Onlar benim kocaman pofuduk tombililerim. İkisini de o kadar çok seviyorum ki. Çocukken sorarlar ya anneyi mi babayı mı daha çok seviyorsun diye. Hiç yoktur bu sorunun cevabı çünkü insan gerçekten ikisini de çok çok sever. Yeryüzündeki en ilginç denklemlerden biridir belki de bu. Ne biri daha fazla ne de biri daha az. Öyle kuralsız, öyle şartsız, öyle içten sever ki insan anne babasını. Bazen uzaktayken anlar bunu, bazen onlarla dipdibeyken, bazen onlara kaçamak bakışlar attığında, bazen onlarsızken gözyaşlarına boğulduğunda. Ama taa derinlerden hisseder bunu. Yeryüzündeki hiçbir sevgi ana baba sevgisi gibi olamaz olamayacaktır da. Hiç bitmeyecek bir sevgidir. Aşktan da ötede. Yıllar geçtikçe katlanarak çoğalan bir sevgidir.
Ben ailemin tek çocuğuyum. Onlar için eşsiz bir şeyim. Evlendiğimden beri bunu daha iyi anladım. Düşünüyorum da benim yaşadıklarımı zamanında onlar da yaşadılar ve şimdi yine tarih tekerrür ediyor.Eski resimlerini getirdim hep yanımda annemle babamın. Öyle güzel bakıyorlar ki birbirlerine halen daha olduğu gibi. Ben de onlar gibi olmak seneler boyu el ele, göz göze kalmak istiyorum sevdiğim adamla.Ne annegülümden başka annem ne de babişkomdan başka babam olsun isterdim. Onlar benim için biricikler. İyiki varlar. İyiki tanışmış sevmişler birbirlerini ve beni bu güzel yaşama dahil etmişler. O kadar şanslıyım ki. Hayatta hiçbir sebebim kalmasa dahi bu yaşama sıkı sıkıya sarılmak için her zaman en büyük sebebim olacaktır; Ailem.
Uzakta olmak, onlarsız yeni bir hayata alışmak zor. Her dakika yanıbaşımda olan annem, sabahları daha doğrusu öğlenleri bana güzel yemekler hazırlayan annegülüm, sabahları binbir suratımı çeken, kaprislerime katlanan, ay onu da isterim ay bunu da al bana dediğimde alan, bana her çarşıya çıkışımızda iskender yediren,geceleri korktuğumda anneeee geeel diye bağırdığımda uykusundan uyanıp kalkıp koynuma giren, renkli yünlerden battaniyeler ören ve hatta ayıcıklarıma da bluzlar ören biricik annem. Ve babam, canım babam. Koca kazık olmama rağmen işe her sabah beni arabayla götüren, kıyamayan; org çalarken bana da hadi al gitarı gel deyip agora meyhanesini çaldırmaya çalışan, uyumaya yatarken yanıma gelip yatan, birlikte zevkle tatil yaptığım, tenis oynadığım, yüksek sesle çılgınca müzik dinlediğim, hatta yolculuklarda koyduğum metallica ve nirvan albümlerini sabırla dinleyen babam, benim emrivakiler yaratıp bu gece dışarı çıkıcaz demelerime önce hayır deyip sonra o yumuşak kalbine söz geçiremeyip hadi peki çık diyen, evde yalnızken yaptığım komik yemekleri hapur hupur yiyen, düğünümde titreyerek gözyaşlarıyla dansettiğim babam. İkinizi de tarif edemeyeceğim kadar çok seviyorum. Beni o kadar güzel bir insan olarak yetiştirdiniz ki. Bana insan sevgisini, iyiliği, doğruluğu, sıcaklığı, kocaman gülümsememi siz verdiniz. Böylesine sevilen biri, böylesine iyi biri, böylesine cömert ve sevgi dolu birisi olmamı siz sağladınız. İyiki varsınız. İyiki benimsiniz. Varlığınız varlığıma en büyük armağan!
Excellent posting. Thank you.
YanıtlaSilI loved this blog.