Güneşli günlerde nedense insanın üzerine haber vermeden gelen bir misafir gibi tuhaf bir gülümseme yerleşiveriyor. Ben bu hali çok seviyorum. Gülmek için bir neden bulmak gerekmiyor veya aklınıza komik fikirler gelmeden de muzip bir çocuk edasıyla gülücükler saçabiliyorsunuz. Bugün o günlerden birini yaşıyoruz Cezayir'de. Gün, yazdan kalma bir gün. Uzun süre ısrarla bizi terk etmeyen yağmurlardan sonra böyle kuş cıvıltılarıyla dolu bir güne uyanmak insanın ruhunu temizliyor adeta. Su damlalarının yapamadığını minik ışık hüzmeleri yapıyor ne ilginçtir.
Böyle zamanlarda hep hayallerim bir anda üzerime hücum ediyorlar. Kafesinden çıkmayı bekleyen hayvanlar gibi, güne katılmak, anı yaşamak ve özgür olmak istiyorlar. Görünüşte kocaman gibi duran ama aslında hala küçük bir yavru olan kediciğim gırgır bile dışarı çıkmak için adeta yalvarıyor. Dayanamayıp biraz çıkartıyorum ama peşinde bir erkek kedi var, bu yüzden yine hemen koştur koştur evin yolunu tutuyor. Ne ev yetiyor ona ne çimenler, bir yere gitse diğerinde aklı kalıyor zavallımın. Charlotte ise halinden memnun, yumuk bebişleri ile birlikte keyif yapıyor. Bebişlerimiz büyüyorlar günden güne. Bir tanesi en topik olanı, bir tanesi de diğerlerinin yanında pek bir cılız kaldı ama zaten o doğduğunda da ufaktı, neyse ki yaşam için hırsla mücadele etmeyi seçti. Yakında onların fotoğraflarını da paylaşacağım sizinle. Şimdilik sadece bu kadar çekebildim.
Herkesin yeni Cezayir fotoğrafları beklediğini biliyorum. Dosyalarımı düzenledim ama hala yazmak için fırsat yaratamadım zira işler yoğun bu sıralar. Evde de internet pek bir zayıf olduğundan fotoğrafları yükleyemiyorum. Bir liste hazırladım atlayıp da yazmadığım konuları da ekleyeceğim mesela fotoğraflarla Casablanca ve Marakeş biraz da Tunus. Havaların güzelleşmesiyle daha çok yazmak istiyor insan zaten.
Havalar ısınınca aklıma ilk gelen şey naneli limonata, karpuz ve dondurma oluyor. Artık yeşil çay içmek pek bir sıkıcı, sanırım soğuk yeşil çay içmenin zamanı geliyor...
Türkiye güzel bir hafta sonu yaşıyor. Orada hafta sonu geçirmeyi öyle özlüyorum ki. Burada insan tatilden hiç bir şey anlamıyor, bir günlük cuma günü insana yetmiyor. En çok da pazar günü olunca bana dokunuyor, pazarın o büyülü havasına yeniden kavuşmak istiyorum bir an evvel. Daha epey var izin zamanımıza ama ben şimdiden gün saymaya başladım bile:)
Herkese mutlu hafta sonları diliyorum..
Not: Böyle günlerde söylemeyi en çok sevdiğim şarkı susam sokağının şarkısı:)Bir de puf çiçekleri çok seviyorum ama yine de onları üflemeye kıyamıyorum:)
Tuğba umarım biran önce yurda gelirsin ve uzun zevkli pazar kahvaltılarına kavuşursun...bende kuzenime dubaiye gitmiştim 15 gün kaldım...eşi cuma günü tatildi bende o evde oluna tr de pazar sanıp msn sarılıp eşimi arardım...ama o işte tabiii.trde pazr günü iken tabii orda normal bir iş günü gibi çünkü kız okulda kocası işte..ozamanda eşimle konuşmak garip gelirdi...kediler benim hiç ilgi alanlarım değil ve hiç sevmem üstelik fobimde var...bugün dediğin çiçeklerden öykü bahçede 1-2 buldu ve üfledi:)))yine yaz seni okumak bana çok hoş geliyor....yemek blogların içinde benim bir ES im sin sevgiyle kal...
YanıtlaSileehehhe kaç kedi var orda sayamadım :)) bugün ben de bir yerde 3 tane yavru kedi gördüm ama elime alıp yoğurabileceğim bir yerde değildi malesef :/
YanıtlaSilyazı, fotoğraf, video... ne varsa istiyoruz. gözü doymayan okurlarız biz :D