9 Haziran 2014 Pazartesi

Pazar notları

Pazar günleri gözümde her daim çekici olmuştur. En çok da kalabalık kahvaltı sofralarını severim pazar günlerinde. Bir de doğa ile bir olmak gibi gelir sanki pazar kelimesinin anlamı. Hem zaten hep pazara, o renkli sebze meyvelere koşmak vardır doğamızda, ailecek.

Pazarları çalışma fikrine alışamadım, alışamayacağım. Geleli 7 seneden fazla oldu durum hala böyle. Bir de siesta ne güzel şey deyip duruyorum kendime bir süredir. Huzur dolu, yaşayabilmek odaklı bir ülke'de uyanmak hayali kuruyorum. Bizde her şey pür telaş, sıradanlaştırılan mevzuların içinde yüzmekle meşgul insanlar, gereksiz şeyleri dert edinmek ve suratsızlık diz boyu. Suratsız, meymenetsiz insanları sevmiyorum. Güne her daim gülümseyerek ve şükrederek başlayan insanlar olsun istiyorum etrafımda. Sanırım huzur isteyecek yaştayım artık.



Ahh şu Cezayir kahvesi. Başka yerde tadını bir türlü bulamadığım. Daha iyi kahveler de içtim, var elbette ama onun dokusu, kokusu içimde başka türlü duygular uyandırıyor benim. Buradan gittiğimde en çok bu kahveleri özleyeceğim. Bir de onların satıldığı, karanlık, kalabalık hiç giremediğim ortamlarını. 

Cezayirliler rahat insanlar. Arap kültüründe o rahatlık zaten biliyoruz ki fazlaca mevcut, çalışmayı da sevmedikleri su götürmez bir gerçek. Bizi fazla telaşlı, sabırsız buluyorlar. Bana göre de onlar fazla rahat ama artık belki de iyi olan budur diye düşünmeye başladım. Zira biz telaşa kapılıyoruz da ne oluyor öyle değil mi? Hala 7 senelik evli olduğuma inanamıyorum şu günlerde, daha 2 falan ancak oldu diyorum bazen. Zaman çok uyanık!

Ben hala nakış kursuna gitmek hatta mümkünse bir kalaycıya girip çalışmak, bir kasaptan etin sırlarını öğrenmek, kitapçılara saatlerimi vermek, evde mutlu olacağım hobilerimle uğraşmak istiyorum, tüm derdim bu aslında. Günün birinde deniz gören bir evim de olacak, dalganın sesine doyacağım ona da çok inanıyorum. Hayatta herkes bir amaç uğruna yaşar sanırım, o amacı bilmek önemlidir ve inanmak. Astronot olmak istediğim günler artık çok uzak, şimdi de tek derdim yazmak ve birilerinin beni kelimelerimle tanıması!

Bir de biz Türkiye'deyken yağmur yağmasın Tanrım ne olur!!!

10 yorum:

  1. Tuğba yağmur durmak bilmiyor! Hava ısındı ama biraz.
    Sen kesin dönünce bir biçki-dikiş kursuna gitsek ya İzmir'de bir yerde. akşamları da astronot oluruz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayy ya dinsin nooolur? Tamam gene yağsın, su lazım biliyorum ama 6 ay burada sıkıntı çektikten sonra gelip orada berbat bir havayla karşılaşmak istemiyorum. Ben yazı istiyorum, tiril tiril dolaşmak istiyorum:(
      Ben kesinlikle istiyorum yaa bi nakış bir dikiş bişey gidelim seninle, hem gelmene bahane olur, bende kalırsın birlikte dolaşır, izmir'i keşfe çıkarız, akşamları da astronot oluruz söz, hatta ne istersek o oluruz dikiş bildikten sonra, bir ara jane eyre olabilirim mesela ben, hamburger bile olurum yani o derece:)

      Sil
  2. Tuğba yazından geliş tarihin yakın gibi algılıyorum güzel haberler var sanırım :))
    Pazar günlerini çok sevdiğimi söyleyemiyorum. Hani o aslında olmaması gereken pür telaş içinde geçtiği için sanırım. Çocukluğumdan bu yana bizim bütün eğlencemiz cuma ve cumartesileri olmuştur. Pazarlar da hep evde dinlenme ve haftaya hazırlanma olarak geçerdi. Anneciğim saatlerce haftalık temizliğimizle uğraşırdı, çok mu kirlenirdik çocukken yoksa bizimle özel ilgilenmeyi sevdiği için ağırdan almasından mıydı..hala bilemiyorum :)) Ve o alışkanlık mirastır anneciğimden.
    Cezayir'e dair sevdiğim nadir şeylerdendir kahve. Bir de nerede yapıldığını öğrendikten sonra bir daha yemediğim ama tadı hala damağımda olan yumurtalı sandviç. Bilmem meşhur mudur yoksa tesadüf mü.
    hayatı tadında doyasıya yaşamak lazım sanırım. her şeyden zevk alarak ne çok ağır kalmak lazım diğer çiçekleri koklamak için, ne de hakkını vermeden geçiştirmek güzel anları.
    keyifli bir haftan olsun. sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Juliette;
      Geliş tarihi yakın evet, sağa salim inşallah 13'ünde İzmir'de olacağız. Heyecan elbette büyük. Bir de şu bavul telaşım ve uçak stresim de olmasa.
      Bizim ailede pazarlar hep eğlenceli geçerdi benim de pazar takıntım odan sanırım. Annem de babamda gezmeyi çok severlerdi, birlikte hep bir yerlere giderdik, babamın da iş günü olmamasının etkisi büyük. Annemin temizlik günü yoktu, bir temizlikçi fatma teyzemiz vardı ama ne zamanlar gelirdi pek hatırlamıyorum herhalde cumartesileri gelirdi, çünkü malum pazar günleri özel sayılıyordu.
      Cezayir'de sevilesi şeylerden biri eve kahveleri. Biraz da büyük olsaydı diyorum çoğu zaman. Yumurtalı sandviç, ki ona frit omlet diyorlar sanırım bahsettiğin o, burada epey meşhurdur evet. Onu ben de sevdim. Gayet basit bir şey ama oldukça leziz. Cezayirliler genelde öğlen yemeklerinden ondan yerler. Bazen her gün nasıl aynı şeyi yiyorlar diye düşünmeden edemiyorum. Onlar için kutsal yemek gibi:):) Berbat koşullarda yapıldığına eminim ama lezzeti de oradan geliyor herhalde. Lakin çok severek yediğimiz Hamiz adlı biber salatasını evde yapmaya defalarca denedim ama o pis restoranda yediğim gibi olmadı hiç tadı. Resmen temizlik kovasından servis yapıyorlardı gördüm:)
      Kesinlikle hayatı sindire sindire yaşamak gerektiğine inanıyorum. Bir takım dayatmalara, zorunluluklara ve görevlere aldırış etmeden, gönlünce. Çoğu zaman bırak deli desinler bana diyorum ne çıkar, mutlu yaşayabildikten sonra.
      Size de keyifli haftalar, bol gülümsemeli günler..
      Sevgiler

      Sil
  3. yok yok şu sıra yağmur durmak bilmiyor, hava bi güneşli dakikasında bi bakıyorsun ki şar indirmiş:) velhasıl yaz gelemedi buralara,,
    birde ben şuna inanıyorum ki yürekten istenen herşey bir gün mutlaka gerçekleşiyor, hayal edin gerisi geliyor yani, umarım birgün deniz manzaralı evine kavuşursun..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahh herkesin dilinde yağmur evet ve bir türlü bitecek gibi de görünmüyor. Bazen biraz ertelesek mi gelişi diye düşünmüyor değilim ama sanırım daha fazla burada kalamayacağım, bir de gitmek insanın aklına düşünce bağlasan duramam gibi geliyor. Yaz gelsin diye çok söylüyorum içimden, umarım güçlüdür isteğim çünkü kalbimden geliyor gerçektende. Bende çok istediklerimizin olduğuna inanıyorum. Çok teşekkür ederim güzel dileğin için de ben de umuyorum ve tutkuyla arzuluyorum, hemen olmasa bile ilerde bir gün denizin sesini yakından duyacağım ve göz hizamda hissedebileceğim bir evim olacağını.
      Kocaman sevgiler

      Sil
  4. mutlu olmayı bilmek,hayattan zevk almak değilde hayatın zevkine varmak:))
    anlattığın pis yiyeceklere zamanla alışılıyor mu?yani temizlik kovası?
    kalsın cezayir gezmesi:(
    sen gel güzelim izmir'e.bence şanslı olanlar izmir'de yaşıyor:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayatın zevkine varmak önemli bir nokta, yoksa işte yaşayıp gidiyoruz ne olacak diyen çok insan gördüm tanıdım ne vahim bir durum oysa..
      Alışılıyor. Çünkü uyum göstermek zorunda kalıyorsun. Bu safariye topuklu ayakkbıyla gitmek gibi geliyor bana. Ortam onu icap ettiğinde eyvallah demeli insan. O kova olayı gerçek. Yemeği büyük keyifle yedikten sonra restorandan çıkarken gördüm kovanın içindeki biber salatasını. Güldüm. Bağışıklığımız güçleniyor diye dalgaya vuruyoruz ne yapalım. Bulunduğumuz yerde en güzel salata yapan ve eşle birlikte gidilecek en iyi yer orası:) Başkentte iyi yerler var elbet. Cezayir'i görmeye gelenler buralara gelmiyorlar merak etme:) Ben hiç bir zaman yiyemem edemem bu pis falan diyen biri olmadım bilmem ki öyle alışmadım. Belki kötü bir durum ama Cezayir'de yaşadıktan sonra da daha da değişmem herhalde. Eski yaşadığımız şantiye koşullarını görseydiniz ahh keşkee. Yemekhanede tabağımıza tavanın küflü suyu damlıyordu:( Salatamdan tombili bir salyangoz çıkmıştı. Onları da bir ara yazayım bari ben:):)
      Geleyim dimi İzmir'e artık ben. Kesinlikle bu tespit çok doğru, şanslılar İzmir'de. Zaten yakında İzmir'den başka yaşanacak yer kalmayacak memlekette, öyle düşünüyorum.
      Sevgiler kocaman

      Sil
  5. tuğba o zaman cezayir kahvesini elinden içeceğiz gibime geliyor :) ama hayırlısıyla gelde. benimde uçak korkum olduğundan seni gayet iyi anlıyorum. nasıl atlatacağız bu sıkıntıyı bilmem. inşlh bu sefer görüşürüz . size şimdiden iyi yolculuklar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahhaahaa Buketcim kahvede sorun yok merak etme, hem zaten ateşe deyince problem kalmıyor mikroplar ölüyor öyle değil mi ama:):) Ben bu hijyen probleminin fazla benimsemişim sanırım:) Ahh şu uçaklar ya hiç akıl karı değil valla, tren otobüs falan varken. Ben gelirim uzun uzun seve seve geze geze yaaa hiç sevmiyorum uçağı. Ömrümden ömür gidiyor her seferinde. Nasıl atlatacağız ben de bilmiyorum. Bu sefer bir Atarax içeceğim sanırım artık yetti!
      İzmir'de evin işleri var bizim yine, bu sefer pek İzmit'e gelemeyeceğiz gibi görünüyor ama kesin değil. Gelirsek zaten haber veririm sana ben:) Görüşelim iki kelam edelim karşılıklı istiyorum çok inan.. Sağol canım..Öpüyorum. Sevgilerrrrrrr
      Not: Biz gelemezsek sizin yolunuz İzmir taraflarına düşerse haber et oldu muuuu ayarlarız bir görüşmeeeee:)

      Sil

Yorumlarınız ve paylaşımınız için teşekkürler. Mutlu kalın:)