Şimdi sanırım bu da ne böyle diyorsunuzdur yazımın başlığını görüp..Bu yazı dün geceden kalma. Dün gece yemeğimizi yedikten sonra her zaman yaptığımız gibi tv odasında biraz oturup odamıza gittik. Annemler geçen sene hazırladıkları kargoda bana LES kitabı da yollamışlardı. Uzun zamandır dokunmamıştım. Geçen hafta geldiğimizde kitabımı da koydum kamp için hazırladığım çantamıza. Arada sırada çözüyordum. Dün de gündüz yine arkadaşım Sarah beni ziyarete gelmişti fakat babasının toplantısı çıktığı için erken gitmek zorunda kaldı. O gittikten sonra ben de biraz test çözeyim bari dedim. Oturdum les kitabının başına. Lise zamanlarından beri çok seviyorum test çözmeyi. Özellikle Psikoloji ve Türkçe testlerini. Matemetiği oldum olası sevmem zaten. Akşam odaya geri geldiğimizde eşim de kitabı görüp hadi biraz çözelim dedi. Başladık birlikte çözmeye. Ben tabi artık hiç hatırlamadığım için matemetik ve geometriye hiç dokunmamışım, eşim de tam bir geometri delisiymiş meğer. "Valla unutmuşum ben" de diye diye gördüğü tüm soruları başarıyla yaptı. Şok oldum. O sırada çözüm ararken sorulara bir de baktım kendi kendine formulleri falan söylüyor. İşte "taban çarpı yükseklik bölü iki, 30 derecelik açının karşısındaki kenar hipotenüsün yarısıdır, bir de karşı bölü komşu falan.."Heehe eski günler geldi aklıma ve bunca yıla rağmen bunları nasıl aklında tutabildiğine şaşırdım. Bu formüller benim için şu anda sadece birer anıdan ibaret, puslu ve eski.
Ne çok çözerdim bir ara bu testlerden. Ama en çok da dershaneye gittiğim zamanlarda oradan verilen yaprak testleri severdim. Çoğunu uzun yıllar sakladım bazılarını hala daha atmıyorum deli gibi. Lise zamanlarında üniversiteye hazırlanırken hiç zevk almazdım testlerden falan. O sıralar da psikolojiyi çok seviyordum bu yüzden sadece psikoloji testlerini çözerken güzel geçerdi zaman. Bunda öğretmenimin etkisi de büyüktü tabi. Daha sonra Ankara da dershaneye gittiğimde -depremden sonra izmitte dershaneler falan uzunca bir zaman açılmamıştı çünkü kötü zamanlardı ben de akrabalarımın yanına gitmiştim- Kök Dershane diye bir dershaneye gittim Meşrutiyet Caddesinde. Gerçekten çok güzel günlerdi. Öğretmenleri süperdi. Orada sevdim daha çok işte testleri ve Tarih'i. Öyle harika bir tarih öğretmenimiz vardı ki onun sayesinde deli gibi test çözmeye başlamıştım. Neredeyse günde 300 soru. Bir de çok tonton ve zeki bir Türkçe öğretmenimiz vardı onun sayesinde türkçeden sadece iki yanlış yaptım:) Hala daha türkçe testlerinde iyiyimdir. Şimdi tatil için Türkiye'ye gittiğimde Ankaraya da gideceğim. Ve bir aksilik olmazsa dershaneme de uğramayı düşünüyorum. Facebook da dershanenin adına bir sayfa açmışlar sanırım öğretmenlerim hala oradalar. Onları yeniden görmek güzel olacak. Tabi beni hala hatırlıyorlar mıdır bilmem ama. Olsun benim için mutluluk verici olacaktır yeniden o ortamda olmak. Sizi gelişmelerden haberdar ederim.
Eski günlere dair anlatacak ne kadar çok şey var. Kafamdan geçen her anıyı buraya yazmak istiyorum. Ama bazen hepsini birbirine karıştırıp yazıyorum sanırım. Bu da anlatmak isteyişimin heyecanından herhalde. Her gün hayatımın ne kadar da kıymetli olduğunu görüyor ve anlıyorum. Yaşadığım her detay beni yeni maceralara itiyor. Gerek kafamda yaşadıklarıma gerek hayatıma uyguladıklarıma. Her zaman şanslı biriydim ve hala öyleyim. Ama şimdilerde bunu daha iyi anlıyorum ve minnettarım. Anılar, yaşanılanlar acısıyla tatlısıyla iyiki varlar, beni büyütüyor, beni ben yapıyorlar. Hala aklımdan çıkmayan, m.c.delta t formulü gibi, endoplazmik retikulum gibi, 3,14 gibi, 1040 Dandanakan Savaşı gibi, Anlatım Bozuklukları ve Algıda seçicilik gibi...Hep derler ya bu bilgiler hayatınızın her dönemi size yardımcı olacak diye o zamanlar inanmazdım ama -özellikle de matemetik için söylenirdi- gerçekten de haklıymış söyleyenler. Henüz 3.14 ün bir yararını görmedim ama diğerleri çok zaman yardımcı oldular. Özellikle sıkıldığım zamanlarda koyunları saymak yerine defalarca endoplazmik retikulum demeyi seviyorum.. Bana hep güzel şeyleri anımsatıyorlar. Yaşadığım güzel hayatı!!!
Matematiği hiç seeeevvvvmmmiiiyyooooruuummm!!!!!!!! :))
YanıtlaSilCanım yaa handecim valla al benden de o kadar yanii. Şu matematik hep korkulu rüyam oldu yani. Polinom fonksiyon severdim bir tek okul zamanında ama sadece o kadar. O saçam sapan problemler yok mu havuzdu bilmem neydi ayy hala nefret ederim onlardan bir de torbadaki bilyelerden:):)oysa rengarenk de ne güzellerdir.
YanıtlaSilHastasıyım senin :)))
YanıtlaSilDeli hatun.
Matametiği bende sevmezdim hiç :)
YanıtlaSilTuğba 2 mi kaldı?
Yazınız beni de geçmişe götürdü.
YanıtlaSilDershaneye 1982 yılında gitmiştim ilk kez.
Halil Rıfat'ta İzmir Büyük Dershane'ye gitmiştim.
Bir de yanılmıyorsam Kavram Dershanesi vardı.
Başkada dershane yoktu İzmir'de o yıllarda..
O yıllardan beri testleri severim.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilÖyle tatlısın ki,başka söze ne hacet.Zamanının kıymetini iyi bil.Bir de sakın unutma herkes senin kadar vefalı da değil hayatta.........
YanıtlaSilGüldürdün beni Tuğba. Ben de geometri ve matematik severim ama problem kısımlarını hep şıklardan giderek çözerdim. Tabii D-E şıkkı ise uzun zaman alırdı :) Ama en sevdiğim ders Türkçedir :) Güzel bir yazı olmuş, geçmiş güzel günlere götürdü beni.
YanıtlaSilAşkım;
YanıtlaSildeliyimdir biraz ben bilirsin:):)ama senin de benden kalır yanın yok hani yani:):)Seni çook seviyorum canım benim..
Alevcim;
şafak 1 oldu artık..Matematik konusunda da hem fikir çıktık ne güzel..dur bakalım daha neler çıkıcak ortak:)sevgiler sana.
Sevgili Bir hayat dolusu;
insanın eski günlerine dönmesi ne güzel oluyor değil mi?izmire gittiğim de bir büyük dershane görmüştüm sanırım eşimin arkadaşarı vardı oraya giden belki de o dershane sizin bahsettiğinizdir kimbilir..nerden nereye işte.82 yılında ben doğmuşum. o zamanları görmek isterdim aslında.izmir de ne kadar farklıdır o zamanlar kimbilir.Sevgiler size..
Babacım;
zamanın keyfini çıkartmaya ve kıymetini bilmeye çalışıyorum umarım başarıyorumdur. Vefa konusuna gelince sanırım haklısın.artık insanlar vefa nedir bilmiyorlar ama ben inanıyorum vefakar biri olduğuma.bunu da sizden öğrendim.ne mutlu bana..öpüyorum kocaman.
Nazocum;
güldürdüğüme sevindim seni. Bende bazı sorulardan şıklardan gitmeye çalışırdım ama pek beceremezdim sanırım.hiç matematik kafalı biri olmadım.hala da öyleyimdir.çok testte sallamışımdır matematik sorularını.benim için hayat sözel sorulardan ve cevaplardan ibaret sanırım.sevgiler ve öpücükler sana:)
tesadüfen senin blogunda buldum kendimi ve yazıların çok hoşuma gıttı.yaşadıgın her kare anıyı içtenlikle anlatman benim çok
YanıtlaSiletkiledi....
hayatı hep pozitif bakman ne güzel....
herkes böyle bakabilse keşke...
sevgilerle...