11 Kasım 2010 Perşembe

Ankaradaki zamanlar

Uzun bir zamandır Ankara'ya gitmek isteği vardı içimde.Özlemiştim.Bu sefer bir gün İzmitte kaldıktan sonra ertesi gün Ankara'ya gittik. Bu fotoğrafı da Bolu'da çektim.  Hava ilk gittiğimizde pek güzeldi hatta o gün evde şortla bile dolaşmıştım. Ama sonra nasıl soğuk yaptı anlatamam. Tabi bünye hala yaza ayarlı benim. İnanamadım o soğuğun gerçekliğine. 7 dereceye kadar düştü. İnsanlar hani nasıl güneşi görünce hemen kabakçiçeği gibi açılırlar, soğuğu da görür görmez berelerini atkılarını takıvermişler. Bir an neye uğradığımızı şaşırdık. Ben tabi tabiri caizse:) zibidi gibi ince bir mont ve konversler ile gittiğim için anında ortama ayak uydurabilmek adına lahana moduna döndüm.Kendi kendime soğuğu unutmuşum deyip durdum hep.Sanki onca zaman orada yaşamamışım üniversiteyi orada okumamışım gibi. Keskin bir soğuk vardı havada, hele otobüse binince klimalardan ötürü sıcağa girmek ee tabi onca zamandan sonra otobüsün keyfine de varmak pek güzel oldu inmek istemedim. Sanki her gittiği yere beni de götürse gibi geldi. Eskiden hatırlarım kış günü o minibüslerin otobüslerin demirlerine tutunmak soğuk soğuk ne kötü olurdu. Ayy hiç sevmem. Ama şimdi o demirin kokusunu, hatta poşetlerin bile kokularını özlüyorum. Koku demişken artık bez torbalara da geçiş oldu ya pek memnunum. Tabi her yerde yok daha ama bazı yerlerde harika dizaynlar vardı. Yalnız bazılarının fiyatları da öyle uçuk ki insan hadi be ordan diyor. Şaşırmış bunlar. Şu eski kafalı cezayir de bile bez torbalar var. Hatta pazar çantalarından satıyorlar eski tip kalın çizgili olanlardan. Neticede onlar da plastik ama olsun diğerlerinden iyi ve hiç olmazsa uzun ömürlü. Geçen gün marketten devasa bir tane bez torba aldım malzemeleri koymak için. Burada 100 Dinar'a satıyorlar. Yani 1tl ye geliyor. Oldukça da büyük nerdeyse dolu poşetten 6 tane alır sanıyorum. Yalnız genelde onu burada taşıma amaçlı kullanıyorlar fazlalık olmasın ellerinde diye. Yoksa amaçları doğaya katkı yapmak değil, poşet her yerde aynen kullanılmaya devam ediliyor..

 Annecik ile babacık ankarada teyzemlerde mutfakta otururken çektim bu fotoyu..Ankara'ya geldiğimizin ilk günüydü.
Misbah ablam ve Engin abi'nin evlilik yıldönümleriydi sonra kutladık birlikte..Daha nice mutlu seneleri olsun bizlerle birlikte diyorum yeniden..
 Bu fotoğrafta da bizim minik nil ve leziz yani kısaca les teyzemi görüyorsunuz. Tuay ablamın küçük kızı. Ayy nasıl da büyümüş güzelleşmiş, şirinleşmiş. Bayıldım bayıldım. Pıtı pıtı yürüyor, sevimli ama güzel konuşuyor insanın hep dinleyesi geliyor ne diyor diye. Hatta bazen kelimeleri de tekrar ettiriyoruz sıkılıyordur çocuk bizden:)
 Bu da bizim kokoş defne :)Ona parlatıcı pembe ruj aldık çantasında taşıyor ve her fırsatta çıkartıp sürüyor:) Pek şeker o da tadına doyulmuyor valla. Nasıl da seviniyor anaokulundan gelip de bizi yine evde görünce. Hele okula almaya gittim ben bir iki defa o zaman deli oldu. Sonra gidemediğim zamanda da Tuğba ablam niye gelmedi diyormuş.
 Bu da benim doğum günü pastaaaamm. Bu sefer de güzel bir doğum günü geçirdim. Keşke hepimiz bir arada olabilseydik tabi Yiğit de olsaydı ama artık başka bir zamana inşallah..

 Burada da Disney on ıce dan fotolarımızı görüyorsunuz. Bizimkiler minişlerle gidelim diye bilet almışlar. Pek de güzel oldu. Bütün masal kahramanları oradaydı. Sanki gerçek gibi. Ben bile bayıldım ki tüm çocuklar ağızları açık izlediler özellikle de defne :) kimbilir hayal dünyasında neler vardı..Eğlenceliydi fakat konuşmalar ara sıra pek anlaşılmadı. Ben en çok stitch e bayıldım. Favorim o tüylü yaratık..Herkes zaten akın etmiş nasıl kalabalıktı anlatamam. Fotolarda boş gibi duruyor ama ilk girdiğimiz an çektim diye sanırım. Yoksa doldu da doldu..Hele satılan oyuncakları görmeniz gerekiyordu. Bayıldık.Böylece değişik ve güzel de vakit geçirmiş olduk iyi oldu..

Arada zaman buldukça da tabi biraz dolaştık değişiklik olsun diye. O kentucky de yediğim tavukların tadını unutamıyorum öyle güzeldi ki. Bir gün de teyzemle döner yedik o da epey büyük etki yarattı uzun zaman sonra bende:) Geçen türkiyeye gidişte döner yiyememiştim aklım kalmıştı şimdi yedim rahatladım:)

Daha bir sürü fotoğraf var elbet. Yavaş yavaş onları da yükleyip koyacağım. İlk sırada tombik kediciklerimiz var. Daha sonrada biraz daha toparlanınca buradaki yeni evimizi göstereyim diyorum sizlere. Onun dışında havalar bir güzel bir kapalı. Biz de anlamadık bu nedir böyle. Aslında tam hastalık havası. Çok dikkat etmek gerekiyor. Güneşe aldanıp dışarı çıktın mı incecik güneş gittiğinde kendini kutupta sanıyorsun.Özellikle de ben çok üşüyen bir insan olarak yorgan battaniye ikilisine talim ettim artık. Hem sobalar da harıl harıl yanıyor bir hışım. Kedicikler de sobanın karşısında oynuyorlar. 

Herkese kocaman sevgiler gönderiyorum. Bir dahaki yazıda görüşmek üzere. Mutlu kalın!

4 yorum:

  1. Yaşamın her alanından seçtiğim çalışmaları, yazarlarının izniyle “Bloglardan Seçmeler” adlı sitemde yayınlıyorum.
    Sizin de izniniz olursa bloglarınızdan seçtiğim çalışmalarınızı, kaynak göstererek yayınlamak istiyorum.
    İyi günler dileğiyle.
    Sabahattin Gencal

    YanıtlaSil
  2. Nİce mutlu, sağlıklı yıllara...

    YanıtlaSil
  3. Doğum günü kutlu olsun
    Sevdiklerin hep yanında olsun

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Tuğba,
    Ben önce anneciğine geçmiş olsun diliyorum. Dilerim artık çok daha iyidir. Sonra da mutlu yıllar, iyi bayramlar. Herşey gönlünce olsun.

    YanıtlaSil

Yorumlarınız ve paylaşımınız için teşekkürler. Mutlu kalın:)