Sayılı gün çabuk geçer diyorlar, külliyen yalan! Saya saya çoğaltıyorum ben kalan her bir günü. Kendi içlerinde bölünüyorlar adeta. 3'e 5'e bakmadan şafak kontrolü yapıyorum yine kendimi alamayarak ama heyecanım ilk günkü gibi yerinde sayıyor.
Ben yolculuklara hep asıl zamanlarından önce çıkıyorum. Şu anda kafamda Türkiye'ye gittim, tatilimi yaptım, konuşulanları dinledim, olacakları bir bir yaşadım ve döndüm bile. Çünkü böyle düşünmeden edemiyorum. Yaşadığım gerçek anlarda da o yüzden hep o anları yaşadığımı hissediyorum, tekrar ve tekrar.
Heyecanlanıyorum yolculuklara başlarken. Ama tatile kaçmak gibi kayıtsız ve sevinçli bir heyecandan ziyade; telaşla örtülü bir yük oluyor bende. Hani tam da yola çıkarken gitmeyelim desek, anında geri dönecek gibi. Sevemiyorum bir türlü o heyecan kumkuması halimi.
Bazen önyargı diyorum bu, yaşayacaklarımı nasıl bilebilirim. Belki tahminimden çok daha iyi olacak her şey. Belki korktuklarım olmayacak, belki her günüm şen şakrak geçecek, nereden bilebilirim ki? Ama kafamda ne tasavvur etsem aynısı oluyor. Belki bu gidip gelme rutinini uzun senelerdir aynı şekilde yaşadığımdandır. İnsanları da zamanla daha iyi tanıyorum elbette. Neye ne tepki verecekleri bir sürpriz değil artık benim için. Hır gür, eğlence şamata hepsi bir arada hüzünle kahkahanın iç içe geçtiği günler olacak yine.
Sadece orada daimi olarak bulunduğum an durup etrafı dinleyebilecek, belki de dinlenebileceğim. Zaten amacım hiç bir zaman Türkiye tatillerinde dinlenmek olmadı. Burada çünkü 6 ay bir fiil dinlenerek geçiyor aslında hayatımız. Orada bolca yürümek, keşfetmek, yorulmak ve eğlenmek istiyorum. Sanki hayatın bonusu, buradaki sıkıntıların hediyesi çünkü evde olmak.
Çok özleniyor yolda olmak hali, tabi meraklılar ve keşfetmek arzusuyla kanı kaynayanlar için. Ben çocukken de böyleydim. Daha gezmek lafı geçer geçmez hazırlanmaya başlar ve beklerdim o an gelsin diye. 8 aylık olduğuma da hiç şaşmıyorum. Daime tez canlıyım. Hemen her şey olacağı hale varsın istiyorum.
Şu hayatta emin olduğum tek şey varsa sadece huzur ve mutluluk istediğimdir. Bunlarında en büyük anahtarı sağlık. Klişe gibi gelebilir ama geride listelediğimiz tüm isteklerin anası işte bunlar!
Yollar denize çıktığında beni benden alıyorlar. Ucu denize dokunan yolları seviyorum. Varmak istediğim tek yer uzun yolculuklarda, uzun bir deniz kıyısı...
Ağırdan alıyorum bu sefer. Bavulları yavaş yavaş yerleştiriyorum. Kedi de gelecek diye biraz stresliyim, onun için endişeleniyorum ama moralimi yüksek tutmaya çalışıyorum. Kedili ilk yolculuğumuz olacak. İki uçak stresi berbat bir şey. İstanbul'a varınca bir nebze de olsa ohh çekiyoruz ama yetmiyor.
Oradan da yazmak istiyorum elbette. Bakalım el verirse koşullar arada şöyle böyle oldu derim. Şu an ihtiyacım olan tek şey, deniz ve rüzgar. Bir de tabi herkesle bol bol konuşmak istiyorum. Pazartesi gece yolculuk var. Bize bol şans dileyin. Kediş için rahat geçsin uçak yolculuğu. Hoop diye konuverelim evimize. Gerisi gelir nasılsa.
Gitmeden yeniden yazarım...
Sevgilerimle