24 Mayıs 2011 Salı

Küçük mutluluklarım

Bugün harika bir hava var. İçimiz mutluluk doldu yeniden. Güneşi görmek ve hissetmek harika bir duygu. Bir haftadır aralıksız yağan yağmurlardan sonra şimdi nihayet bahara yeniden kavuştuk. Bugün içimden uzun uzun yazmak gelmedi. Ofiste otururken panoma kafamı çevirdim ve beni mutlu eden şeylere yeniden baktım. Sonra bloga koymak için her birini fotoğrafladığımı hatırladım. Bu seferlik böyle olsun dedim. Beni mutlu eden ufak detaylar işte bunlar..


Bu dantel gibi görünen kağıtları Cezayir'de çok kullanıyorlar. Her rengi var aslında. Büyüklü küçüklü. Ben bunları bulabilmiştim. Sonra onları panoma raptiyeledim. Görüntüleri çok hoşuma gidiyor..


Bu çaydanlığı yapmak için de karşımızdaki marangozdan kontrplak almıştım. Epey oldu yapalı. Daha başka objelerde yaptım ama onlar evde kaldığı için koyamadım buraya. Zaten daha evvel bir yazımda bahsetmiştim yanlış hatırlamıyorsam. Sonrada dekupaj tutkalı ile, printer dan çıktı alıp bu çiçekli kağıdı üzerine yapıştırdım. Ben çok seviyorum. Böyle bir sürü şey yapıp odama ve yeni evime koymak istiyorum.

Bu da yine aynı teknikle yapıldı. Cezayir'de her şey elimin altında olmadığı için elimdekilerle idare ediyorum. Ama Türkiye'de olup böyle şeylerle uğraşmayı çok isterdim. Çünkü elimden geldiğince yanımda getirmeye çalışsam da her lazım olanı getiremiyorsunuz sınırlı kilo ile. Bu çerçeve şeklini yine kontrplaktan keserek oluşturdum. Eşim böyle şeyler yapabilmem için bir el aleti aldı bana . Kesiyor törpülüyor bir sürü değişik ucu var zımparalıyor. Çok kullanışlı. Biraz gayret ve sabırla harika şeyler ortaya çıkartabiliyor insan. Sonra da böyle duvarları süsleyip mutluluk kaynağı oluyor..


Bu kasnakları da her zaman çok sevmişimdir. Web sitelerinde hep görüyorum harika kasnaklar var duvarlarda. Ben de gördükçe hevesleniyorum tabi. Yabancı sitelerdeki harika kumaşlardan ne yazıkki burada bulamadığım için en sevdiklerimden biri olan ayakkabılı kumaşımı koydum ben de kasnağın içine ve panoma astım. Bana dilek dileyip kırmızı rugan pabuçlarını birbirine çarpıp istediği yere gidebilen o kızın hikayesini hatırlatıyor. Neydi adı bilemedim şimdi:)


Bu defteri de geçenlerde her zaman gittiğimiz Algerdeki büyük marketten aldım. Aslında çok uyduruk içi..Beklediğimden kötü ama ben onu güzelleştirmeyi başardım. Evde bulunan yapışkanlı kağıdımla üzerini kapladım. Eski halini de fotoğraflamam lazımdı aslında farkı anlayabilmeniz açısından ama unuttum. Önceden kese kağıdı renginde karton kapağı vardı hepsi o..Bu yapışkanlı ve özellikle çiçekli kağıtlardan gelirken yine bir sürü getirmeliyim. Japon pazarından 2 milyona almıştım sanırım kocaman rulosunu. 


Bu da fimo hamburger yüzüğüm. Biliyorum ekmeğin rengi biraz koyu oldu ama aslında bej rengiydi. Sanırım biraz fazla pişti. Ama ben yine de takmayı seviyorum. Yalnız acayip derecede hamburger istiyor canım yüzüğü takınca:) Daha güzellerini yapıp takmak istiyorum. Şimdi yeni bir yöntem keşfettim. Önceden fimo hamurlarının üzerinde yazan dakika kadar pişiriyordum yani 30 dakika. Ama sonra kararıyordu işte böyle. O yüzden şimdi 15-20 dakika pişiriyorum. Çıktığında hala biraz yumuşak olsa da soğumaya bırakınca yine taş gibi oluyor. Hem rengi de bozulmuyor. Bunu deneyin benim gibi kararma sorunu yaşıyorsanız. Tabi fırının harika bir fırın olmamasından da kaynaklanıyor olabilir ama elimizde o mevcut napalım:) 


Bu fotoğrafı ben çekmedim web den buldum. Neresi olduğunu yine her zamanki gibi kaydetmeyi unutmuşum. Lütfen sahibi görürse bana kızmasın. Bu çevirmeli telefonları çok severim ben. Ve inanır mısınız onları kullanmayı özlüyorum. Şimdi retro yeniden moda oldu diye değil ben hep severdim onları. Eskiden bizim de bordo gibi bir kırmızı telefonumuz vardı. Hala durur İzmitteki evimizde. Gidince onu fotoğraflayacağım bloga koymak için. Hemde Holga makinam ileeeee:) Yaşasın Holgaa!

Umarım bundan sonraki günler de yağışsız ve bol güneşli geçer. Türkiye'de de böyle olması için deli gibi dua ediyorum. Çok korkuyorum havalar ya bozuk olursa diye tatil için geldiğimizde. İyi düşünelim iyi olsun ama değil mi?

Şirketimizde çıkartılan Özgünce adlı dergimizin bu yeni sayısı için hazırladığım konum da böyle ufak şeylerle mutlu olup kendimize ait alanlar yaratabileceğimizle ilgili. Yazdığım yazıları, dergilerin linklerini okuyabilmeniz için yakında bloga koyacağım. Ayrıca başka bir süpriz gelişme daha var onu da sonraya bırakıyorum ki gerçekten tam manasıyla süpriz olsun diyeee:):)

4 yorum:

  1. Resimlediğin ayrıntılar çok şirinler gerçektende, çok sevdim. Eminim evin de böyle güzel ayrıntılarla dolu içinden çıkılmak istenmeyen bir yer olacak :)

    YanıtlaSil
  2. işte mutluluğun resimleri yeterki kendini iyi hissettirsin neye baktığının hiiç önemi yok
    Sürprizide merak etmekteyim

    YanıtlaSil
  3. Deryacım;
    canım hayat ayrıntılarda gizli ne de olsa.böyle küçük şeyler gerçekten de beni çok mutlu ediyor. yeni evim için bir sürü şey var kafamda ama bakalım becerebilecek miyim ne de olsa burası bir şantiye:) artık ucundan kıyısından renklendirip evimi şirin bir yer yapma niyetindeyim:)içinden çıkmak istemeyecek kadar olmaz herhalde ama olsun:)

    YanıtlaSil
  4. Nazpekcim;
    canım ne güzel söylemişsin. gerçekten mutlu eden resimler bunlar beni..çok uzaklarda aramaya gerek yok ki işte mutluluğu insan bir köşe yaratıp kendine onunla bile mutlu olabiliyor. istedikten sonra..süprizi de yazıcam yakında öyle çok süpriz gibi mi bilmem ama öyle dedik bir kere:):)sevgiler canım öptüm

    YanıtlaSil

Yorumlarınız ve paylaşımınız için teşekkürler. Mutlu kalın:)