Bugün hava pek güzel. Güneş içimize işliyor. Üzerimdeki hırkayı attım gitti ve hemencik yaz hayalleri kurmaya başladım. Dünden haberini almıştık bugünün güzel olacağının yine de görmeden inanmadım. Sabah yine serinlik vardı ama öğlen sıcak olacağına tüm gücümle inandım.
Yine sayfaların kenarlarına, boş bulduğum kağıtlara bir şeyler karalayıp durdum bugün. Öyle seviyorum ki yazmayı. Kurşun kalemle veya uçlu kalemle yazmayı çok özlediğimi fark ettim. O alışkanlığımı kaybettiğime üzüldüm. Hep tükenmez veya ispirtolu kalem kullanıyorum nicedir. Artık renkli uçlu ve çıt çıtlı kalemlere dönmek zamanıdır diye düşünüyorum.
Ofiste yemeğe çıkmaya yakın geniş açı lensimi taktım ve bir kare çektim. Çok da iyi çıkmadı ama hadi koyayım dedim merak edenler için. Şu anda ofiste dört kişiyiz. En uçtaki bay ve sağdaki bayan Cezayirli, soldaki arkadaşım ve ben varız bir de. Beni de bilgisayar ekranından görebilirsiniz.
Rüzgar güllerini çok severim ve rüzgar çanlarını da. Yalnız çok ses çıkarttıkları zaman aklım oraya takıldığı için uzun süre kullanamıyorum ve çıkartıyorum astığım yerden. Bu yüzden arkadaşım Ayşe benim için çok ses çıkartmasın diye tahta boncuklarla süslü bir rüzgar çanı yapmış, pek beğendim. Böyle minik detaylarla süslemek hayatımı, mutluluk veriyor bana. Bir de renkli pvc'den rüzgar gülü yapma fikrimiz var, bulabilirsek bakalım malzemeyi yapacağız inşallah.
Bu çantayı bana taaa İngiltere'lerden canım arkadaşım Saçaklı yollamıştı. Tombik bir zarfla geldi. Baykuş manyağı olduğumu bildiğinden bunu seçmiş. Ben tabi bakakaldım zarftan çıkınca bu sevimli çanta. Zaten bu kumaş çantaları hep severdim ve çok da kullanışlı buluyorum. O gün bu gündür ki yollayalı aslında epey zaman oldu, omuzumda hep. Ofisten eve gidip gelirken ıvır zıvır eşyalarımı, makyaj çantamı, defter kitaplarımı, yemek kaplarımı falan koyuyorum. Türkiye'de de çok kullanacağıma eminim bu harika çantayı.
Bu ağacı web'ten bulmuştum çok da beğenmiştim. Yeşil dandik bir yünüm olduğundan hemen o gece uğraştım ve yaptım. Pek de sevimli oldu böyle koyunca. Ama o günlerde çok rüzgar çıkmıştır birkaç gün sonra bir baktım ponponlar uçmuş gitmiş. Çok aradım ama bulamadım. Şimdi yeniden yapacağım. O kadar severek yapmıştım ki kaybolunca çok üzüldüm. Artık yün bitene dek ponpon yapmak farz oldu :) Bu arada çim ektiğimiz bu saksı artık yemyeşil. Aşağıdaki kırmızı arabanın bulunduğu yeşillikler işte buranın yeşillikleri, fışkırdılar adeta.
Bunlar da bahçem güzelleştikten sonra bir seramik tabak içinde kenara süs diye koyacağım taşlarım. Daha bir sürü var. Yavaş yavaş boyuyorum. Havalar kötü gidince içimden hiç bir şey yapmak gelmemişti. Şimdi güneşle yeniden enerji topluyorum. Biraz yağmur aldıkları için kenardan köşeden soyulmuş boyaları ama rötuş yapacağım bir ara.
Bu yukarıdaki üç fotoğrafı makro lensimle çektim. Artık profesyonel makinemi pek kullanmıyorum diyebilirim. Telefona da lens aldıktan sonra onu taşımak istemiyorum. Yakınlarda dergimizin yeni sayısı için bir güzel röportaj yapacağım, o zaman kullanacağım sanırım. Üstteki minik bir vida, ortadaki mantar dün bahçede buldum miniş haliyle pek tatlı görünüyordu, en alttaki ise ofisin hemen dibindeki ağacın dalındaki sevimli çiçekler.
Yeşil ayakkabılarımı nihayet giyebildim. Çok severek aldım bunları. Eskiden bu tip ayakkabılarım vardı rahat rahat giyer dolaşırdım. Şehre gittiğimizde çok uygun fiyatlı bir mağazada görünce dayanamadım aldım. Bir daha gittiğimde de kırmızısını alacağım.
Bunlarda Paris'i her daim aklımda tutan çok sevdiğimi ki kolyem. Normalde ikisini bir takmam ama nedense bugün gaza geldim biraz, hava da güzel ya. Böyle zamanlarda ne bulursam takmak istiyorum. O kızı kendimmiş gibi hayal edip seviniyorum. Daha bir sürü böyle kolye alabilirim.
Öğlen yemeğimizi yedikten sonra eve çıktık bugün eşimle. (İlk fotoğrafta gözlerimi güneş nedeniyle kıstığım için yanına bir sonraki güzel fotoğrafı da koydum. Gözlerimi kısınca öyle minik kalıyorlar ki, yüzüm tombik çıkıyor. Oysa daha yeni üç kilo verdim.) Hava güzel olduğu için bahçede oturduk biraz. E kahve yapmadan duramam tabi. Kahvelerimizi yudumladık, minik bahçemizdeki otları düzelttik, sohbet ettik ve ofise geri geldik. Eskiden kahveye bu kadar alışık olmayan ben, şimdi tam bir tiryaki oldum. Gün içinde kahve içmezsem rahat edemiyorum. Bitmesin bitmesin diye söyleniyorum kendi kendime. Eğer biterse yakın zamanda telvelerini kurutup yeniden kullanmayı deneyeceğim sanırım. Eskiden yokluk zamanlarında öyle yapıyorlarmış. Bakalım belki işe yarar:)
Şu arabayı aldığım günden beri atlayıp gidesim var. Küçük saksımızdaki çimenlerin arasına koydum bugün onu özenle ve fotoğrafladım. Kırmızı bir araba ile düz bir yolda, bir tarafta böyle yemyeşil çimenler bir tarafta da masmavi deniz eşliğinde yollara düşmek hayalim vardır hep. Film karesi gibi aklımdadır o sahne. Umarım bir gün gerçekleştirebilirim bu hayalimi. Aaa bir de eski model gözlüklerim ve kafamdan uçuşan güneşten koruyucu şalımla :):)
Bugünlük bizden haberler bu kadar. Bu akşam hava güzel devam ederse belki dışarıda yeriz yemeğimizi. Sonra bir de çay demler keyif yaparız. Ama yok eğer serin olursa akşam, yemek sonrası evde fimolarımdan yeni denemeler yapmayı aklıma koydum. Bir de uzun zamandır beni bekleyen kartlarımı ve mektuplarımı tamamlamalıyım artık.
Herkese mutlu bir hafta diliyorum.
yazını okuyunca benzer zevklerimiz olduğunu keşfettim :) rüzgarda ses çıkaranlar, fotoğraflar, baykuşlar, taş boyama..ben de bugün sınıfta sandalye boyadım. yakında :))
YanıtlaSilİyi haftalar Tuğbacım!
YanıtlaSilBuket;
YanıtlaSilNe güzel ortak zevklerimiz olması.Çok sevindim ben de:) Sandalye boyamanı da görmeyi bekliyorum heyecanla. Artık yaz geldi ya bol bol aktivite yaparız:)Sevgiler
Sezercim;
YanıtlaSilTeşekkür ederim canım sana da iyi haftalar. Havalar çok güzel olsun biz de çok mutlu olalım bu hafta ve sonraki haftalarda:)
Ne güzel keyifli hobiler bunlar. Fotolar gittikçe profesyonelleşiyor. Belki bir sergi açacak kadar olunca deneyebilirsin. Ben pek hayal kurmam ama hayalin ne deseler şu kırmızı arabanın içinde hava güneşli iken saçlarıma bir ipek eşarp takıp rüzgara karşı gitmek olabilir mesela? Neden olmasın?
YanıtlaSilBayıldım bu posta, bahar kokuyor, renkler, bahçe, siz harikasınız! Hasretle öpüyorum canım benim...
YanıtlaSilMerhabalar, Cevap yazayım yazayım şimdi kısmet oldu... Ne güzel yazmışsınız kırmızı üstü açık bir arabayla uçuşan şal ve geniş güneş gözlüğüyle yolculuk benim de hayalimdir. Hımmm aklımdayken yazayım.Boyadığınız taşların üzerine yat verniği sürerseniz biraz parlıyor ama boyasını atmaması için iyi bir önlem oluyor... Bugün Ankara yağmurlu ve soğuk. Yaramaz çocuk kararsızlığında olan güneş bir kayboldu bir çıktı ortaya. ODTÜ ormanında yürüyüş yapamadım hava kararsız diye neyse yarın sabah yürürüm artık... Güzelliklerle dolu günler dilerim. Sevgilerimle.
YanıtlaSilDefnecim;
YanıtlaSilBoş zamanlarımda sevdiğim şeyleri yapabilmeye özen gösteriyorum elimden geldiğince. Fotoğraflara gelince eskisinden daha iyiler evet. Aslında profesyonel makinemi kullansam daha güzel sonuçlar ortaya çıkacak ama bakalım yaz geldi ya onun da zamanı gelir elbet. Dönünce zaten sergi açmak fikri aklımda:):)Hayallerimiz birmiş demek ki sende kırmızı arabayla benim kurduğum hayali kurmuşsun ne güzel:)Çok sevgiler ve selamlar canım.
Ayçam;
YanıtlaSilsevindim yazmana. Bahar insana yorgunluk verse de yine de güneş ve yaz beklentisi enerji dolduruyor. İşte o zamanlarda mutlu postalar yollayabiliyorum bende. Bahçe henüz harika değil ama olacak inşallah. Ben de seni kocaman öpüyorum tatlım hasretle:)
eratasarım2012;
YanıtlaSilMerhabalar yeniden. Sizinle de ortak hayalimiz varmış demek çok süper:) Ben de bu hayali sadece ben kuruyorum herhalde diyordum başkalarının da olduğunu bilmek sevindirdi. Vernik fikri bizim de aklımızda. Polimer kil den yaptığım objelerim için sıvı vernik getirmiştim su bazlı onu bir deneyeceğim. Yat verniği fikri için de teşekkür ederim yalnız onu buralarda bulabilir miyiz bilmiyorum biraz zor sanırım. Taşlar rötuş istiyor en kısa zamanda. Buralarda havalar ısındı, yağacak diye aklımız gidiyor. Bazen sıcak olmasına rağmen boğucu ve basık bir hava oluyor nemden ama olsun güneşli ve ılık ya mutlu ediyor bizi. Benim için de yürü o güzel ormanlarda orman havasını özledim ben de ama daha çok denizi özlüyorum. Selamlar sevgiler
Ponpon ağaca ve saksı düzenine bayıldım. Pinterestte böyle şeyler görüp dibim düşüyor, taşlarla filan minnak evler yapmayı düşünüyorum.
YanıtlaSilAylar önce bir off roada gittiğimde kafam yerde taş aradım boyamak için:) Baykuşlu yaptım ben de yaşasın baykuş kardeşliği ^^
Kolyelerine bayıldım! Nasıl güzeller
Ponpon ağacımı ben de çoook severek yaptım ama sonra sert rüzgarlara kurban gitti güzelim ağacım. Şimdi havaların düzelmesini bekliyorum ki yeşil yünüm bitene kadar ponpondan ağaç yapacağım yeniden..O pinterest zaten bir alem. Ben de orada dolanıp dolanıp gaza geliyorum. Taşları boyamak da inanılmaz zevkli. Benimkiler yenilensin istiyor. Yağmurlardan boyaları çıktı hep. Baykuşlar çok sihirli yaratıklar bana göre bayılıyorum onlara. Kesinlikle de katılıyorum: yaşasın baykuş kardeşliğiiii:)
YanıtlaSilKolyeleri de çook beğenerek almıştım onlardan koleksiyon yapasım var daha bir sürü alıp:) Çok sevgiler
hiçbir şeyi zamanında yapamayan ben bu iletilere de geç yorum yapabiliyorum tabii... ve insan ister istemez ilk okuduğuyla başka duygulara kapılıyor... mesela sen küçücük saksında bir park yaratmaya çalışırken orada, biz bugünlerde bir parkın uyandırdığı millet olarak sokaklardayız... oysa bu iletiyi ilk okuduğumda "ne güzel yapmış yine Tuğba'ydı" iyi ki geç kalmışım bu sefer :)
YanıtlaSilBu sefer bu gecikmen canım başka fikirlere kapılar açtı güzel oldu özellikle de bu günlerde. Bir park yaratmaya çabalıyorum ben yalandan da olsa ama siz orada o ağaçların parkın gerçek bekçileri oldunuz her biriniz. Ne mutlu ne güzel gerçekten:)
YanıtlaSil