19 Mart 2012 Pazartesi

Bahar, cheesecake, kitap ve kauçuk baskılar üzerine biraz uzun bir yazı

Havalar birkaç gündür yine çok güzeldi, baharı yaşadık. Artık sabah kahvaltılarında ve akşam yemeklerinde hep bahçede olmak istiyorum. Bazen yine hava kararıp bulutlanıyor ama ben yakında gelecek olan baharı düşünüyorum. Yine yazmam gereken yazılarım var ve ben onlarla uğraşıp havanın karamsarlığına aldanmamaya çalışıyorum. Her yer çiçeklerle kaplı şantiyede. Beyaz ve sarı papatyalar güneşi görür görmez topraktan fışkırdılar. Ben de hep filmlerde gördüğüm ama hiç sahip olamadığım:) papatya tacından yapmasını istedim eşimden. Onun el becerisi iyidir, benden kat be kat iyi hatta. Elimden gelse tüm gün kafamda onunla dolaşabilirdim ama tacın içinde belki minik böcekler vardır diye tırstım, şimdi masamda kurutuyorum. Çiçekleri hep sevmişimdir. Evim olduğunda rengarenk çiçekler koymak istiyorum güzel vazolarla. 

Gelelim cheesecake meselesine. Normalde pek düşkün değilimdir aslında cheesecake'e. Ankara'da okurken Cafe de cafe'nin cheesecakeleri meşhurdu, oraya gittiğimde yerdim. Çok da sevdiğim bir yerdir. En son canım arkadaşım Pino beni götürüp harika bir cevizli mantı yedirmişti bana:)Cheesecake'i de epey bir zamandır yememiştim. Geçenlerde canım istedi. Tarif aramaya koyuldum. Cafe Fernando'nun tariflerini pek beğeniyorum ama çoğu zaman ya malzemem eksik geliyor ya da cesaret edemiyorum oradakileri uygulamaya. Birkaç tane daha sevdiğim yemek blogu var onlara da göz atıyorum. Öyle bir şey oldu ki bu cheesecake meselesinde, hiç bir tarif bana ve evdeki malzemelere uymadı. Ben de en sonunda delirip ortak malzemelerden bir tarif çıkarttım kendime. Artık ne olursa olsun diye düşündüm. Bazen çarçabuk yapılan yemekler çok lezzetli olur  ya hani bu tarif de aynen öyle oldu. Harika bir lezzet. Kendime inanamadım. Pek ümitsizdim açıkçası. Yemek fotoğrafı işini pek beceremediğimden fotoğrafta pek cezbedici olmamış olabilir ama lezzeti oldukça güzeldi. İlk gün bir saat bekletebildiğim için tabanı biraz dağılmıştı biraz moralim bozuldu. Ama sırrı uzun saatler buzdolabında beklemesindeymiş meğer. Ertesi gün hiç dağılma olmadı ve enfesti. Üzerine sos olarak ne yapsam bilemedim. Ben de en sevdiğim 4 meyveli reçeli kaynatıp, soğutup üzerine döktüm. 
Bu markayı çok seviyorum, enfes çeşitleri var. Şeftali marmelatı da süper. Reçelden daha koyu marmelat kadar da katı değil bence. Hem biraz ısıtınca harika bir kıvam aldı ve tahminimden daha iyi bir sos oldu. Sallamasyon bir tarif herhalde bu kadar güzel olabilirdi. Yalnız kafamdan uydurmadım içine koyacaklarımı, dikkatle inceleyip, okuyup sadece elimdeki labne peynirin de gramına göre bir ayarlama yaptım. 

Bunlar da hep sahip olmak istediğim baskılarım. Türkiye'de iken hiç almaya fırsatım olmadı bu tür baskılardan. Yabancı sitelerde bilhassa da etsy'de çok fazla çeşit var ama benim için kargo olayı sorun olduğundan alamadım bir türlü. Burada baskı yapanlara sordurdum, götüreceğim bir örnek eşliğinde deneyeceklerini söylediler. Ben de kolay ve zor birkaç örnek çıktısı alıp yolladım. Önce zor yapamayız dediler sol üstteki için sonra ben sadece bir örnek alayım o zaman dediğimde bir de baktım yapıp hepsini göndermişler. Henüz denemedim çünkü elime yeni ulaştı.Ben sonuçtan pek memnun kaldım. Sonuçta Cezayir gibi bir yerde bunu da buldum ya daha kim bilir neler bulabilirim. Aslında burada her şey var ama biz merkezi bir yerde olmadığımızdan ve arama imkanı bulamadığımızdan ulaşamıyoruz. Yoksa takip ettiğim Cezayir forumlarında neler neler görüyorum şaşar kalırsınız. Denediğim zaman sizinle paylaşacağım görselleri ile. Yalnız biraz daha kalın bir kauçuk olsaymış ve bir de tutacak yeri olsaymış daha harika olurmuş. Yine de buna da şükür:):)


Bu kitap da şimdiden en sevdiklerim arasına girdi. İlk başta algılayamadım ama bu bizim bildiğimiz uyuyan güzel hikayesiydi. Yalnız hikayeler farklı olabiliyor. Örneğin bir kırmızı başlıklı kız kitabı gördüm neredeyse 200 sayfaydı. O kadar uzun ne anlattılar çok merak ediyorum o masalda:)Şimdi bu seriyi tamamlamayı düşünüyorum. Dili bana biraz ağır geldi henüz fransızcam iyi olmadığı için ama gene de ısrarla cd'den dinleyip takip ederek okuyorum. Cd'sinin olması harika. İçindeki müzikle kendimi masalın içinde gibi hissediyorum. Bab Ezzouar'daki alışveriş merkezindeki kırtasiyede öyle güzel fransızca hikaye kitapları var ki, hepsini almak istiyor insan gidince. Hatta burada bulamayacağımı düşündüğüm pek çok şey var. Bir daha ki sefere fotoğraflayacağım sizin için. Oradaki her kitabı karıştırdım diyebilirim ve harika illustrasyonları var. Her gittiğimde bir tane alacağım sanırım. Yemek kitapları da harika. Onları anlamak da benim için daha kolay oluyor. Pek çok şey daha var, tuvaller, yağlı boyalar, el işi ve hobi kitapları, tablolar, model hamurları, kalemler ve dahası. Sanırım Cezayir'de benim gördüğüm en güzel kırtasiye orası ama eminim daha büyük ve güzel olanları da vardır. Umarım bir gün onları da keşfederim. En kısa zamanda yeniden gitmek ve kitapların arasında kaybolmak istiyorum. Ne de olsa bahar geliyor artık, hayata karışmanın vakti!

7 yorum:

  1. Tuğbacım papatya tacına bayıldım sana da çok yakışmış, cheescake enfes görünüyor şimdi aklıma takılacak diye korkuyorum sonra yapar çoğunu da ben yerim, evde en çok seven benim çünkü. Baskılarına da bayıldım bu arada bende mantar tıpalardan veya bir silgiden bir ara deneme yapsam mı diye düşünmüş ama elim değmemişti, tabi seninkiler gibi değil, basit kalp vs şekillerdi benim yapabieceklerim. Bende kitaplara düşkünüm öyle kurdu olarak değil ama kitaplıklar dolusu, birsürü kitabım olsun istiyorum :)

    YanıtlaSil
  2. Deryacım, canım;
    çok teşekkür ederim tacım şu anda soldu bir acayip oldu ama hala ofisteki masamda duruyor atmaya kıyamıyorum ne de olsa ilk tacım:)
    cheesecake valla güzel oldu ya dayanamadım ben de dün biraz yedim şimdi dikkat ediyorum yediklerime o yüzden çok yemiyorum:)ama esmer şekerle yaptım kremaya da süt ekledim falan azcık kıstım kalorilerden aklımca:)bu baskı olayı harika silgiyle bende denedim ama silgiler güzel değil sanırım o yüzden olmadı pek. Lacheen'in in blogundaki silgi gibi silgilerle yapması daha rahat bir bak istersen sen Ankara'da kesin bulursun:)ben de bulsam hemen alıcam ama İzmit'te yoktu:( bu baskılardan da Türkiye'de yapıyorlardır ama sanırım fiyatı pahalı olur ki burada da bize biraz pahalı geldi:)ahh bende bir sürü kitap var görsen annem kızım bunları okudun da senin profesör olman lazımdı diyor her fırsatta ilk işim yeni evimize kocaman bir kütüphane yaptırmak olacak zira çook özlüyorum bütün kitaplarımın elimin altında olmasını. kitaplar gerçekten insana çok iyi arkadaş oluyorlar..çok sevgiler canım öptüm seni..

    YanıtlaSil
  3. Tuğba dikkat ediyorum dedin ama bakkıyorum dayanamadın yaptın bir cheesecake ve yedin...ohh afiyet olsun arada böyle mutluluklar olmalı benim bloğumda tarifler var hem çikolatalı hemde fambuazlı ama ben kendim yıllardır en mükemmelini yapmak için uğraşıyorum sana onun tarifini vereyim blokto yok çok giren var burada hem satıyorum bide tarif koyarsam :(((
    eğer 18 cmlik bir kelepçeli kalıp bulursan hem az olur hemde yedikten sonra pişmanlık duymazsın ...benim ölçüler 24 lük sen azalt...alt taban için 2 paket yulaflı bisküvi,5o gr tereyağ kalıba yay kızgın fırında 5 dk tut,500grlabne,3yumurta,yarımbardak toz seker,2 kaşık un,2 paket krema sırayla bir kapta çırp ilk labneyle başla çok çırpma sonra kalıba dök 1 saatte kısıkta 100-150 pişir salladığında krema sallanmıyorsa olmuş demektir.fırının kapağına bir tahta kaşık koy kapağını kapat 1saat kapalı fırında kaldın...sonra çıkar tezgahta da 1 saat kalsın eğer sosou sıcakkn dökersen çatlar ben üstüne dr.Qatkerin frambuazlı sosunu yapıyorum benim saffada resmi var...ama mutlaka 1 gece dolapta beklemeli sen persembe yap tatilde ye....umarım yaparsın ben 7 yıldır bu formül için çok uğraştım en istediğim tat bu oldu...sevgiler

    YanıtlaSil
  4. Pozitif pembe;
    valla koca cheesecake i yaptım ama sadece ilk yaptığımda bir dilim sonrasında da bir yarım dilim yedim hepsi o :) yoksa hepsini bile yerdim normalde aslında. cheesecake farklı bir tat tabi yapması kolay değil. yalnız tarife baktım da ölçüler aynı olmasa da malzemelerin aynısını koymuşum ben de:) sevindim yani biraz atmasyon gibi olmuştu benim tarif ama seninkiyle de ddeneyeceğim. dr oetker burada bulamam o yüzden marmelatla yaptım ama sonucu çok beğendim. sanırım bir daha yaparsam yine ondan kullanırım. valla sostan farkı yok inanki. bulursan tr'de bu markadan bi dene..bu arada senin sayfana göz atıyorum harika tarifler var. pek çoğunu yapasım var ama az daha zaman lazım. şimdi ıslak keki gördüm mesela ayy nasıl canım istedi:) bu arada hemen not ediyorum tarifini deneyeceğim.çok teşekkür ederim benimle paylaştığın için. yaptığımda sonuçtan haberdar ederim seni:) sevgileer kocaman.

    YanıtlaSil
  5. Sevgili Tuğba geçen de dediğim gibi sadece tatlılar yok bak bu ara zeytinytağlılar ve salatalarda çoğunlukta hatta artık burda da bahar kendini gösterdi bakla çıktı yarında o var...ama benim arşivde sevgililer gününde yaptığım brownim var tek geçerim kendisini ölçüleri azaltıp eşin ve sana yetecek kar yapıp yanında bir top dondurma haftada 1 gün için güzel bir ödül hazır havalarda ısınacak bahçende yersin artık tarçınlı tarçınlı...bu arada ben senin şu salyangoz yemene ve ballandıra ballandıra anlatmana koptum ama sanırım ben yiyemem :))) sevgiler

    YanıtlaSil
  6. ZEL geç gördüm yorumunu çok özür diliyorum çok teşekkür ederim beğenmene sevindim:):)

    YanıtlaSil

Yorumlarınız ve paylaşımınız için teşekkürler. Mutlu kalın:)