Pazar notları diye adlandırıyorum artık pazar günü yazdığım yazılarımı. Çünkü çoğunlukla pazarları yazmaya koyulma çabasına giriyorum. Havalar artık alabildiğine soğuk. Bu sabah uzun zamandan sonra ilk kez sisli bir görüntüye uyandık. Yolda yürürken sisin içine dalmak ve o yanık kağıt kokusuna benzeyen kokuyu almak çok güzeldi. Sonra dağlara çekildi sis. Şimdilerde gökle buluştu ama sabahı beklediğini biliyorum.
Sıcak çikolata içmeye başlayabilirim sanırım artık. Bahçede geçirilen zamanları çoktan bitirdik. Bahçe şu sıralar nadir de olsa gelen tıknaz beyaz kedinin yağmurdan sığınması için kaçış rotası görevi görüyor. Dokunduğunuzda top şeklini alan minik tırtıllar var etrafta, sanki metalden gövdeleriyle istila ettiler her yanı. Özgürlüklerini ilan etmek için ne delice hevesleri varmış. Özgürlük onlar için bile ne kadar önemli görüyoruz, minik bir tel tırtıl deyip geçmemek lazım, savaşçı ve inatçılar.
Yazın deniz kenarında oturmak insana nasıl zevk verirse kışın da battaniyeme sarılıp elimde sıcak içeceğimle kitabımın sayfalarına dalmak öyle heyecan veriyor. Kalemler ve kağıtlar böyle zamanlarda en iyi arkadaş. Hele bir de sıcak vücudunu boylu boyunca üzerinize kapatan tüylü, yumoş, kurabiye kokulu bir kediniz varsa sizden şanslısı olabilir mi?
Ankara'yı özlüyorum şu sıralar yine. Kış gelince hep Ankara beliriyor aklımda, sokakları, kafeleri ve yokuşlarıyla. Epey oldu ayrı kalalı ama yine de sanki bende hep aynı yerde duruyor ve bekliyor. Böylesi de güzel. İzmit deyince aklıma sigaramın dumanı şarkısı nasıl geliveriyorsa hemencik, Ankara deyince de Pilli bebek'ten fotoğraf şarkısı geliyor. Öyle avutuyorum kendimi fonda çalan müzikle.
Yazımı evden tamamlıyorum. Rutinim bugünlük bitti. Temizlik, yemek ve bulaşık. Çamaşır işini erteledim. Kedim örtünün altında kıvrılmış uyuyor ben de ayaklarımı uzattım düşünüyorum. Acaba uzun zamandan sonra yeniden şiir mi yazsam diye?
Belki yarın yazarım. Belki yarın yeni bir yazı da yazarım kimbilir.
Mutlu kalın. Kendinizi rutinden koruyun!
sende mutlu ve esen kal
YanıtlaSil