Dün gece eşimle yine film keyfi yaptık. Akşam yemeğimizi yedikten sonra Tv odasında biraz oturduk çay içtik. Zaten son zamanlarda tv de pek de birşey yok. Maçlar dışında tabi bir de sürüsüne bereket dizi. İçlerinde güzel olanları da var tabi ama. Genelde izleyemiyoruz özellikle maç günlerinde ve erkek nüfus çoğunluklu bir ortamda bulunduğumuz için. Sanırım sadece Asi ve arasıra da Kavak Yelleri izlenebiliyor. Neyse dün gece önce Nicolas Cage in Lord Of War adlı filmini izledik. Fena değildi bence. Çok da beğendiğimi söyleyemiycem. Belki de öyle bir film izlemeye kendimi programlamadığım içindir. Savaşın, silahların, saçma sapan politikaların, katliamların, çocuk savaşçıların bol olduğu bir filmdi. Kötü hissettim. Bunu o adam yapmasa zaten dediği gibi başkaları yapıyor. Ama nasıl bu kadar hissiz olabilmiş bu adam bu filmde anlayamadım doğrusu. Yine süper rol yapmış tabiki. Yüz ifadesindeki ablaklık da cuk oturmuş bence. Nereye ait olduğunu bilmeyen silik karakter bir anda içindeki hırsı ve bir şey olma isteğini keşfedip Savaş Tanrısı oluyor. İsim çok güzel uymuş bence. İzlenebilitesi yüksek bir film. Ayrıca film afişine de bayıldım. Buradan bakabilirsiniz.
Gelelim asıl konum olan filme. O.Çocukları. Ben çok beğendim bu filmi. Herkesin izlemesini tavsiye ediyorum. Keşke Türkiye de olup da şöyle zevkle sinemada izleyebilseydim. Kadro zaten bence süper. Konu da bir o kadar can alıcı. Gözyaşlarıma yine engel olamadım. Zaten olunacak gibi de değildi. Türkiye nin 80'ler deki o hali içler acısı. Ne kadar kötü bir durum. İyiki o zamanlarda yaşamamışım dedim filmi izlerken. Nasıl bir psikolojidir bu. İşkence yapılan filmdeki o adamı görünce o kadar çok şey geçti ki aklımdan. Çemberimde Gül Oya dizisini de düşündüm tabi. O da gelmiş geçmiş en iyi diziydi. Anarşist diye adama yapmadıklarını bırakmadılar. Şimdi insanlar özgürce ben anarşistim diyebiliyorlar.Hayat ne tuhaf.
Filmde bizi en çok güldüren şey Demet Akbağ'nın bütün küfürleri yerli yerinde ve bir o kadar güzel kullanmasıydı. Hatta bir tanesi var ki dklarca güldük sanırım. Ama burdan söyleyemem tabi ayıp:) Bir gecede küfür kültürümüz gelişti. Bazen abuk buluyorum filmlerde falan bolca kullanılmasını küfürlerin ama sonra düşünüyorum bu hayatımızın gerçeği. İnsanların onundan dokuzu dilinde küfürle yatıp kalkıyor. Hiç beklemediğimiz insanlardan bile duyabiliyoruz. Hele -istanbulun varoşlarında demeyeceğim çünkü varoş kelimesinin asıl manası bildiğim kadarıyla şehrin merkezi demek yani eskiden böyle kullanılıyormuş. Şimdiki kullanımı sanırım alışıldığı bir şey olduğu için böyle sürüp gitmiş. Vuslat gibi mesela çoğu kişi vuslat ı ayrılık veya hasret olarak bilir ama vuslat kelimesi aslında kavuşmak anlamı içerir.-İstanbul'un bazı bölgelerinde bu filmdeki gibi örneğin hayatın doğal bir parçasıdır küfür. Bazen sinirlendiğimde ben bile küfür ediveriyorum. Tabi herkesin içinde değil genelde ya yalnızken bağırarak ya da kalabalıktaysak içimden sessizce bağırarak...
Filmdeki çocuklar beni çok etkiledi. Bakışları, konuşmaları, hayatları kısacası herşeyleri. Çok düşünüyorum bu sıralar çocuklar üzerine zaten. Özellikle yoksul çocuklar üzerine. Hani doğuştan kaybetmiş gözüyle bakılanlara. Bu filmi sevmemin nedeni de hayatların değişebileceği umudunu içermesi ve çabalayanları görmek. Demet Akbağ filmde bunu pek kabul etmek istemese de yani çocukların ne olduğu belli daha iyi nasıl hayatları olabilir düşüncesinde olsa da bu düşüncesini çok güzel savunuyor bence. Bazen ona hak vermedim de diyemem. Çok gerçekçiydi. Bir yerde Türkiye de devam edemeyeceklerdi. En doğrusu gitmeleriydi. Sonunu bu sefer söylemiyorum. En harika tarafı da sonu zaten. Lütfen izleyin. Film sayesinde içimde oluşan güzel duygularla gece güzel rüyalar gördüm. Sabahta güne gülümseyerek uyandım. Böyle başarılı Türk Filmlerinin yapılması beni son derece mutlu ediyor ve gururlandırıyor. Daha çok yapılmasını istiyorum.
Madem tavsiye ediyorsun o zaman ben de en kısa zamanda izleyeyim bari. Senin zevkine güveniyorum :)
YanıtlaSilTuğba cım biliyorsun,bende deniz,koylar böyle insanın içini açan,maceraları çok severim.Ama artık böyle filmler pek yok.Hep kırdılı,işkenceli acayip acayip filmler.Can sıkıcı filmleri de sırf seyretmiş olmak için seyretmem doğrusu.Size iyi seyirler,öptüm.Yiğit i de öp.bye bye.
YanıtlaSilHandecim;
YanıtlaSilumarım seni yanıltmam ama ben gerçekten sevdim bu filmi.öyle abuk sabuk recep ivediklere falan para harcayacaklarına hep böyle güzel filmler yapsalar keşke dedim izlerken.izlediğinde bana da haber ver tamam mı beğenip beğenmediğini.öptüm
Babacım;
evet senin öyle güzel konulu filmleri sevdiğini biliyorum. ama aslında ben de öyleyim. artık hele hiç öyle korku gerilime katlanamıyorum. hep böyle güzel olsun filmlerde herşey istiyorum hatta sonları da mümkünse iyi bitsin.öyle filmler insanı kötü etkiliyor.izlememek gerek aslında.en güzelini yapıyorsun babacım.öptüm. siz de benim odadaki filmlerden izleyin vakit buldukça çok güzeller vardır orda:)yiğit de öpüyor sizi selam söylüyor.muckss
Ben hala çok önyargılıyım Türk filmlerine, içimden hiç gidip sinemada seyretmek gelmiyor, çok ayıp biliyorum amaaa. Keçeleri Merter'den alıyorum. İlgilenirsen eğer bu postta ayrıntılı bilgi var. Yeri biraz karışık. belki daha merkezi yerlerde vardır satan ama ben bulamadım daha.
YanıtlaSilhttp://bayanbaykus.blogspot.com/2008/04/divitin-kolye-2.html
Bayıla bayıla izledim bende yazına tamamen katılıyorum canım. Bu aradabeyaz melek de muhteşemdi ya.
YanıtlaSilBanucum bir ara abuk sabuk yapılan filmlerden sonra bende istemedim hiç izlemek ama şimdi yeniden izliyorum.güzel şeyler de çıkıyor bu sıralar.izlemeni tavsiye ederim canım.bu arada yeri tarif ettiğin için teşekkür ederim.merteri de hiç bilmem valla ama bakalım kısmet bir gün yolum falan düşerse artık inşalah alırım canım çok istiyorum.öptüm seni.sevgiler
YanıtlaSilCraftcım;
Senin de beğenmiş olmana sevindim canım bu filmi. beyaz melek i de almıştım ama cd si bozuk çıktı izleyemedim.ama yeniden bakarım canım.sanırım o beni bayağı ağlatacak bir film.izleyince yorumlarımı yazarım yeniden canım.öptüm..