Bu kelimeyi çok seviyorum. Daha pek çok kelimem var tabi ki sevdiğim, bu özel olanlardan sadece bir tanesi. Bazı kelimeleri çıkartırken ses tonumuz bile ona farklı bir anlam katıyor, böylece daha çok aklımıza yerleşiyor gibi geliyor bana. Unutulmuş kelimeleri kullanmak da geçmişi yeniden yaşamak gibi. O yüzden onları da seviyorum. Mesela 'Mesnet'kelimesi; tek bir anlamı olsa da kafamda pek çok şeyin yerini tutuyor gibi. Diğer kelimelere haksızlık yapmak istemem. Yazdıkça çoğalıyorlar ya en çok bu özelliklerini seviyorum. Duygu yüküne göre onlar da ağırlaşıyor veya bir tüy kadar hafif olabiliyorlar. Daktiloyu da bu yüzden ayrıca seviyorum. Çünkü o kelimelere daha çok dokunuyor, gözümüzün önünde onları yeniden yaratıyor sanki.
görsel: piccsy.com
Birkaç yaz mevsiminde; tanıdıklarımdan aldığım daktilo ile incecik kağıtlara, onları delercesine yazdım. Deniz sonrası ve uyku öncesi yazmak büyük bir mutluluk verirdi. O zaman kelime torbam daha doluydu sanki. Belki de yaz'ın zamanı olduğu içindi, kim bilir. Şimdi annemin teyzesinin bana verdiği, hatırası çok özel bir daktilom var. Minik, sarı ve hoş. Bir de ondan daha kocaman, ağır, mavi bir daktilom var. İkisinin de şu anda yanımda olmasını çok isterdim. Yumuşak battaniyelerimi özlediğim gibi özlüyorum onları da. Bazen bilgisayarın ruhsuz tuşları hiç tatmin edici olmuyor ne yazık ki. Yine de kullanım kolaylığına bir şey diyemem elbette. Her şey eskiden daha güzeldi, eski şeyler her daim daha güzel kalacak. Bu fikrin yaşlanmakla ilgisi olduğunu sanmıyorum. Dünyayı nasıl gördüğünle ilgili bana kalırsa. Bu zaman; sanki çalıntı gibi, kendine has değil, karmaşık ve soğuk bir şey. Getirilerini sevmemek elde değil ama kaptırmamak gerek.
Özlediklerimin listesini yapıyorum yine, mor kalemimle. Üniversitedeyken sınavda dağıtılan kağıtlara yazmak isterdim bu listeyi, ya da sarı çizgili kağıtlara. Ama bitmek üzere olan ajandam şimdilik işimi görüyor. Sonrasında beni daha çok mutlu edecek Morning Glory'me gülümseyerek geçeceğim. Bir de yaz çabucak gelseydi o zaman eminim kelimelerim saklandıkları yerden koşarak çıkarlardı! Ahh kış, sen sadece şiirlerde güzelsin sanırım!
Ne güzel yazmışsınız yine keşke hiç bitmesin dedim...yemek bloglarını gezdimm ve bir çay içmeye dinlenmeye gelir gibi geldim size ruhum dinlendi okurken çocukluğumda ve lisedeyken vazgeçemediklerim aklıma geldi...pembe aycığım,ucuna benim olduğu belli olsun diye taktığım ama kirden rengi sarıdan kirli sarı olan rotring kurşunkalemim,lacivert hırkam şimdi sadece kalaemim yanımda ama oda bozuk ama atamadım kıyamadım sanki atarsam artık hatırlanacak bir lise anısı olmayacak gibi...bloğumda tatlıdan başka tariflerde var bugün hatta brokoli tarifi koydum...sözde bende kilo vermeye çalışıyorum platese de gidiyorum ama yemeden de olmuyor:)))sevgiler
YanıtlaSil