Kedimin g, k, ç, u, d ve h hali

Evinizde bir kediniz varsa onun her haline alışmanız gerekiyor. Bazen olabildiğince yaramaz, bazen olabildiğince eğlenceli ve şımarıklar. Kimi zaman küsüp bir kenarda saklanır, kimi zamansa ortalıkta bir yerdedir ama sessiz ve görünmezdir. Kediler hep bir alemdirler! Ben de onların bu hallerine hastayım, bağımlıyım...

Arkadaşlarım bana ortaokuldan beri kedi, kedicik gibi lakaplarla hitap ederler. O zamanlar kedilerle bu derece yakın da değildim üstelim. Ama içimde bir kedi varmış gibi hissederim çoğu zaman. Bunu kedimle yaşadığımdan beri daha çok anladım. Zaten günden güne de birbirimize daha çok benziyoruz. Keşke burada onun için daha çok olanak yaratabilsem.

Bu kedimin 'g' hali. Yani ona güneş kedisi dememin sebebi. Güneşi, gün ışığını çok seviyor. Pencere önünde gözlerini kapatıp güneşleniyor. Güneşin vurduğu sıcacık yerlere gidip dakikalarca uzanıyor, yalanıyor, uyuyor. 

Şu pati açışlarımız da pek meşhur. O pamuk gibi tertemiz patileri açılınca böyle kocamaaaan daha bir sevimli oluyorlar. 

Bu da kedimin 'd' hali yani dolap kedisi diyoruz kısaca. Pek iyi çekememişim ama burası gardrobumuzun üst bölmesi. Aslında epey yüksek. Hala oraya nasıl çıktığını keşfedemedim ama aşağı inerken yatağa atlamaya korkup kendini kıyafetlerimize tutunup usulca aşağı sallandırıyor. Bizim dolabımızın dizaynı çok kötü, raf falan yok. Kenar kısımlarında üst askıların haricinde sadece boşluklar var. Oralara kazaklarımı yığma usülü koyabiliyorum. Bu yüzden kuzuma yatacak yer kalmıyor. O da daha çok eşimin tarafına üst kata yayılıyor. Gündüz biz evde yokken genelde burada uyuyor. Bazen de bize küstüğünde hemen gidip çıkıyor. Bir gün nasıl çıktığını keşfedeceğim. 

Bu da kediciğimizin 'k' hali. Biz ona kıvrık kucak kedisi diyoruz. Ellerini böyle kıvırmayı pek seviyor. Bir de burnunu kafasını böyle bacağıma, göbeğime, kollarıma gömmeyi seviyor. Nefes alamayacaksın diyorum ama nafile. Ben de nefes alabilsem böyle kafamı yastığa, yorgana gömmeyi çok severim. Cicozun da en sevdiği pozisyon sanırım bu :)

Bu da pamuğun başka bir 'k' hali. Onu da kol kedisi olarak adlandırdık. Bu pisicikte delicesine bir kol sevdası var. Böyle kollarımıza yumuş yumuş yatmaya bayılıyor. Gece de genelde kolumun üzerinde uyumak istiyor. Kolu patileriyle sarıp gitmeyelim o uyuyunca diye kendince önlem bile alıyor. 

Bu cicoz hanımın 'ç' hali. Çamaşır kedisi demek kısaca. Eğer çamaşırlarımı yıkadıktan sonra yatak odasına koyarsam tam evimiz ufak olduğundan tam da onun keyif yaptığı aynanın önündeki pufa denk geliyor askılık. O da yerine yatamadığından diye düşünüyorum hemencik askılığın üzerine atıyor kendini. Çamaşırların temiz kokusunu da seviyor. Ama mis gibi temiz çamaşırlarım tüy olmasın diye ben de oraya koyduğumda üzerine temiz başka bir örtü seriyorum artık. 

Akşamları genelde bizi bu pozisyonda görebilirsiniz. Bu ben televizyon izlerken ve eğer yiğit evde yoksa mütemadiyen şu haldeyizdir. Benim de canima minnet tabi. Sıcacık göbüşüyle beni ısıtmasını çok seviyorum. Bu hali de 'u' hali. Uzun kedi manasında:)

Bu da bugünlük son karemiz. Ona 'h' halini anlatan halı kedisi diyorum. Neden derseniz tombik göbeği ve kıvrımlarıyla halı gibi görünüyor gözüme. Bir de peluş halılar kadar yumuşak olduğu için. Yiğit'in yanında ayrı bir huzurlu oluyor. Sanırım ona aşık :) Ne şanslı eşim, ona aşık iki tane maviş gözlü prenses var evde :)

Yeni keşfettiğim hallerini başka bir yazıda yazacağım...

Mutlu kalın...

Kedicikleri ve diğer hayvanları ihmal etmeyin lütfen. Onların da bir canı olduğunu ve bize muhtaç olduklarını unutmayın!