27 Kasım 2013 Çarşamba

Fotoğraflarla Cezayir'de Hayat

Cezayir için vakit yağmurların bir türlü dinmek bilmediği vakit artık. Aralıksız olarak 20 gündür yağıyor. Ne kadar alıştık artık desem de içimizden lütfen artık yağmasın diye söyleniyoruz. Şantiye koşullarında yaşamanın zorlukları da yağmurun yağmasını istemememizin nedenlerinden biri. Her yer çamur şu anda. Bir de tabi yağmur çok olunca ne dışarı çıkmak kolay, ne trafiği aşıp bir yere varabilmek, ne yürümek kolay, ne de kasvetten karanlıktan enerji yaratabilmek. Böyle zamanlar insanın içindeki bütün enerjiyi son zerresine kadar emiyor sanki. Mis gibi toprak kokusu harika elbette ama yine de bulutların oynadığı eğlenceli mavi bir göğü tercih ederim.

Fotoğraf: yjmtrian4b flickr

Fotoğrafları elimden geldiğince güneşli olanlarından seçmeye çalıştım ki içim açılsın. Özlem de var elbette güneşe özlem, sıcağa özlem ve parıltıya özlem. Cezayir güneşli günlerde gözüme her zaman daha güzel görünüyor. 

 fotoğraf wsrmatre flickr

Bir kedi fotoğrafı koymasam olmazdı zaten. Bu pisicik de bir Cezayir sokak kedisi. Kediler nerede nasıl olurlarsa olsunlar her zaman güzeller. 

fotoğraf: skyscrapercity

Cezayir bulutlarla ve sisle kaplandığında ve elbette gece ışıklarıyla süslendiğinde daha çekici bir şehir görünümüne bürünüyor. Her zaman hüzünlü bir hali olan bu şehirde yaşam geceleri çok erken vakitlerde duruyorsa da bambaşka bir büyüsü oluyor. 


Kadınlar renkli ve genellikle çizgili perdelerin ardında evlerinde yaşamlarına devam ediyorlar. Geleneksel ailelerde gündelik yaşamdaki giysiler de balkonları güneşten ve yabancılardan koruyan perdeler kadar renkli. Bir de şu çanak antenlerin yarattığı çirkin görüntü olmasa daha harika olacak. 


Eski zamanlarda Cezayir sokakları. O zamanlarda yine sakin yine boş ama sempatik. Burası neresi tam bilemiyorum ama Tizi Ouzou'ya benziyor bana kalırsa. Her zaman gittiğimiz yollara aşina gözlerim bu fotoğrafta tanıdık bir şeyler olduğunu düşünüyor.


Burası da Cezayir merkezde Casbah yakınlarındaki dar sokaklardan birisi olsa gerek. Bu tip eskici dükkanları sık sık karşımıza çıkıyor. O tepsileri her zaman sevmişimdir. O pirinç kaplamalı şey de bir nargile olmalı. Minik takı kutuları da burada çok sık tercih ediliyor. 

 skyscrappercity/algeria

Bu fotoğraftaki yer de Cezayir merkeze indiğimizde sıkça önünden geçtiğimiz bir yol. Bir Mourad Reis yol ayrımının olduğu yer sanıyorum. Durmak imkanı bulunmadığından bir türlü çekememiştim fotoğrafını. İnternette arama yaparken görünce çok sevindim. Belki buradan dönmeden bir Cezayir turu yaptığımda, yürüyerek gezerken kendim de fotoğraflayabilirim. Oradaki mozaik resimlerde Cezayir'den manzaralar görülüyor. Büyük postane binası, şehitler anıtı, geleneksel kadın erkek figürleri var. Daha yakından bir fotoğraf bulursam sonraki yazılarımda onu da ekleyeceğim. 


Yine şu anda bizim yakın yaşadığımız Tizi Ouzou vilayetinden bir fotoğraf buldum tesadüf eseri. Bu yolun sonunda sıkça alışverişe gittiğimiz manavımız bulunuyor. Trafik her zaman tıkalı oluyor. Sebebini bir türlü çözemiyoruz. 


Bu yemeği seviyorum. Fotoğraftaki pilav, kuskus değil. İçinde bezelye soğan ve havuç var. Üzerinde de gördüğünüz gibi tavuk butları. Bunu genelde kuskus üzerine yapıyorlar. Ama pilavlı olan seçenekte bolca tüketiliyor. Zaten ne kadar çok et veya tavuk şiş ve kızarmış haşlanmış tavuk yediklerine inanamazsınız. Bütün yemeklerde neredeyse tavuk kullanılıyor. Özellikle de kuskusla birlikte servis ediliyor yanında bazen kabak gibi sebzeler veya nohut da olabiliyor. 

skyscrappercity/algeria

Geceleri sokaklarında in cin top oynayan bir Cezayir görüyorsunuz burada da. Türkiye'deki hareketli yaşantıdan sonra erkenden kapanan dükkanlar, alışveriş merkezleri veya restorantlar insana hayli tuhaf geliyor. Bir şehirde hayat nasıl bu kadar erken sonlanabilir. Tabi hayatın devam ettiği kimi yerler de yok değil. Sokaklar gecenin ilerleyen saatlerinde hep böyle ama. Sessiz ve yalnız. 

Fotoğraflarla Cezayir'e yeniden ve yeniden baktığımda, her ne kadar olanaksızlıklarından kimi zaman şikayet ediyor olsam da daha çok anlıyorum burayı özleyeceğimi. Dile kolay 6 yılımız bitti. Daha önümüzde anımsanmayacak bir zamanımız da var. Özleyince bildiğimiz bu yere sonraları bir nedenle yeniden gelmeyi isteyebiliriz kimbilir. Ne de olsa artık ikinci vatan gibi bir şey oldu:) Ben şahsen bağlarımı kopartmak istemem. 

Yeni Cezayir yazılarında görüşmek dileğiyle. 
Burayla ilgili her zaman merak ettiklerinizi yorum veya mail yoluyla sorabilirsiniz. Hatta fotoğraflar ve açıklamalar ile ilgili isteklere de açığım. 

Mutlu kalın... 

8 yorum:

  1. Merhabalar, Yağmurun yağmasını dört gözle beklediğimiz bir Ankara hayatı yaşıyoruz şu an. Her mevsimi gerektiği gibi yaşamak kışın üşümek yazın sıcaklanmak adet olmuş ya insan şaşırıyor kış olması gereken bir mevsimde hava sıcak olunca. Dün ve önceki gün yağan yağmurdan eser yok serin hatta soğuk bir hava var ama yine de insan yağışlı günleri de özlüyor. Fotoğraflarda paylaştığınız yerler ne kadar güzel yerler. En azından benim için değişik. :)) Yaşadığınız yere yüklediğiniz anlam çok önemli eğer güzelliklerle yaşıyorsanız hiç bir yer ya da hava fark etmiyor. Onun için günleriniz güzel geçsin dileklerimi gönderiyorum. Sevgiyle kalın. Ankara' dan selamlar... İyi akşamlar. :)))

    YanıtlaSil
  2. 6 yıl hakikaten, Türkiye'den ayrı kalmak için çok uzun bir süre...Daha ne kadar zamanınız var orada merak ettim..Allah kolaylık versin, ama bu hiç bilmediğim ülkeden paylaştığın resimleri senin kaleminle izlemeyi seviyorum...

    YanıtlaSil
  3. şu çizgili perdeler barselona da da her evde vardı. niye var? güneşten korunmak için ama herkes bir örnek niye koyar diye düşünmüştük. hiç farklısı yoktu yani tente falan.

    YanıtlaSil
  4. eratasarım2012;
    İnsanoğluna bu havalar hususunda yaranılmıyor vallahi. Yazın sıcak olur serin isteriz kışın rüzgar çıkar güneş isteriz. Bitmek bilmeyen bir kısır döngü sanki:)Ben yine de her daim güneşi özleyenlerdenim sizin gibi.Fotoğraflardaki yerleri beğenmenize sevindim. Bana bile değişik geliyor burada olmama rağmen ve yıllar geçmesine rağmen size böyle gelmesi çok doğal.Dediğiniz çok doğru nerede yaşıyor olursak olalım oraya verilen değer önemli, ait hissetmek önemli, kıymet bilmek önemli ve yaşam alanını elinden geldiğince güzelleştirmek önemli.Bazen yapabiliyoruz bazen yapamıyoruz ama bilmek bile güzel. Benden de sevgiler size ve Ankara'ya. Günlerimiz hep güzel geçsin:)

    YanıtlaSil
  5. Sahildeki ev;
    Ne güzel söylemişsiniz. Bence de gerçekten uzun bir zaman. Daha sık gelip gitme olanağı olsa belki de bu kadar hasret olmaz arada ama pek mümkün olmuyor. Ben bir de anladım ki bu zaman içinde o gidip de dönemeyenlerden olaman hiç bir zaman sanırım çünkü sokağından havasına taşından toprağına her yerini her şeyini özlüyorum memleketimin, bir de aile ve dostlardan uzak olmak var elbette. En zoru da orası zaten. 2014 sonunda artık dönmeyi düşünüyoruz.1 senemiz daha var. Umarım bir aksilik çıkmaz. Planlarımız şimdilik bu yönde. İzmir'de yeni bir hayata başlamak için heyecanlanıyorum:)Yine de burayı bırakmak dönmek de zor olacak,çok alıştık. Paylaşımlarımı sevmeniz beni çok mutlu ediyor. Çok teşekkür ederim güzel sözleriniz için. Ben de sizin kelimelerinizi okuyup hayatınızdan kesitler görmeyi çok seviyorum. Sevgi ve selamlarımla:)

    YanıtlaSil
  6. Buket;
    Perdeler her yerde var evet. Hem güneş hem de iç kısımlar görünmesin diye kullanılıyor burada. Kendilerine özel alanlar yaratmak için daha çok. Buradaki camlarda demirler veya tellerde var genelde. Perdelerin onları görünmez yapmasını da seviyorum çünkü hep hapishane gibi geliyor bana evler. Renkli perdeler az da olsa içimizi açıyor.Bir örnek olması da burada genelde o tip kumaşların olmasından sanırım çok çeşit yok ki yapsınlar. Bir de ayrık otu gibi kalmak istemezler. Bu konuda çok düşündüklerini veya farklı bir beklenti içinde olduklarını da sanmam. Alışkanlıklar ve sözlü gelenekler de işin içine giriyor elbette. Tente bazı yerlerde var burada görüyoruz. Ama genelde hep apartmanlarda perde oluyor balkonlarda. Modern yerlerde tenteler de var elbette. Onları da bir gün fotoğraflayabilirim belki sizler için:)İşin kötüsü bu görüntüye alıştık artık görmeyince yadırgıyoruz aaa bunlarda yok perde diyoruz hemen:) Sevgiler

    YanıtlaSil
  7. Bir Arap ülkesinde uzun süre kalmak zor bir duygu olsa gerek. Suriye, Lübnan, Ürdün, Mısır, Tunus ve Fas ayak bastığım ülkeler. Ama uzun süre kalmak katlanılabilir mi bilmiyorum. Kolay gelsin. (Aslında diğerleri de farklı değil.)

    YanıtlaSil
  8. Mehmet Bilgehan Merki;
    Kesinlikle zor Mehmet Bey. Arap ülkelerinin kendilerine has bir dokusu, büyüsü var, kişiyi kendine bağlayan. İlk yıllar büyük heyecan oluyor tabi, bazen hala şehre karşı heyecan duyuyorum ama olanaksızlıklar insanı yıpratıyor. Fas ve Tunus gibi değil, hiç değil Cezayir;bambaşka. Oralarda olsam herhalde dönmeyi bu kadar isteyip düşünmezdim.Buralarda bir süreliğine masalları yaşayıp dönmek en iyisi bana kalırsa. Mantalite hepsinde benzer olduğundan sadece belirli bir süre katlanılabiliyor kesinlikle. Yorumunuz için teşekkür ederim. Sevgilerimle

    YanıtlaSil

Yorumlarınız ve paylaşımınız için teşekkürler. Mutlu kalın:)