandı rahatladı biraz:)
İlk fotoğrafta masumiyetimiz üzerimizde ikinci de de şapşap şapşal gölgesini kovalıyor :)
Bu da masa üzeri pozları. Ne yapsam indiremedim şebeği ordan. Masa örtüsü kullanımı kolay diye muşamba gibi birşey orası serin geliyor bende günde on posta masa siliyorum nerdeyse :) En altta da ayakta uyuklarken..
Yine masa üzerinde bir kare. Bir de yeni icat buzdolabı üstü. İlk kez eve temizlikçi geldiğinde korkudan çıkmıştı şimdi ara ara kaçıyor gizli yerine..
Birkaç videosu da var komik müsait bir zamanda ekleyeceğim. İsimleri şimdiden hazır:
-Pıt pıt hanım vileda kovalıyor
-Pıt pıt hanım böcek avında
-Pıt pıt bahçe sefasında
Bir sonraki blog yazısında görüşmek üzere. Herkese güzel bir hafta diliyorum. Leo Buscaglia tadında olucak biraz ama : küçük şeylere önem verin, kendinizi ihmal etmeyin, hayattan zevk almaya bakın, yaşamın kıymetini bilin, gülümseyin!
Ya,hayvan bakmak güzel ama,zor bir sorumluluk, işte sizin yaşadığınız gibi.15 günlük tatilde bile birçok şey yaşanabiliyor.Bir yere götüremiyorsun,bırakmak problem.Allah kolaylık versin.İyi doğumlar,kolay gelsin.bye bye....öpüyorum KOCAMAN....
YanıtlaSilÇok tatlı.. bayılıyorm ben de ama uzaktan. yakından biraz korkuyorum, bir de evde biz yokken sıkılır dört duvar arasında kedicik.
YanıtlaSilkız çocuklarda baba meraklısı oluyor ya :) sizin ki deneme şimdiden :)