26 Temmuz 2011 Salı

Cezayir'den manav, kasap ve market manzaraları

Yine kaytardım yazmaktan. Gün içinde bir sürü şey yazıyorum ve blog'a sıra gelmiyor. Aslında her gün kafamda onlarca fikirle oturuyorum bilgisayarın başına. Blog'a neler yazacağımı tasarlıyorum, fotoğraf albümlerimi karıştırıyorum ama sonra bir şey oluyor yazamadan günü bitiriyorum. Tabi yine akşam saatlerinde pişmanlığımla baş başa kalıyorum. 

Normalde pazar dolaşmaya, meyvelerin ve sebzelerin o göz alıcı cümbüşünde hayallere dalmaya bayılırım. Beni bıraksalar saatlerce dolaşırım pazarlarda. Tek tek incelerim hepsini, koklarım, dokunurum nazikçe. Kasapları da çok severim. Etin o kan kırmızı rengi büyüler beni. Hele marketlerdeki et reyonlarını çok severim. O ışıklandırma ile ne de taze ve göz alıcı görünürler. Bazı zamanlarda düşünürüm keşke epey boş vaktim olsa da hepsinde gidip bir müddet çalışsam. Önceden et doğramaktan çok tiksinirdim ama şimdi bayılıyorum. Hele geçen sene kurban kestiğimizde o etleri doğramaktan nasıl da keyif aldım. Tabi sadece löp eti doğramayı seviyorum. Öyle ıvır zıvır şeyler hala itici geliyor, kalp, işkembe, kemikli kısımları örneğin. (Çok iştah açıcı bir yazı olacak sanıyorum:))

Buradaki kasaplar da oldukça enteresan. Sadece at ürünleri satan at kasabı bile var. Görünce inanamadım. Onu da bir müsait zamanda fotoğraflayacağım. Genelde kasaplarda en sevmediğim şey et et kokan maydanozlar oluyor. Bir de hediye diye onları yanında veriyorlar Türk olduğumuzu söyleyince. İşte o zaman eve gidince o maydanozu yıkamaktan bir hal oluyorum. Ama o delicesine keskin bıçaklara, etleri doğradıkları o kocaman ahşap veya mermer kesme tahtalarına bayılıyorum. Bir de içeri girdiğimde aldığım o kokuyu seviyorum..Yalnız eskiden Türkiye'deki kasaplarda kapıların girişlerinde ince şeritler halinde kesilmiş plastik perdeler olurdu onlara sinir olurdum. İnsana dolanır da dolanır onlar. İçinden nasıl çıkacağını bilemezsin. Çetin bir bulmaca gibidirler.



Bu fotoğraf Tunus'ta çekilmiş ama Cezayir'e de güzel bir örnek oluşturuyor. 


Not: Fotoğrafları çeşitli forumlardan ve Cezayirli arkadaşlarımın önerdiği sitelerden buluyorum. Kendi çektiklerimi de zaten belirtiyorum yanlış anlaşılmaya mahal vermemek adına. Yine de bazı fotoğrafları çekenlerin isimleri almayı unutuyorum veya kaybediyorum. Umarım bana kızmazlar. Amacım şehri tanıtmak sadece. Her yerde de bu fotoğraflara rastlamak pek mümkün olmuyor. İnanın epey uğraşıyorum. 



Cezayir'deki kasapların girişlerinde hep dili bir karış dışarıda inek kafaları görüyorum. Tabi hepsinde değil. Yine de sanırım genelleme yapabilirim. Hatta Tizi Ouzou'da bir tane var ki dehşet görünüyor. Arka duvarını da kırmızıya boyamışlar aman Allahım sanki daha yeni kesip ayırmışlar gibi bedeninden. Bir de hindi kasabı var özel, o da kocaman kocaman sevimli hindiler satıyor, canlısı da ölüsü de oluyor. Vitrin hindi dolu..Ama ben o inek kafalarının içine yukarıdaki fotoğrafta'da olduğu gibi maydanoz koymalarını komik buluyorum. Sanırım kokusu güzel olsun diye. Çünkü Cezayir'de kızarmış tavuk aldığınızda da içinin doldurulmuş olduğunu görüyorsunu, pazı, maydanoz ve üzüm gibi şeylerle..



Bu kasap reyonların fotoğraflarını ise arkadaşım Gül ve ben birlikte çektik. Bir alışveriş esnasında. Aydınlatma çok iyi olmadığı için etler pek vurucu görünmüyor ama yine de güzel bence. Genelde pişirmeye hazır halde satılanlar da var gördüğünüz gibi. İçini doldurup, etrafını iple sıkıca sarmışlar açılmasın diye yukarıdaki yuvarlak parçaları. O sucuk benzeri şeyler de daha önce bahsettiğim Mergez (Merguez). Köfte ve sucuk karışımı bir tadı var. Ben pek sevemedim nedense. Soldaki tavuk göğsü gibi görünen tepecik ise hindi oluyor. Normalde direk olarak göğüs satmıyorlar. Ama istersen tavuğu ayıklayıp veriyorlarmış. Ben henüz deneyimlemedim. 


Manavlar genelde hep bu tip Cezayir'de. Tabi lüks semtlerdekiler hariç Türkiye'dekilere benzeyenler de var. Bir de her manavda sebze bulmak zor oluyor. Bazı yerler sadece meyve satıyorlar. İlk geldiğimde çok şaşırmıştım. Ama şimdi iyice öğrenince etrafı, ikisini de aynı anda satan yerleri bulmak kolaylaştı. Ama bu meyveleri koydukları renkli plastikleri görmeye de öyle alıştım ki Türkiye'ye gidince gözlerim onları arıyor. Yine de gözünü seveyim memleketimin pazarları manavları bile bir başka.  Yine de sebze meyve çeşidi bulmakta sıkıntı yaşamamak çok güzel burada. Bazı şeyler bulunmuyor tabi örneğin, kereviz, ıspanak, semizotu, roka gibi ama yine de pek çok şey var. Fiyatları da genelde uygun oluyor. Hele meyve çeşidi epey fazla ve oldukça tazeler. Ben Türkiye'de yemediğim kadar güzel üzümler ve çilekler yedim burada. Ayrıca yaz mevsimi de uzun sürdüğü için yaz meyvelerini de uzunca bir süre yiyebilmek güzel oluyor. Geçen sene kışın kavun karpuz yiyebiliyorduk örneğin. 



Ben bu hal'i görmedim ama Alger merkezde olduğunu okudum internette. Bu fotoğrafı da sanırım flickr'dan bulmuştum. Milliped adlı kullanıcının çok beğendiğim fotoğrafları var zaman zaman takip ediyorum. Aşağıdaki fotoğraf da onun. 


 Burası da fotoğraftan anladığım üzere yine Alger merkez. Bab el Oued tarafları olmalı diye düşünüyorum.


Burası da Tizi-ouzou'daki bir manav. Geçenlerde manavları kapattılar burada, yer sorunu yüzünden. Sanırım devlete ait alanlardakileri kapattılar sadece. Her zaman gittiğimiz büyük bir manav vardı orası artık yok. Eski yerinin hemen yanına ufak bir yer açmış. Burası ise ilk geldiğimizde uğradığımız manav. Yine de kırmızı biber, barbunya v.s almak için sanırım yine eski manavımıza gitmemiz gerekiyor. Oranın sebze ve meyveleri pek güzel ve taze oluyor, çeşit de bol.



Burası da bizim açık market adını verdiğimiz marketimiz. İçerisi oldukça büyük ve yine çeşit fazla. Alger'dekiler gibi olmasa da yine de bizim için ideal. Özellikle içinde et ve meyve sebze bulabildiğimiz için daha çok tercih ediyoruz. Her markette o reyonlar olmuyor çünkü. Ama Bab Ezzouar'daki alışveriş merkezindeki Uno'da gerçekten harika şeyler var. Orada kedi kumu bile bulduk hem de türk malı. Züccaciye kısmından, koltuğa, freş balıktan, güzellik malzemelerine kadar hepsi var. Real veya Carrefour gibi. Burası onların yanında bakkal gibi kalıyor.


Bu fotoğraftaki yer de yine sıkça gittiğimiz yokuş market adını verdiğimiz yer. Diğer açık market Tizi-ouzou merkezde ama bu yokuş market Nouvelle ville'de. Yerin yokuşta olduğu için biz adını yokuş market koyduk. Kendine has bir ismi var mı hala bilmiyorum. 

Gördüğünüz gibi burada hayat da aslında kimi yönleri ile Türkiye'dekine benzer. Sadece ufak farklılıklar var. Benim ilk geldiğimde zannettiğim gibi mahrumiyet bölgesi değil. Öyleki ben gelirken mezuro bile getirmiştim yanımda bulamazsam buralarda diye. Ne komik. Şimdi eskiye nazaran daha çok yer biliyoruz. Zamanla insan keşfediyor. Zaten bir şehri tanımanın en iyi yanı, onunla bir olmak, korkmadan çekinmeden onu sokaklarıyla, dükkanlarıyla insanlarıyla kabul edip, içine girmek ve oradaki yaşama dahil olmak. Şehirlerin bir ruhu var. Siz o ruhu anlarsanız, size o büyülü kapılarını bir çırpıda açıveriyor. Aslında şehirler insanlardan daha cömertler. Yine de çok fazla kaptırmamakta da fayda var. Zira bir hortum gibi içine çektiği de oluyor, tüm kuvvetiyle.

Bir daha ki yazımda geleneksel takılardan, bijuteriler'den bahsedeceğim. Sonrasında daha bir sürü ekleyecek yeni konu olacak. Cezayir bir şölen. Yaşamayı bilene!

4 yorum:

  1. manav market neyse de kasaplara bittim resmen. bi de birinin dili dışarda... Eşim de gitmişti Cezayir'e ama hiç beğenmediğini söyledi. dediğin gibi yaşamayı bilmek lazım herhalde...

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Red purple;
    Sizin gibi ben de o dili dışarıda olan resme bayılıyorum. Bire bir anlatıyor sanki herşeyi. Demek eşiniz de geldi ama beğenmedi. Aslında dışarıdan bakıldığında mimari güzellikleri hariç pek beğenilecek yeri yok belki ama ben nedense sevdim ve alıştım da sanırım. Zamanda yolculuk yapmak gibi geliyor bana. Yoksa Türkiye ile kıyas asla kabul etmez, beklentileri yüksek tutarsan beğenmemek çok normal:)evlerin boyaları bile yok genelde:)Ama işte tuhaf bir çekiciliği de var. Çok sevgiler benden:)

    YanıtlaSil
  3. ya bana yardımcı olabilirmisniz cezayirdeki süpermarketlerin isimleri adresleri telefn numaralrı lazım yardımcı olursanız çok teşekkür edrim .aysekarldagqmail.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayşe karlıdağ;
      Ayşe hanım elbette ki size yardımcı olmak isterim fakat bu istediğiniz epey geniş çaplı bir araştırma ister. Neredekileri istiyorsunuz kriter nedir, bilemiyorum nereden bulabilirim şu an. Bana mail yazabilirseniz daha detaylı konuşabiliriz. Mailim tugbatekeli@gmail.com Bildiklerimin isimlerini ve yerlerini yazabilirim ancak şu anlık size ..Haber bekliyorum. Sevgiler

      Sil

Yorumlarınız ve paylaşımınız için teşekkürler. Mutlu kalın:)