Hayat olanca hızıyla akmaya devam ediyor bizim buralarda da. Akıyor ve içinde bizi de sürüklüyor yeni maceralara, kimi zaman istekli kimi zaman zorla.
En güzeli de ne biliyor musunuz? Bahçemde tazecik sebze meyvelerin olması ve iyi kalpli komşularımın mis kokulu çiçekler taşımaları bana. Evim buram buram gül kokuyor şimdi.
Bebek büyüyor, büyüyoruz birlikte. Eşim dedi ki bugün; eskiden her gün ağlıyordun şimdi hiç olmazsa üç günde bir ağlıyorsun:)
Öyle evet halen ağlıyorum. Bazen ileriyi düşünüyorum, oğlumun büyüdüğünü; ağlıyorum. Kimi zaman onsuz olacağım zamanları düşünüyorum ağlıyorum, bazen korkuyorum ağlıyorum. Ağlamak için o kadar çok nedenim var ki bu sıra. Bazen sırtım çok ağrıyor ağlıyorum hatta bazen sebepsizce tontik yanaklarına ve büzüşen dudaklarına bakıp ağlıyorum. Sonra o ağlarken de ağladığım zamanlar oluyor. Yani ben hamile kaldığımdan bu yana mütemadiyen ağlıyorum. Ama diyorum ki zaten ağlamak eski bir alışkanlık bende!
Renkleri görmeye başladı bizim küçük böcek. Takip etmeye başladı. Çiçekleri seviyor anladığım kadarıyla. Bir tane oyuncak baykuşumuz var böyle anakucağına asılan, onu seviyor, müzik çalıyor diye hoşuna gidiyor. Vuuu vuuu diye diye ona sesleniyor. Henüz eliyle tutamıyor sadece istemsizce elini sallarken çarpıyor. Kafasını çevirmeye de başladı. Biliyorum ileride bu yazdıklarımı okuyup yeniden ağlayacağım çünkü o zaman tosbik kaplumbağam kocaman olmuş olacak.
Annem döndü, yalnızım. O döndükten sonraki ilk gün tamamen fiyaskoydu bence. Odalarındaki kokuları bile dokundu bana o gün. Şimdi oraya girmedim daha ama sanki üst kattalarmış gibi geliyor bazen, öyle düşünüyorum yorgunluk ve sinir zamanlarında. Annem ne çok destekti. Ama kocam da öyle. Onun evde olmasına her gün dua ediyorum. Annem buradayken çok yoruldu, kadıncağız miguel gibi devamlı yemek yap, sil, süpür, çamaşır yıka, çocuğu oyala modundaydı. Ama şimdi evlerine gittiğimizde hemen çocuğunu kucağımıza tutuşturan insanları daha iyi anlıyorum çünkü aynını ben de yapmak istiyorum. Birisi 5 dk tutsa ohh iyi geliyor. Tan oğlan zor bir bebek değil ama anası gibi damarı var kanımca. Birkaç gündür öğlenleri uyumuyor, hal böyle olunca uyku başına vurup huysuzlanıyor tabi. Genelde geceleri kütük gibi uyuyorum. Öyle ki çıt sesine uyanan ben-ki bebekle ilgili her çıta uyanıyorum ilginçtir- etraftaki seslere tamamen kapalıyım. Bu içgüdüsel olay çok acayip.
Şimdi sıra geldi kutsal memelere:)
Oy oy meğer bu memeler nelere kadirmiş. Sütüm yavaş yavaş çoğalıyor. Henüz hala öyle sağayım da kenara kaldırayım durumuna gelmedim. Sadece açlık durumlarında emiyor tosbağacan. Belki de ben bilemiyorum organize olmayı ama sağdığım zamanlarda da bir sonraki öğünde hemen veriyorum sağdığımı. Bu bloğu ana oğul bloğu haline dönüştürmek istemesem de yazıyorum içimden gelenleri lütfen kusuruma bakmayın:)
Malum evimiz şehre biraz uzak, e etrafta arkadaş da yok çok konuşacak bu yüzden yazmak -artık nadiren de olsa- iyi geliyor. Bir nevi dertleşmece.
En anaç arkadaşım bile çocuk olayının ne kadar zor olduğunu söylüyor ki ben ilk haftada ah uhlamaya başlamıştım. Hakikaten sabır işi. Sabrın ötesinde alışmak çok önemli ve kabullenmek. Artık hayatının farklı bir yöne döndüğünü, eskisi gibi olamayacağını kabullenmek gerekiyor. Bunu arkadaşım ilk söylediğinde ağız burun kıvırmıştım neden hayatım eskisi gibi olmasın diye. Ama gerçekten olmuyor. Ne kadar artislensem de olmuyor bu bir gerçek. Daha güzelleşiyor deyip ahkam kesmeyeceğim çünkü öyle yazanlara sinir oluyorum. Evlat elbette ki güzel ama ufakkenki zamanları gerçekten zor. Gülüşleri, oyunları insanın içini kıpır kıpır yapıyor. Bir de o ağlayınca gerçekten memelerim sızlıyor. Yine geldik memelere:)
Ne söylediyse yutar insan bu çocuk konusunda. Nenem 'çocuklu dostun başına kustum' dermiş. Evet anlaşılabilir bir cümleymiş. Şimdi ben de birileri için çocuklu dostum artık:) Ben gerçekten çocuklu ortamlardan çok haz etmezdim ki hala etmiyorum ama şimdi çocuklu olduğum gerçeğiyleyim.
Mutlu ve sakin kalabilmeyi bir şekilde başarmaya çalışmak lazım. Aslında basitmiş öyle diyorlar ama onlara kesinlikle şapka çıkartmak lazım. Artık çocuk konusunda çoğu insanın artistlik yaptığını, yalan söylediğini biliyorum. Millet birbirine hava atmak veya mükemmel olduğunu kanıtlamak için sallıyor da sallıyor. Tabi biz aman terler üşür daha küçük diye en ufak rüzgarda bile dışarı çıkartmaya korkarken, el kadar bebeyle dünya turuna çıkanlar da var.
Bir de seni sınayanlar var, nasıl gidiyor bakalım annelik diyerek? Onlara canım cicim yapmak şart. Çok söylenirsen aaaa diyorlar geçer geçer. Nabza göre şerbet vermek şart. Yani toplumumuz hep her şeyi başaran mükemmel analar olmamızı istiyor. Kır dizini otur çocuğuna bak evini de temizle yemeğini de yap gibi. Ben valla yapamıyorum. Her birini ayrı zamanlarda yapıyorum. Kimse benden hünkar beğendi de istemiyor hoş ama birini yapıyorsam diğeri kalıyor. Bu ara mottom 'bırak evi bok götürsün'. Tabi çocuklu ev deyip elime ikidebir süpürge almışlığım da var yalan olmasın.
En çok Cezayir'deki başıboşluğumuzu özlüyorum. Her konuşmada hop sigara yakıverişimizi, içlendikçe içebildiğim zamanları, kitap okumaktan sıkıldığım anları, yapacak bir şey bulamayıp pöfürdendiğim o zamanları. Cezayir'in kara kaşı kara gözü değil yani içinde yaşadığımız anlarını özlüyorum. O anların rehavetini, uyuyabilmeyi, uyanmak istemeyip güne geç katılmayı, deli deli yemek yapmayı, çok çok yazmayı, bol bol fotoğraf çekmeyi.
İçinde bulunduğumuz her an çok kıymetli aslında. Gelen gideni aratır derler ya öyle oluyor gerçekten. Hep arıyoruz eski zamanları. Şimdi evet çekirdek aileyiz maşallah mutluyuz sağlıklıyız ama o zamanların da tadı başkaydı. Henüz geri gelmeyeceklerini kabullenmek için sanırım daha zamanım var.
Bahar geliyor. İzmir'de dereceler gün be gün yükseliyor. Kuşlar cik cikledikçe, eve güneş değdikçe huzur geliyor içime. Oğlum da artık mini mini şeyler giysin istiyorum şöyle şortlar tişörtler tulumlar. Büyüsün bana annemmmmmm desin istiyorum böyle kalbinin taaa içinden. Bana baksın boncuk boncuk sonra kocaman sarılsın annemmmm diye.
Hadi ben kaçtım. Oğlan uyanmadan bir tarhana karıştırayım. Dünden kalanları yeriz yanına en azından çorba yapacak zamanım olsun hemen uyanmasın:)
Ne zaman bilmem ama yine yazarım ben, inşallah başka konularda da yazarım...
Sevgiler herkese bizden.
Merhaba Tuğba,
YanıtlaSilBen de sık sık blogumda bu tarz yazıyorum. Benim oğlum 20 aylık oldu. 2-3 aydır artan iletişim becerileri sayesinde ilişkimiz normalleşmeye başladı. Ama o eskiye duyulan özlem bitmek bilmiyor.
Sanırım sağlam bir ruh için elzem olan şey sabır ve kabullenme...
Sevgiler. ..
Merhaba. Bir süredir bloglara bakamıyorum malum nedenlerden ötürü ama öncesinde okuyordum seni. Fırsat buldukça yeniden okuyacağım. Eskiye duyulan özlem gerçekten bitmiyor herhalde. İletişimin artması gerçekten ilişkiyi farklılaştırır. Ben de o zamanların gelmesi için dua ediyorum ama her anın tadını da söylenildiği üzere çıkartıyorum elimden geldiğince.
SilÇok teşekkür ederim yazdığın için.
Sabır ve kabullenme gerçekten önemliymiş.
Sevgiler
Hoşgeldin tuğbacm ,
YanıtlaSilBebek olunca blogta ister istemez anne - çocuk içerikli oluyor normal olarak :) bu böyle ilkokula kadar sürecek emin ol. sonra sen de bıkıyorsun çocuğunu anlatmaktan. ama bebekler her daim güzeldir,etrafta da çok anne olunca herkes birbirinden haber almak istiyor. buluşmalarda bile konu dönüp dolaşıp bebekle ilgili herşeye geliyor. ee bizden geçince bunlar yüzümde gülümsemeyle okuyorum yazdıklarını.
selam canım. Hoş buldum:) Gelebildiğim için mutluyum, buralarda olmak iyi geliyor. Keşke daha sık yazabilsem. Çocuğunu anlatmak elbette ki iyi geliyor insana, etrafta anlatacak pek kimse de yok üstelik. Ama evet çok sık da konuşmak insana eee artık başka konu mu yok da dedirtiyor. Yani ben anne olmadan önce devamlı çocuklarından bahseden arkadaşlarıma söyleniyordum da oradan biliyorum. Bence fazlası hala anormal. Ama dönüp dolanıp nasıl geliyoruz çocuklara hakikaten tez konusu olur yani. Teşekkür ederim yazdığın için.
SilSevgiler canım
Bu taraflara bekliyorum. İnşallah biz de yaz için geleceğiz.
TUBA, sıkılırsan küçük oğlumun büyümesini ay ay yazdım 12 ye kadar. Çok benzerdi bu zamanları. Sabır, destek, zaman şart. Annelik= beklemek :)
YanıtlaSilÇocukların her zamanları kendilerine has da olsa benzerlik gösteriyor ben de buna inanıyorum. Bir şekilde herkes aynı yollardan geçiyor. Bu zaten bunaldığım zamanlarda kendime tekrar ettiğim bir şey. Annelik sabır kabullenme ve evet beklemek:)
SilBir yıl sonra hem ev işiyapan hem yemeğini yapan hem de çocuğa Gül gibi bakan annelerden olacaksın sen de. Annelik öğretilen birşey, hem herşeye yetmeyi hem kendine vakit ayırmayı hem de hayatından keyif almayı öğreneceksin.
YanıtlaSilCanım benim teşekkür ederim. Sen her daim bana iyi geliyorsun güzel ve motive edici sözlerinle sağ ol. Daha alışmış durumdayım zaten eskisi gibi değilim. Hala tedirginlik stres ve korku var ama sanırım bunlar anneliğin olmazsa olmazları, geçeceğini sanmıyorum. Keyif almaya çalışıyorum. Her anı çok yeni ve çok güzel aslında. Günden güne daha iyi hissediyorum umarım zamanla o büyüdükçe ben biraz daha kabullendikçe daha da harika olacaktır. iletişime geçebildikçe daha iyi hissediyor insan kendini.
SilSevgiler
Haaaa :) Pozitif pozitif geldi bu, iyi geldiiii :D
YanıtlaSilArtık daha pozitif olmaya gayret ediyorum. Alışıyorum öğreniyorum. Senin yazına yanıt veremedim ama okudum. sen olduğuna sevindim ayrıca, teşekkür ederim:)
SilKocaman sevgiler
Senin yazın da bana iyi geldi
Canım benim,biz de sanki üst kattayız gibi geldi ilk döndüğümüz de.Bu sıkıntılı guzel günler geçecek elbette,ama ileride dönüp geriye baktığında bu günleri çok özleyeceksin ve keşke o sıkıntılı güzel günlere dönmeyi isteyeceksin.Seni ve çekirdek aileni çok seviyorum.Bu arada Tan'ına da çok iyi bakıyorsun Maşallah sana.Sen çok tatlısın ve çok iyi bir annesi de,Yiğit te senin en büyük desteğin tabii bu arada ,çok şanslısın.Bebeğim ❤💋👍👏
YanıtlaSilİyi ki yanımdaydınız. Gittiğinizde gerçekten çok zor geldi birkaç gün ama artık alıştım öğreniyorum daha iyiyim. İnsan demek bu evrelerden geçiyor işte bir bir. Özleyeceğim biliyorum elimden geldiğince tadını çıkartmaya keyif almaya çalışıyorum. ELbette yoruluyorum bazen sinirleniyorum ama tostiğimi çok seviyorum ve onunla iletişime geçebildikçe daha iyi hissediyorum daha mutlu oluyorum. Biz de sizleri çok seviyoruz canlarım. Tan kuzuma elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum elbette ki kusurlarım oluyordur ama kimse mükemmel değil. Öpüyorum çok çok.
SilSen annelerin en hasisın canım benim,kendine de ,eşinede,Tan'ında sen her şeye yetersin.Bu günleri de ileride çok özleyeceksin.Keşke o günlere dönebilseydim diyeceksin.Bu sıkıntılı günlerinin tadını çıkarmaya bak.Seni çok seviyorum,çekirdek ailemi de tabii.Mutlu ve sağlıklı kalın.
YanıtlaSilMutlu sağlıklı hep birlikte kalalım daha nice güzel seneler inşallah. Daha şimdiden eski günleri arıyor özlüyorum ve evet bu günleri de özleyeceğim ileride yeter ki sağlık olsun özlem hayatımızda hep var. Sevelim sevilelim mutlu olalım sağlıklı huzurlu olalım başka da bir şey istemiyorum.
SilSevgiler size biz çekirdeklerden:)
Güzel bir söz var kimin bilmiyorum ama şöyle; ''çocuk büyütürken günler çok yavaş, yıllar çok hızlı geçer'' ve göz kırpmak kadar bir sürede (inanın geriye dönüp baktığınızda o kadar kısa geliyor) o minicik bebeğin kocaman bir delikanlı olduğunu göreceksiniz:) 23 yaşında bir oğlum var hala o küçük bebek nereye gitti diye düşünüyorum. Yazdığınız tüm zorluklar gerçek hepimiz yaşadık ama zorluklar bebeğin yaşıyla doğru orantılı yani en kolay zamanındasınız (bana söylediklerinde çok kızardım ama doğruymuş) ergenliğine geldiğinizde bunu hatırlayın:)
YanıtlaSilGüle güle büyün sağlıklı, mutlu, uzun ömürlü olsun, güzel bir ülkede yaşasın:)
Merhaba. Çok güzel bir sözmüş gerçekten çok beğendim ve çok da doğru. İçinde olunca insan sanki zaman gibi hissediyor oysa nasıl da hızlı. Bebiş büyüyecek delikanlı olacak ve ben hala ağlıyor olacağım sanırım. Annelik=ağlamak :)
SilErgenliğe gelince hatırlayacağım tamam. Her dönemin kendine göre zorlukları var biliyorum. Biz de öyle değil miyiz ki hala aslında. Önemli olan gerçekten sağlık gerisi bir şekilde hallolur.
Çok teşekkür ederim güzel sözleri niz için. Güzel dilekleriniz için de .İnşallah güzel bir ülkede huzurla hayatın keyfine vararak mutlu yaşasın tüm çocuklarımız.
Sevgiler
Yazılarınız ne kadar da içten yazılmış. paylaşımlarınız için teşekkürler.
YanıtlaSil