Bugün yine günün yarısını yağmurlu diğer yarısını güneşli geçirdik. Geçip gitmedi hoş henüz ama öyle yazıverdim birden. Yine pencereden dışarıdaki yeşillere baka baka yazıyorum yazımı. Pencerenin yanında oturmak güzel. Sarı kedimiz Behlül de yine boş olan ofis koltuklarından birinde öğlen uykusunu uyuyor. Bir yandan da hayatından memnun olduğunu bize ısrarla göstermek istercesine gırrlıyor..
Bense az evvel bugün acil olarak yapmam gereken işlerimi bitirdim. Maillerimi yolladım. Şimdi ufak tefek şeyler kaldı sadece. Biraz stresim azaldı. Rahat rahat çalışmak en güzeli, bir yetişme heyecanı yaşamadan. Bloguma da zaman buldukça parça parça yazıyorum. Bilmiyorum Türkiye'de herkes okuyabiliyor mu? Açıldı dediler bloglar ama hala beni okuyamayanlar var. Artık nasıl bir çözüm oldu bu böyle anlayamadım. Şimdi biraz buradaki yaşamdan bahsedeceğim. Yeni yaşam alanımızdan. Minik evimizden ve sınırlı hayatımızdan. Aslında sınırlarımızın çok da geniş olmaması bazen iyi bir şey gibi gelse de yine de kendimi çoğu zaman şu tur reklamlarında hayatı haritada minicik bir alan olarak çizilen kadın gibi hissediyorum. Herşey hergün bildiğim gibi. Yine de güne iyi başladığım zamanlarda minik hazlar yaşıyor, yaşamak ne olursa olsun güzel diyebiliyorum. Burası bizim için bir test alanı gibi. Kendimizi sınıyor, sınırlarla yaşamaya çalışıyor, sabrediyor ve kendimizi kontrol etmeyi öğreniyoruz. Böyle düşünmek iyi geliyor. Çünkü bir sonu olduğunu ve bu zamanların geçeceğini biliyorum.
Burası evimizin bulunduğu şehir. Tizi Ouzou. Burayı seviyorum. Sokaklarını, içleri hınca hınç dolu olan minik dükkanlarını, renkli kapı önlerini v.b Şehir olmasını seviyorum. Az da olsa imkanları olmasını seviyorum. Bazen öyle bir an geliyor ki sadece oraya gidebilme ihtimalimiz olmasını bile seviyorum. İçinde bir sürü güzellik barındırıyor. Bu fotoğrafta gördüğünüz cadde en uzun ve bilindik caddesi. Burada bir sürü mağaza var restorant var bakkal veya manav var hediyelik eşyacılar, kumaşçılar, beyaz eşyacılar, var. Bir gün çıktığımda daha detaylı çekeceğim hepsini. Bu sadece başlangıç olsun şimdilik.
Burası ofisin koridoru. Akşam geç bir saatte çektiğim için siyah beyaz yapma isteği geldi. Bu koridoru gün içinde kimbilir kaç defa arşınlıyorum. Sağlı sollu ofisler var. Prefabrik bir yapı ve işte ofisin tamamı bu kadar.
Burası da şu anda kaldığımız misafirhane. Ya da diğer adıyla bungalov. Pek bildiğimiz bungalovlar gibi olmasa da burada herkes bungalov diyor. Bizse pembe köşk diyoruz. Ne kadar ironik değil mi :) Evimizin civarının daimi kedisi behlül ve eşim. Yazın çok güzel oluyor. Hemen yan tarafta kocaman üzüm bağı var. Arkada ucu görünen yer mühendis lokali. Ve sol tarafta da böyle iki tane daha prefabrik ev var. İçlerini de çekip göstereceğim size. İki kişilik bir aile için; iç alanı da güzel değerlendirilirse pek sevimli ve kullanışlı bir yer olur. Tabi bizim yeni ev bu kadar yok. Bunun tamamı 80 metrekare falan. İki odası bir salonu açık mutfağı ve banyosu var. Bizim evde ise salon açık mutfak bir oda ve bir de banyo var. Toplamda 25 metrekare falan ediyor sanıyorum. İşte hala yapım aşamasında olan evimiz. Pembe olan gibi prefabrik değil betonarme.
Önünde yine verandası ve minik bir çimen alanı olacak sanıyorum.
Burası salon kısmı. Hemen fotoğrafın sağ kısmı mutfak olacak kısım. Yani daha alan var sanmayın hepsi toplamda bu kadar. Görünen kapının sağ tarafını (bana göre sağ) buzdolabını falan koymak için kullanacağız. Kapıdan da yatak odasına giriliyor. Banyonun girişin yaka odasından ebeveyn banyosu usülü. Alan daha kullanışlı olsun diye içeriden açtırdık kapıyı. İyi de oldu bence.
Işıktan pek net çıkmasa da burası da yatak odası. Gündüz işçiler çalıştığı için çekemedim. Biraz alelacele oldu.
Bu da banyooooo.. Sağ tarafta duş yeri var. Bir lavabo ve bir tuvalet. Sanırım bir de çamaşır makinası için gider yeri olacak. Banyo aslında epeyce büyük. Yani eve göre kullanışlı. Dolap falan koysan sığar yani havlular için falan. Aslında bu ev tr de olsa ya da burada ikea olsa ve ben daimi burada oturacak olsam nasıl da güzel döşerdim şaşardınız. İkeada mini mini odaları evleri görüyoruz ya aynen öyle işte. Ben kendi kendime zaten hayaller kuruyorum bakıp eve. Bakarsınız burada kalacak olursak evimizi boşaltırsak gene kendi elimden geldiğince birşeyler yapar düzenlerim..
Evimizin şekli şemali yerine gelince ben yine fotolar koyarım. Bu yazı daha çok yeni yapılan evimizi merak eden annem ve babam içindi..
Mutlu kalın...
:) ASlında dediğin gibi bazen sınırlı olmalı hayat . yapılan evine mini mini behlül kedine bayıldım. umarım tez vakit bitirirlerde sende evinin yeni resimlerini yayınlarsın. sevgilerimle. :D
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim kitap cadısı.) beni bulmana sevindim..güzel yorumların da mutlu etti beni. Umarım bir an evvel biter dediğin gibi. Öpüyorum. Sevgilerimle kocaman:)
YanıtlaSil