4 Haziran 2015 Perşembe

Haziran, çocukluğum ve olağan şeyler


Haziran ayına da güzel havalarla hızlı bir giriş yaptık. Çabuk geçiyor bazen zaman ama bazen de geçmek bilmediği bir gerçek. Haziran'a varabildiğimiz için seviniyorum. Artık yaza doğru ilerliyoruz. Burada havalar ısındıkça bahçeye atıyoruz kendimizi, hep böyle güzel gitsin deyip duruyoruz. Ev-iş arası mekik dokusak da havaların iyi olması bizi de iyi ediyor.


Fotoğrafları annem albümden çekip göndermişti. Üstteki oğlan çocuğu gibi olan fotoğraf aklıma takılmıştı onu ararken birkaç tane de ekstradan yollamış. O kepçe kulaklı, kırmızı kurdelalı halimi seviyorum. Bir de bu ikinci fotoğraftaki bebeğim Aliş'le olan fotoğrafı seviyorum. Bu vesileyle blogdan arkadaşım Deep'in mimi'ni de yanıtlayayım dedim. Ne de olsa geçmişe dair yazılar yazmak ayrıca hoşuma giden bir durum.

-Çocukluğum hep mutlu anılarla dolu. Tabi bu fotoğraflardaki kadar ufak olduğum zamanlara dair bir şeyler yok hatırımda. Olsun. 

-Plastik topları çok severdim. Bisiklete binmeyi Bmx sarı kırmızı bir bisiklette öğrenmiştim. İnce uzun sokağımızda nasıl kullanacağımın heyecanını hala hatırlıyorum. 

-Eve girmek istemeyen bir çocuktum. Bakkaldan su içer, evden ekmek arası yaptırır bir koşu sokağa atardım kendimi. Birbirimizi evlerden toplardık bağırış çığırış. Ellerimin toz kokmasını ve o lavaboya dökülen kapkara suları da hatırlıyorum.

-Korkak bir çocuktum. Anne babamın sözünden çıkmazdım. Geceleri karanlıktan korkup annemi hep yanıma çağırırdım.

-Çocukluğumun geçtiği evi çok severdim. Öyle ki taşındıktan bir süre sonra bile yanlışlıkla hep o eski evin kapısına gittim durdum. Ufak ve sobalı bir evdi ama benim için en güzel evdi. Bir süre hep büyüyünce o evi almayı hayal etmiştim.

-Yazları çocukluğumu geçirdiğim Kefken'i de çok severdim. Büyüdükçe akşamları da dışarı çıkardık arkadaşlarımla. Hep top peşinde koşardım. İstop, yakartop, voleybol, tombik oynayarak büyüdüm. Saf ve iyi niyetliydim. Arkadaşlarımı hep çok sevdim. Bahçede evcilik oynardık bol bol. Şimdi o evcilik oynadığım arkadaşlarımla hala görüşüyorum.

-Kocaman kalabalık sofralarda yemek yerdik hep, cümbür cemaat. Anneannem yoldan geçen çocukların bile ağzına lokmalar tıkardı. Babaannem bir dediğimi iki etmezdi, çok yumuşak kalpli bir kadındı. Onunla kahverengi ve keçe gibi bir kumaşı olan koltuklarda oturup trt müzik dinlediğimizi hatırlıyorum. Nalan Altınörs ve Yıldırım Bekçi'yi o zaman tanımıştım. Bana dilim dilim portakal soyardı. Birlikte gezmelere giderdik. Tek çocuk olduğum için hep sevdim, sevildim, korunup kollandım. İşte bu yüzden hep en değerli şey anılarım oldu. 

-Okuldayken çok çalışkan sayılmazdım, vasattım ama idare ediyordum. İlkokul ve ortaokulu aynı okulda okudum çok güzeldi. Lise de yine tüm tanıdık sevdiğim arkadaşlarımla aynı okuldaydık. Annemin okulunda okudum liseyi, binamızı çok güzel restore ettiler şimdi, sınıfların kokusunu bile özledim ve o telaşı.

-Okula gitmeyi hep sevdim. Anaokulunda korkmuştum bir tek hatırlıyorum. Ama babaannem beni hep korkmayayım diye beklerdi ya müdürün odasında, ya komşuda ya bahçede. 

-Lise zamanı çok asi zamanlarım da oldu. Ergenlikle birlikte Nirvana'nın da etkisiyle değişimler yaşadım ama Üniversite'de ayrı eve çıkmamla duruldum, sakinleştim. Ankara'da da güzel zamanlarım oldu. Teyzemler kuzenlerimle birlikte kaldığım zamanları düşününce şimdi keşke onlarla daha çok vakit geçirseydim diyorum hep. O günler bu kafayla yaşamayı çok isterdim. O zamanlar serde gençlik vardı elbet ve başımda kavak yelleri.

Bilmem daha ne yazayım, o kadar çok şey var ki. Özümde hep iyi biri oldum. Kimseye küsmedim kızmadım kavga etmedim. Elimdekilerin kıymetini çocukken de bilirdim şimdi de biliyorum. Sevgiyle büyüdüm, bu yüzden sevmeye sevilmeye hep kıymet verdim ve sevdim; her şeyi sevdim, seviyorum. Yaşamak anılarla güzel.

Belki biraz fazla takıntılıyım geçmişe ama geleceğe baktıkça daha da çok bağlanıyorum anılarıma. Çünkü artık hayat çok acayip. İnsanlar acayip ve kötü. O günlerin masumiyetini hep özlüyor ve arıyorum. O kocaman güzel ailemi hep özlemle ve güzelliklerle anıyorum. Umarım daha yaşacak çok güzel günlerim vardır, ümit ediyorum!


Saçlarımın uzun olması hoşuma gidiyor, her ne kadar eşim kısa saç sevse de. Belki dönünce kestiririm ama şimdi kıyamıyorum. Yazın zor da olsa rüzgarda uçuşmaları hoşuma gidiyor. Hala aynı kız çocuğunu görüyorum kendime baktıkça ve hala benzer hayalleri taşıdığımı.

-Astronot olmaktan kısa sürede vazgeçtim ama yazar olma hayalim hala devam ediyor. 

-Alf'i gelsin diye çok bekledim. Hala biraz fantastik şeylerle karşılaşmayı ümit ederek yaşıyorum. Belki başka diyarlara açılan bir kapı keşfederim günün birinde. Masalları hep çok sevdim ve seviyorum. Yaşamın içinde onlar olduğu için güzel bir bakıma. 

-Denizi hep çok sevdim. Hep denize yakın olmayı istedim. Bu yüzden buradaki yazlar zor geçiyor. 8 senelik Cezayir macerası bana çok şey öğretti ama pek çok şeyden de uzaklaştırdı. Bu yüzden bazen biraz üzülüyorum. Yaşamak denen şey sıcakta bir bardak soğuk suyu kana kana içmek gibi aynı. Hala ne zaman bu yaşa geldim, o yılları nasıl yaşadım hayret ediyorum. 

Tüm bunların dışında etrafı metal panellerle çevrili hayatımız tüm rutiniyle devam ediyor işte. Özlüyor ve özleniyoruz. Bu sıra kendimi ne zaman kötü hissetsem türk sanat müziği dinliyorum. Bana çok iyi geliyor. Ama tabi  her an efkar kafasında olmak da pek iyi değil:) Ahh bir de rakımız olaydı... Şantiye ortamında neden herkes içiyor artık çok iyi anladım. Şantiyeler en çok alkol tüketilen yerler olmalı. Acayipliklerle dolu!

Neyse ki yarın tatil. Tüm günü bahçede geçirmek istiyorum. Bahçe, ruhuma iyi geliyor. 

Mutlu bir hafta sonu olsun sizin için de, güzel anılarınızı her daim hatırlayın ve eski fotoğrafları yakınınızda tutun! Yaşadığınız her anın kıymetini bilin...



10 yorum:

  1. Yazdıkların aldı götürdü beni kendi çocukluğuma :) Hayat o zamanlar daha bir yavaşmış gibi geliyor şimdi bakınca. Tabi tek derdimiz oyun olduğundan o zamanlar :))
    Ev diyip geçmemek gerekiyor, insan çok özlüyor ayrılınca. O rahatlığı, orada yaşananları uzun bir süre unutmak zor oluyor. Ben de özlerim hala eskiden oturduğumuz evleri.
    Fantastik şeyler benim de çok ilgimi çekiyor :) Alf'i gelsin diye bekledin demek :))) Alf yaaa, ne çok izledim.
    Keyifle okudum yazını yine. Ben de, ben de diye diye :)
    Sana da güzel, keyifli, mutlu bir haftasonu dilerim.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Denizcim çocukluk zamanlarında kalabilsek keşke daha uzun uzun. O zamanlarda herşey daha güzeldi sanki. Bir de zaman daha yavaştı sanki evet. O evi hala özlerim. Annem de sobalı buz gibi evin neyini özlüyorsun der:)
      Alf i çok severdim hala severim. Arada izliyorum. Yok böyle bir tatlılık ya, sarılasım geliyor hala yumuş yumuş ona:)
      Keyifle okumana çok mutlu oldum canım.
      Sana da güzel mutlu bir hafta sonu diliyorum.
      Sevgile canım

      Sil
  2. çok güzel anlatmışsın. edebiyat merakın olduğu için tabii çocukluk ve nostalji seversin. çocukluğun ne güzel geçmiş sokaklarda. peki o eve gittin mi hiç son yıllarda. bi deee, bence de sana kısa saç daha iyi gidiyoooo :) bi de deniz özlemini iyi anlıyorum. deniz insanı olmak başka bişi gerçekten öyle :) nalan altınörs izmirli ve hiç evlenmemiş yaa :) demek yoldan geçen çocuklara bile yemek yedirirdi he :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim sevgili deep:) Çocukluğum çok eğlenceliydi bu yüzden hatırlamayı çok seviyorum. Hayatımızın en güzel zamanları herhalde bizim gibi şanslı olanlar için elbette. Yıllar sonra gittim o eve, hatta evde oturanlardan izin almıştık gezdik içini, duvardaki sonbahar tablosu duvar kağıdı hala duruyordu. Ama şimdi değişmiştir artık. Oturan varsa belki yine giderim. Bizim eşyalarımızla bizim kokumuzla güzeldi o ev ama yine de içim o apartmana girince hep çekiliyor bir acayip oluyor. Kısa saça geçişim yakındır, du bakalım bi dönelim de nasılsa kökü bende.
      Deniz insanı olmak çok başka hakikaten, bunu ancak yaşayan hisseden anlayabilir. Nalan altınörs kibar bir kadın seviyorum halen. Ananem alemdi ya yazsam kitap olur hakikaten doyururdu valla arkadaşlarımı hep, tanımadık insanlara gazete alın bana derdi tam bir gazete canavarıydı çok okurdu çok severdi. Şimdi keşke o günleri hatırlasa da bir bir anlatsa bana...

      Sil
  3. hah haa, en iyi yanın hüsnü kuruntu bey miiii ha haaa :))) sünger hanım da o gastede miiiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. öyle valla ya:) sünger hanım daha yok yazmadım yazarım yakında:)

      Sil
  4. bir BMX im olmadı benim ama kardeşime alındığında direk sahiplenmiştim:)
    türk sanat müziği ile büyüdüğümüzden sanırım onun yeri ayrıdır bende de,
    sokak çocuğu bir ben değilmişim demek! o bakımdan bizler şanslı çocuklardık.
    anneannenin yoldan gelip geçeni doyurmasına çok güldüm:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim bisikletin sarı kırmızıydı severdim:)
      Türk sanat müziğiyle büyüdüm sayılır ben de, bazıları hele çocukluğumuzun şarkıları diyoruz hep dinleyince, güzel anıları çağrıştırıyor.
      Ben tam bir sokak çocuğuydum ama hala öyleyim hep dışarda olmayı isterim severim, ev bana batıyor:)
      Ananem çok tatlıdır, biraz sertti korkardım ama pamuk saçları gibi yüreği de yumuş yumuş bir kadındır. Özlüyorum o günleri çok.. Ahh ahh.

      Sil
  5. Nalan Altınörs'ün bu şarkısını çok severdim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz de yiğitle dinliyoruz nostalji yapıyoruz şu günlerde:) Eskileri hatırlatıyor. Sevgiler canım

      Sil

Yorumlarınız ve paylaşımınız için teşekkürler. Mutlu kalın:)